Sayfa Yükleniyor...
İzmir, Aydın, Denizli, Manisa ve Uşak’tan 100 projenin katıldığı 50. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması kapsamında Nazilli Fen Lisesi öğrencileri de Kültürpark’ta stant kurdu.
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Dilber Yaprak 17 yaşında 11. sınıf öğrencisi. Ayşe Bahar Özmen de 15 yaşında 10. sınıf öğrencisi. Nazilli Fen Lisesinden gelen genç mucitleri İzmir Kültür Park’ta bir araya getiren ise 50. TÜBİTAK Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması. Danışman öğretmenleri Cansel Akel ile birlikte stant kuran öğrenciler projelerini tanıtmak için çaba gösteriyor, tüm Türkiye’de yaygınlaştırılmasını istiyor. ‘Bir çocuk değişir, Türkiye değişir. Çocuklar değerlerimizle, Türkiye çocuklarımızla büyüsün” sloganıyla yola çıkan gençler, son yıllarda artan boşanmalara dikkat çekti, güvenli aile ortamının yıkıldığını belirtti. Tüm bunlarla doğru orantılı ‘şiddet eğiliminin de’ arttığına dikkati çeken gençler, soruna ilişkin çözüm projeleri geliştirdi, gençlerin ellerinden tutup sağlıklı bir toplumun temelini atmak istediklerini vurguladı.
“Türkiye İstatistik Kurumunun 2017 yılı evlenme boşanma verilerine göre Aydın ili boşanmada 4. sırada, evlenmede ise 33. sırada yer almaktadır” ifadelerini kullanan Dilber Yaprak, “Aynı verilere göre ilimizde bir önceki yıla göre evlenmeler yüzde 6,5 oranında azalırken, boşanmaların yüzde 10,8 oranında arttığını öğrendik. Ailesi parçalanmış çocukların kişiliklerini ve bakış açılarını belirleyecek değerleri yaşayarak öğrenmeleri ve ailesine duygusal aidiyet hissedemeyen çocuklar için yapılması gerekenleri araştırdık. Aile, bireylerin birbirlerini karşılıksız sevdiği, duygusal ihtiyaçlarının karşılandığı ve değerlerin öğretildiği ilkokuldur. Boşanma, eşler için evliliğin sonlandırılması olsa da çocuklar için sevildiğini hissettiği, güvenli aile ortamının yıkımıdır” dedi.
“ŞİDDET EĞİLİMİ GÖSTERİR”
Boşanma gerçekleştikten sonra çocuğun ebeveynleri ile kaliteli vakit geçirememesinin, davranış gelişimini olumsuz etkilediğini ve benlik gelişimini bu doğrultuda şekillendirdiğini kaydeden Yaprak, “Agresif reaksiyonların ve kaygıların ön planda olduğu ailelerde güvenli aile bağından söz edilemez. Ebeveyn-çocuk ilişkisindeki değer eğitimi ve mutlu anılar çocukların sevebilen, üretebilen, özgün bireyler olmalarını mümkün kılacaktır. Çocuk biz olmayı ve toplumla bütünleşmeyi aile ortamında öğrenecektir. Çocuklar doğdukları andan itibaren ebeveynlerinin tutarlı ve sağlıklı iletişimlerinin sürekliliği karşısında güvenli ortamda bulunduğunu hissederek büyür. Asıl sorun çocuk tutarlı ve sağlıklı iletişim ortamında yetişmediğinde gerçekleşir. Ailede etkili iletişim ve problem çözme basamaklarını deneyimlemeyen çocuk, sosyal hayatta karşılaştığı sorunlarda şiddet eğilimi gösterir” diye konuştu.
“ARAŞTIRMAMIZ ÖZGÜNDÜR”
Araştırmanın önemine değinen Ayşe Bahar Özmen ise, şöyle ekledi: “Araştırmamız ilçemizde gençlik merkezi olmaması itibari ile özgündür. TÜBİTAK’ın 2023 stratejik hedefleri doğrultusunda toplumsal bilinçlendirme yaklaşımı, arzu edilen geleceğin yaratılması yönünde yürütülecek faaliyetlerin arkasındaki en büyük güçtür. Toplumun her kesiminde bilgi temelli faaliyet ve hedefler konusunda gençlik merkezi açmaya ihtiyaç duyuyoruz. Türkiye’nin Vizyon 2023 çalışmaları doğrultusunda, genç nüfusumuz ve bu nüfusun toplam nüfus içindeki varlığını dikkate alarak insan kaynaklarındaki zayıflıklarımızın giderilmesi; güçlü yanlarımızın da desteklenerek daha da güçlendirilmesi; genç nüfusumuzun yarattığı fırsatlardan yaralanmayı mümkün kılacak eğitim ve istihdam politikalarımızın geliştirilmesinde merkezimizde yapılan eğitim çalışmalarına ihtiyaç vardır.”
ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Özmen konuya ilişkin belirledikleri önerileri açıklayarak, şunlara yer verdi: “Yapmış olduğumuz araştırmalar, öğrencilerle kurmuş olduğumuz diyaloglar ve okul rehber öğretmenleri ile görüşmelerimizde anne ve babası boşanmış ya da bilinçsiz ebeveynlerin çocuklarına yeterli ilgi, alaka ve sevgi gösteremedikleri sonucuna ulaştık. Aile sevgisi görmeyen çocukların bağlanacak yeni dallar ve elinden tutacak eller aramakta olduğunu, arkadaş çevresi içinde varlığını kabul ettirmek ve sevgi görmek için yaşam tarzına uygun olmayan davranışları bile örnek alabildiği sonucuna vardık. Bizler kelebek etkisi göstererek kurulacak olan gençlik merkezi aracılığı ile geleceğimizin mimarları olan gençlerin ellerinden tutup sağlıklı bir toplumun temelini atmak istiyoruz. Çocukların sosyalleşmelerini sağlayan kazanımlar eğitim programlarında arttırıldığında şiddet eğiliminin azalacağı sonucuna vardık. Bu amaçla yola çıkarak çocuklar gençlik merkezlerinde boş vakitlerini değerlendirdiklerinde şiddet eğilimlerinin azalacağı çıkarımını yaptık.”
Haber Merkezi