Sayfa Yükleniyor...
Buca Kent Konseyleri Başkanı Mürvet Suat Balcılar geçen hafta Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonunun adının Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu olarak değiştirmelerinin sebeplerini gazetemize anlattı
YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER
Buca Kent Konseyinden örnek bir karar alınarak, Kadın- Erkek Eşitliği Komisyonunun ismini Toplumsal Cinsiyet Komisyonu olarak değiştirildi. İsim değişikliğinin sebeplerini anlatan Buca Kent Konseyi Başkanı Mürvet Suat Balcılar, Bizim meclislerimizden bir tanesi de Eşitlik Meclisi olduğunu biliyorsunuz. Komisyonun kurucusu olan Cumhuriyet Halk Partisi Meclis Üyesi Canan Aydemir Özkara ile bir görüşme yapmıştık. Birlikte o konu konuşulurken; Kadın-Erkek Eşitliği değil de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu daha doğru bir tanımlama olacağı konusunda görüş alışverişinde bulunmuştuk. Sonra biz bunu meclisin ağustos ayı toplantısına sunduk ve kabul edildi ve bu şekilde olmasını istedik diyerek komisyonun isminin değişmesi gerektiğini düşünmeye başladıkları süreci özetledi.
TOPLUMSAL EŞİTSİZLİĞE YOL AÇIYOR
İsim değişikliğinin sebeplerine değinen Mürvet Suat Balcılar, Cinsiyet biyolojik bir durum yani doğuştan itibaren genetik bir durum. Kadın ya da erkek olarak bir cinsel kimlikte doğuyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliği ise toplumun yüklediği sosyal ve kültürel rollerdir. Yani ikisi aynı şeyler değil. Bebeklikten itibaren erkek çocuğa mavi renk, kız çocuğuna ise pembe renk aslında cinsiyet rolüne hazırlayan bir durumdur. Toplumdaki cinsiyet rolüne hazırlayan bir durumdur yani. Buna paralel olarak kadın ve erkeğin arasında sadece Türkiyede değil tüm dünyada; bazı yerlerde iyi bazı yerlerde çok kötü olsa da bu fark ne yazık ki çok açık. Öncelikli olarak cinsiyet eşitliği sağlanmış değil diye konuştu. Sosyal ve kültürel açıdan kadın ve erkeğe biçilen rollere de değinen Balcılar, Ataerkil toplum yapısı içerisinde kadına aileyi derleyip toparlamak, yemeğini yapan, çocuklarını büyüten, evinden dışarıya çıkmayan rolü biçilirken erkeğe biçilen rol ise, dışarıda parasını kazanan, kadına karşı ya da aileye karşı herhangi bir açıklama yapmak durumunda kalmayan hatta ve hatta ağlamayan, ağlaması bile yasak olan bir yüklenim var. Erkek de sonuçta etiyle, kanıyla, duygusuyla bir insan ağlaması çok normal. Doğuştan itibaren sen erkeksin, ağlamayacaksın, asker olacaksın, silah kullanacaksın kıza ise bu oyuncaklarla oynayacaksın, evcilik oynayacaksın ya da bebekle oynayacaksın bunların hepsi işte ilerideki toplumsal eşitsizliğine yol açan faktörler diye konuştu.
GERÇEKLİK VAR
Cinsiyet eşitsizliğine yol açan durumların yol açacağı faktörlere de değinen Mürvet Suat Balcılar, Özellikle ülkemizde sıklıkla görülen, son yıllarda da artan kadının eğitimden, kız çocuklarının eğitim hayatından çekilme süreci geliyor. Aile bir noktadan sonra o da genellikle ilkokul eğitimi kadar izin veriyor. Ondan sonra gitmesine izin vermiyor ve eve kapatıyor. Ev işlerine yardımcı olmak, evi derleyip toparlamak, bir genç kız anne rolüne hazırlanıyor. Burada ne var diyeceksiniz? Bunun üzerine kurulan bir yapı eşitsizliği pompalıyor. Belli meslekler kadına hasmış gibi görünüyor. Örneğin hemşirelik; aslında artık erkekler de var ama hala toplumda tuhaf bakılıyor. İsmi bile bir dönem tartışma konusu oldu. Kadının ve erkeğin cinsiyet farklılıkları onların eğitime eşit seviyede ulaşmasını da engelliyor. Eğitim sonrası süreçte de kadın ve erkeklerin aldığı ücretlere baktığımızda ciddi farklar var. Erkek kadından daha fazla kazanıyor. Şiddete uğrama boyutunda kadın dünyanın her yerinde şiddete daha fazla maruz kalıyor. Birde iki cinsiyete mahkûm olanlar var. Bunu ister görmek isteyin, isterseniz de görmezden gelin ama böyle bir geçeklik var. Bu bir tercih de değil onlar için. İki cinsiyet arasına sıkışıp kalmış, belli bir cinsiyet yönelimine bulunmak durumunda kalan ama başka bir kimlikte bulunan insanlarda var. Dolayısıyla amacımız şu biyolojik olarak doğan her insanoğlunun eşit eğitim, eşit ücret, devletin bütün alanlarına eşit oranda nüfuz edebilmek. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği budur diye konuştu. Son olarak Buca Kent Konseyi olarak meclislerinin yüzde 75inin kadın olduğuna vurgu yapan Balcılar, kadınlarının sayısının hem meclislerinde hem de toplumun diğer alanlarında daha fazla sayıya ulaşması için çalışmaya devam edeceklerini ifade etti.
Haber Merkezi