Narenciyede rekabet arttı para azaldı

Narenciye ihracatı son yıllarda ciddi oranda artsa da ihracattan gelen döviz ise sürekli azalıyor. Sorunun dünyada artan rekabetten kaynaklandığını belirten sektör temsilcileri, narenciye üreticisinin yaşadığı ciddi sıkıntılarına dikkat çekti       


  • Oluşturulma Tarihi : 27.11.2019 08:07
  • Güncelleme Tarihi : 27.11.2019 08:07
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Narenciyede rekabet arttı para azaldı

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Narenciyede ton başına birim ihraç fiyatı son beş yıldır sürekli azalıyor. Türkiye dünya ihracatında miktar olarak elde edilen pozisyonu değer olarak koruyamıyor. Uluslararası Ticaret Merkezi (ITC) verilerine göre, 5 yıl öncesine kıyasla Türkiye’nin narenciye ihracatı miktar olarak yüzde 47 arttı. Ancak geliri aynı dönemde yüzde 11 geriledi. Türkiye, 5 yıl öncesine göre portakalı ton başına yüzde 44, mandalinayı yüzde 37, limonu yüzde 28 ve greyfurdu yüzde 31 daha ucuza ihraç ediyor. Pazarları korumak için yapılan ucuz ihracat nedeniyle Türkiye, rekabetçi gücünü kaybediyor. Mandalinadan ton başına ortalama 419 dolar gelir sağlanıyor. Bu rakam Çin için bin 335 ve İspanya için 950 dolar. Portakalı Mısır 860, İspanya 850 dolara ihraç ederken, Türkiye sadece 358 dolara ihraç ediyor. Limonda da durum pek farklı değil. Türkiye’nin ihracat fiyatı ton başına 524 dolar. İspanya bin 390, Arjantin 960 ve Meksika 750 dolardan ihraç ediyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ege Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Balık, dünyada yaşanan rekabet ortamından dolayı ihracatta ton başına düşen birim fiyatının azaldığını söyledi. Özellikle Mısır’ın portakalda ciddi anlamda kalite yükselttiğini dile getiren Balık, ülkelerin mevsimsel ve hava şartlarından dolayı bazı portakal çeşitlerinde rekabet ettiği ülkeleri geride bıraktığını aktardı. Sektörün ciddi anlamda sıkıntılar içerisinde olduğunu da aktaran Balık, özellikle son yıllarda girdi maliyetlerinin artığına dikkat çekti. Balık, sektörün son yıllarda yaşadığı sıkıntılardan dolayı sektördeki bazı firmaların ekonomik kriz yaşadığını, ekonomik krizi aşamayan bu firmaların mevcudiyetinin yok olduğunu vurguladı.



MISIR KALİTE İLE REKABETİ ARTIRDI
Mısır’ın nemli bir havasının olmamasını avantaja çevirdiğini söyleyen Balık, Valencia portakal çeşidinde Mısır’ın açık ara birinci olduğunu dile getirdi. Balık, “Portakalda Mısır ciddi anlamda kalitesini yükseltti. Bunun yanında Mısır’da nemli bir havanın olmamasından dolayı portakalın raf ömrü daha uzun. Bizim portakallarımız, ülkemiz çok nemli olduğu için raf ömrü daha az. Özellikle Washington cinsi portakalımız yağmurun çok yağdığı bir döneme denk geliyor. Mesela navelina portakal cinsi üretimi erken olduğu için daha iyi paralara satılıyor. Çünkü bu cins daha Mısır’da üretimi yapılmadan bizde üretimi yapılıyor. Fakat daha sonraki dönemde diğer rekabet ettiğimiz ülkelerle hem kalitede hem de rafta sıkıntı yaşadığımız için son dönemde portakalda böyle bir sıkıntı oluşmaya başladı. Ancak limon fiyatları geçen seneki fiyatlardan daha yüksek. Mandalina fiyatları ortada gidiyor, geçen senenin fiyatlarıyla aynı diyebiliriz. Kısacası bu sene narenciyede özellikle limon fiyatları daha iyi. Portakal geçen senden şu an daha iyi, mandalina fiyatları düşük, o da bu aralar toparlamaya başladı. Valencia portakal çeşitlerinde Mısır açık ara birinci, gerçekten Mısır’ın bu çeşit ürünü çok kaliteli. Limonda İspanya birinci sebebi standarda uygun mal üretiyorlar, üretimleri daha kaliteli ve en önemli avantajı da AB’nin içinde olmaları. Avrupalılar da İspanya’nın mallarını tercih ediyor” ifadelerine yer verdi.
SEKTÖRÜN CİDDİ SIKINTILARI VAR!
Sektörün artan maliyetlerden dolayı ciddi sıkıntılar içerisinde olduğunu belirten Balık, özellikle artan ambalajlama fiyatlarına vurgu yaptı. Balık, “Sektör şu anda ciddi sıkıntılar içinde. Sektörde her sene köklü firmalar ekonomik krize giriyor ve krizi aşamadıysa mevcudiyeti yok oluyor. Bizim yaş sebze ve meyve sektörü doğası gereği riskli olan bir sektör. Çok iyi gittiği yılda bile işiniz ters gelebilir. Bütün parametreler aleyhinize işleyebilir. Ürün almış olduğunuz bahçelerde don olmuş olabilir ya da mal verdiğiniz müşterinizden para alamayabilirsiniz. Bu gibi riskler hep var. Yani sektörel risk var ama ihracat olarak o kadar da kötü bir durumumuzun olduğunu düşünmüyorum. Miktar olarak ihracat iyi gidiyor getirdiği paranın düşük olduğu söyleniyor ancak bunun tam detayına bakmak lazım. İhracat miktarımız artıyor fiyatımız aşağı geliyor. Bunun sebebi de dünyada yaşanan rekabetten kaynaklanıyor. Türkiye’de bizim sektörümüz için en büyük risk gıda fiyatlarının yanı sıra bizde ambalajlama, ambalaj maliyeti, işçilik maliyeti gibi girdi maliyetleri arttı. Sektörü zorlayan sebeplerin başında bu girdi maliyetlerin çok artması oldu” değerlendirmesinde bulundu.
ÜRETİCİ İLGİ GÖSTERMEZSE KALİTE DÜŞER
Üreticinin mutlaka mutlu olması gerektiğinin altını çizen Balık, zira üretici mutlu olmazsa ürünün kalitesi, verimi ve doğal olarak ihracatını son derece olumsuz etkileyeceğini söyledi. Balık, “Her zaman şöyle bir korku vardır. Üretici mutlu olmazsa kazanamazsa belli bir zaman sonra üretimde de azalma olur. Narenciye üreticisi hemen başka ürün üretmeye yönelemez çünkü bir narenciye ağacının yetişmesi 4-5 sene alıyor. Yani üreticinin ‘hemen ben bu ürünü değiştiriyorum, ağacımı kesiyorum’ deme şansı yok. Ama şu olabilir; ürün eğer üreticiyi kurtarmazsa üretici de beklenen bakımı yapamaz, beklenen bakım olmadığı için ürün istenilen kalitede olmaz ve istenilen verimi de sağlamaz. Bu da hem ürünün kalitesini düşürür hem de ürün miktarının az olması ile ihracatımızı ciddi oranda etkiler” diye konuştu.
 

Haber Merkezi