- Gündem
- 11.05.2025 20:55
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Özen Kaçmaz Başoğlu, obstrüktif uyku apne sendromunun halk arasında oldukça yaygın ve yaşamı ciddi derecede tehdit eden bir hastalık olduğunu söyledi
NİLGÜN TAZE
İlk kez 1965 yılında tanımlanmış olan obstrüktif uyku apne sendromu uykuda kısa süreli nefes durmaları şeklinde seyrediyor.Halk arasında uyku apne sendromu veya uyku apnesi olarak da bilinen bu hastalık oldukça ciddi, yaşamı tehdit eden belirtiler gösterebildiği gibi toplumda sanıldığından daha sık görülüyor.
Uyku apne sendromlu hastaların nefes alıp vermek için çaba harcamasına karşın uyku sırasında zaman zaman üst solunum yollarının tamamen veya kısmen tıkanması sonucu oluştuğunu açıklayan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Doç.Dr. Özen Kaçmaz Başoğlu, Üst solunum yollarının tıkanarak nefesin en az 10 saniye süreyle tam olarak durmasına apne, nefesin azalmasına ise hipopne denir. Apne süresi bazen 1-2 dakikayı bulabilir. Nefes durması sırada boğulma hissi de olabilir. Apne ve hipopne sonrasında hasta, hemen her zaman horlayarak nefes almaya başlar. Bir gecede hastanın isteği dışında oluşan bu nefes durmaları bazen saatte 100, 200, 300, hatta 400den fazla kere olabilir dedi.
OKSİJENİ AZALTIYOR
Uyku apne hastalarında çoğu kez bir akciğer hastalığı olmamasına karşın apneler sırasında akciğerlere hava girmediği için kandaki oksijen değerinde de azalma oluşturduğu bilgisini veren Başoğlu, Derin ve dinlendirici uykunun nefes durmaları nedeniyle sık sık bölünmesi sonucunda hasta, gündüz aşırı uyku halinden ve sabah baş ağrılarından yakınabilir. Uyku apne sendromu, kalpte ritim bozuklukları, yüksek tansiyon, kalp krizi ve inme gibi ciddi hastalıklar ile ilişkili olabileceğinden erken tanısı ve tedavisi çok önemlidir. Oysa hem halk arasında, hem de doktorlar tarafından çok iyi tanınmayan bir uyku bozukluğu olduğundan tanıda gecikmelere sık rastlanır açıklamasını yaptı.
KİMLERDE GÖRÜLÜR?
Obstrüktif uyku apne sendromunun tüm yaş gruplarında görülse de, en sık 40 ile 65 yaşları arasında ortaya çıktığını ifade eden Başoğlu şu açıklamaları yaptı: Bu hastalık her iki cinste de görülebilir fakat erkeklerde kadınlara göre 2 kat fazla izlenir. Yapılan çalışmalarda erkeklerin yüzde 4ünde, kadınların yüzde 2sinde uyku apne sendromu bulunduğu saptanmıştır. Gürültülü horlaması olan, kilolu, yüksek tansiyonlu ve üst solunum yollarında yapısal bozukluğu olan orta yaşlı erkeklerde uyku apne sendromu daha sık gelişir. Bazı ailelerde daha sık gözlenmesi ise genetik yönü olduğunu düşündürmektedir. Kişinin kilosunun boyunun karesine bölünmesi ile hesaplanan beden kitle indeksi değerinin 30 kg/m2 üzerinde olması obezite olarak adlandırılır.
OBEZLERDE DAHA FAZLA
Çağın hastalığı olan obezitenin pek çok hastalık gibi uyku apne sendromu için de en önemli risk faktörü oluşturduğunu açıklayan Başoğlu, Nitekim uyku apne sendromu, obez kişilerde 10-12 kat fazla görülür. Kilo arttıkça görülme sıklığının ve ciddiyetinin arttığı ve kilo verilmesi ile azaldığı bilinmektedir. Özellikle santral obezitesi olanlarda, yani bel çevresi artmış, elma tipi şişmanlayan kişilerde daha sıktır. Yine de, uyku apne hastalarının yalnızca yüzde 40-60 kadarında obezite olduğu ve normal kilodaki kişilerde de gözlenebileceği unutulmamalıdır. Obez olmayan kişilerde, uyku apne sendromuna yüz ve çeneye ait yapısal bozukluklar ve üst solunum yollarındaki darlıklar neden olabilir. Bunların başında çenenin küçük ve geride olması gelir ifadelerini kullandı.
GENETİK YÖN
Başoğlu, boynun kısa ve kalın oluşunun bir diğer risk faktörü oluşturduğunu ifade ederek, Bazı araştırmacılar boyun çevresi ölçümünün beden kitle indeksinden daha önemli olduğunu, erkeklerde 43 cm, kadınlarda 38 cm üzerinde olmasının ise uyku apne görülme sıklığını arttırdığını ortaya çıkardı. Obstrüktif uyku apne sendromu, tüm yaş gruplarında görülebilirse de, en sık 40 ile 65 yaşları arasında ortaya çıkar. Her iki cinste görülebilir, fakat erkeklerde kadınlara göre 2 kat fazla izlenir. Yapılan çalışmalarda erkeklerin yüzde 4ünde, kadınların yüzde 2sinde uyku apne sendromu bulunduğu saptanmıştır. Bazı ailelerde daha sık gözlenmesi ise genetik yönü olduğunu düşündürmektedir dedi.