Obezite ekonomisi 50 milyar TL’yi geçti

Prof.Dr. Harun Raşit Uysal, obezitenin yol açtığı hipertansiyon, şeker, kolesterol gibi hastalıklarla, spor salonuna ve zayıflama ilaçlarına verilen paraların Türkiye’de 50 milyar TL’yi geçtiğini belirtti

  • Oluşturulma Tarihi : 21.02.2020 07:17
  • Güncelleme Tarihi : 21.02.2020 07:17
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Obezite ekonomisi 50 milyar TL’yi geçti haberinin görseli

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkan Vekili Prof.Dr. Harun Raşit Uysal, Tarım ve Orman Bakanlığının kişilerin hayatını ve sağlığını tehlikeye düşürecek şekilde bozulmuş, değiştirilmiş gıdaları üreten ve satan firmalara ait bilgileri paylaştığı yeni ifşa listesini değerlendirdi. İfşa listelerinin bir dereceye kadar netice vereceğini belirten Prof.Dr. Uysal, “Burada yaptırımların artırılması gerekir. Dünya Tüketici Örgütüne (WCO) göre dünyada taklit ürünlerin büyüklüğü 50 milyar dolar, Türkiye’de ise 5 milyar dolar civarında. Burada tabi ki sadece gıda yok. Yapılan bir ankete göre de taklit ürün olduğunu bile bile o ürünü satın alan Çin’den sonra ikinci ülkeyiz. Obezite ekonomisi ise 2 trilyon doları geçti. Obezite ekonomisinden dolayı ileri gelen hipertansiyon, şeker, kolesterol gibi hastalıklarla, spor salonuna verilen paralar, zayıflama ilaçlarına verilen paralar ve bu hastalıklar nedeniyle yaşanan işgücü kaybının maliyeti dünyada 2 trilyon dolar Türkiye’de ise 50 milyar TL’dir” dedi.



YAVAŞ YAVAŞ ÖLDÜRÜYOR
Hile yapan firmalara yakalanınca verilen 18 bin TL’lik cezanın düşük olduğuna vurgu yapan Prof.Dr. Uysal, “Birinci seferde verilen para cezası 100 bin TL civarında olmalıdır. Aynı şekilde bir daha yaptığı zaman ticaretten men ve sonrasında hapis cezası getirilmelidir. Gıda terörü cinayetle eşdeğerdir. Söz gelimi bir kişi silahla birini öldürüyor ve çok ağır cezalar alıyor. Gıda teröründe de insanlar yavaş yavaş ölüyor. Gıdalara balı taklit etmek için früktoz şurubu, peyniri taklit etmek için margarin katıyorlar. Tarımdan gelen kimyasallar karaciğerde depolanıyor ve karaciğer rahatsızlıklarına sebep oluyor. İnsanların dolaylı yoldan da olsa öldüren gıda terörü için caydırıcılığının daha fazla olması gerekir. Görüyoruz ki birçok firma tağşişten vazgeçmiyor. Bunlar yakalanabilen firmalar peki denetlenemeyenleri ne yapacağız?” ifadelerini kullandı.



CEZALAR CAYDIRICI OLMALI
Caydırıcı cezaların olmamasından dolayı firmaların taklit ve tağşişe devam ettiğinin altını çizen Prof.Dr. Uysal, “Buna ek olarak insanların gelirleri artmadığı için de insanlar taklit ve tağşiş gıdalara yönelmek zorunda kalıyorlar. Türkiye’de gıda maliyetleri çok fazla olduğu gıda fiyatları artış gösteriyor. Gıda üretiminde kullanılan tarım hammaddeleri; ilaç, gübre, tohum, enerji gibi kullanılan girdiler hep dolar ve avro ile alınıyor. Dolar ve avro artınca bunların fiyatları artıyor ve gıda fiyatları da artıyor. 2020 yılında dünyada da gıda fiyatlarının arttığını görüyoruz. Düşük gelirli insanlar daha ucuz gıdalara yöneliyorlar. İnsanların bir kısmı bunu bile bile alıyor bir kısmı da bilmeden alıyorlar. Taklit ve tağşişi önlemek için birinci yapılması gereken gelir dağılımında adaletin sağlanmasıdır. Diğer taraftan da cezaların caydırıcılığının artması gerekir. O zaman bu firmalarda ya doğru düzgün üretim yapacaklar ya da yok olup gidecekler” diye konuştu.