Oksijene hasret bir ilçe: Aliağa

Aliağa’da ağır sanayi gittikçe genişlerken, kent sakinlerinin ise can güvenliği azalıyor. Özellikle dağa dönüşen ‘cürufların’ kanser hastalarının sayısını hızla arttırdığı iddia ediliyor

  • Oluşturulma Tarihi : 06.09.2019 08:22
  • Güncelleme Tarihi : 06.09.2019 08:22
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Oksijene hasret bir ilçe: Aliağa haberinin görseli

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Aliağa denilince akla ilk gelen ‘ağır sanayi’… Bu sanayi bölgelerinde yer alan fabrikaların ‘ölüm ürettiği’, ‘kansere yol açtığı’ birçok basın mensubu tarafından da yazılıp çizildi. Eski günlerdeki gibi tarım alanlarına kavuşmak isteyen ve yıllardır ağır sanayiye karşı mücadele veren bölge sakinleri ile sivil toplum kuruluşları da bekleyiş içerisinde. Tüm gözler sanayinin meydana getirdiği olumsuzluklara ve ‘toplu ölüm’ endişesine çevriliyken, DİSK Emekliler Sendikası Aliağa Şubesi Başkanı ve aynı zamanda eski dönem meclis üyesi Sabahattin Yeşiltepe, gün yüzüne çıkarılmayan ve bu nedenle fark edilemeyen bir gerçeği bizlerle paylaştı. Demir-çelikler farklı bir ürüne dönüştürülmek için haddehanelerde eritilirken ‘cüruflar’ meydana geliyor. Yani kimyasal ve zehirli olduğu iddia edilen atıklar. Bahsi edilen cüruflar, yok edilemediği için ya da daha doğru bir alanda kullanılamadığı için de biriktirilerek dağ haline geliyor. Yıllar önce yerel yönetimler tarafından Aliağa ve Foça’daki cürufların asfalt için kullanılacağı hatta tarım alanlarında kullanılmak için çiftçilere dağıtıldığı ancak sendikaların mücadelesi sonrası durdurulduğu da iddia ediliyor. Horozgediği ve Çakmaklı Köyleri ise sanayinin tam ortasında. Bu iki köyde kanser hastalarının fazla olduğunu iddia eden Yeşiltepe, sanayinin sonuçlarının gün geçtikçe Aliağa’yı yutmaya devam ettiğini vurguladı. Yeşiltepe, “Oksijene hasret bir ilçeyiz” diyerek seslerinin duyulmasını ve bir an evvel önlem alınmasını istedi. Görüşlerine yer verdiğimiz Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay ise TÜBİTAK raporlarını gerekçe göstererek “Bölgedeki kontrolsüz cüruf alanları Aliağa’yı kirletmeye devam ediyor. TÜBİTAK raporlarında atıkların tehlikeli olduğu açıkça belirtildi. Bütün dengeyi bozuyorlar” dedi.



ASFALT İÇİN KULLANILACAKTI
“1952’de Aliağa belediye olduktan sonra burayı sanayi bölgesine dönüştürdüler” sözleriyle konuşmasına başlayan Yeşiltepe, “60’lı yıllardan sonra rafineri kuruldu. Artık ağır sanayileşme dönemine girildi. 80’li yıllarda da Petkim kuruldu. Yavaş yavaş dünyada nadir görülen gemi söküm tesisleri yapıldı. Oradan çıkan malzemeleri demir ve çeliğe dönüştürmek için haddehaneler kuruldu. Türkiye’nin yüzde 10’luk ağır sanayisi Aliağa’da yönlendirilmeye başlandı. Sanayileşmenin çarpık yapılaşması kente yansıdı” dedi. Kimyasal atık ‘cürufu’ ilk kez gazetemiz aracılığıyla gündeme getiren Yeşiltepe, şunları söyledi: “Gemi sökümden çıkarılan demir ya da çelikler oradan haddehanelere gelir. Haddehanelerde eritilir, başka bir ürüne dönüşür. Demirler eritilirken cüruflar ortaya çıkar. Cüruf ise kimyasal bir etkidir, zehir saçar. Onları harcayabilecek yer bulamıyorlar. Bir ara ‘asfalt için kullanalım’ dediler. Ama asfalt yapılırken de aynı kanserojen etkiler yansıyacak. Tarımsal alanlarda kullanılması için de dağıtıldı sonra durduruldu. Sırf bu cüruflar için Dünya Çevre Günü’nde tüm çevreciler aynı gün ve saatte eylem yaptık. Vagonlarla buradan başka yerlere cüruf götürüldüğü dahi söyleniyor.”
ÖLENLER İSTATİSTİKLERE GİRMİYOR!
Tüm bu etkenlerden dolayı Aliağa’da kanser riskinin çok fazla olduğunu kaydeden Yeşiltepe, “Yüzde 60’lara yakın bir riskin olduğunu düşünüyoruz. Çünkü çevreye yaydıkları zehirli maddeler insanların vücutlarını kötü bir duruma soktu. Hatta bundan 5 sene önce okuduğum bir istatistikte Aliağa’da 875 insanın kanserden öldüğü yazıyordu. Şimdi bu sayı o kadar çoğaldı ki” diye konuştu. Sanayi bölgesinde çalışan insanların çoğunun iş gördükleri yerlerden şikayetçi olduğunu belirten Yeşiltepe, “İşçilerin çoğu akciğer, kolon kanserine yakalanan ve ardından vefat eden kişiler. Yıllardan beri ilçede tam teşekkülü bir hastanenin kurulması için imzalar, basın açıklamaları, mitingler yaptık. Her defasında ‘Evet, hastaneyi yapacağız’ denildi. Sonunda bir hastane yapıldı ama orası da sağlık ocağı gibi. Bunlar bilinçli olarak yapılıyor. Çünkü kanser gibi büyük rahatsızlık taşıyanlar Aliağa’da değil, merkezde ya da diğer büyükşehirlerde tedavi görüyor, orada ölüyor ardından orada gömülüyor. Böylece adam istatistiklere girmemiş oluyor” iddialarında bulundu.



TARLASINI SATTI
Aliağa sanayi kenti olduğu için bütün illerden insanın burada bulunabileceğini kaydeden Yeşiltepe, “Her gelen de kenti kültürü ile geldiği için o kültürün buraya yansımasını ister. Ama Aliağa şu ana kadar bunu yansıtamadı. O çöküntü mevcut sanayinin, çalışan ya da çalışmayan insanların işlerine yaradı. Ahbap-çavuş ilişkileriyle, iki dudak arasında çalıştırmalarla, hak aramama sonlandırmasıyla hep susturuldu ve şu anda Aliağa öksüz bir çocuğa döndü. Hep emeğe karşı bir acımasızlık var. Örgütsüzleştiriliyoruz. Üretim araçlarını elinde bulunduran şahıslar, üretim araçlarını çalıştıran insanlara acımasızca davranıyor” dedi. Sanayinin tam ortasında kalan Horozgediği ve Çakmaklı Köylerinden de bahseden Yeşiltepe, “Buradaki köylünün tarlası çok iyi para yaptı. Gayri ihtiyari tarlaları sattılar. Onlara karşı çıktığımız zaman ise ‘Size ne?’ dediler. Yıllar sonra hastalıklarla karşılaştıkları zaman da isyan etmek için iş işten geçmişti. Kısacası sarı öküzü satmayacaklardı” ifadelerini kullandı. “Biz asla sanayiye karşı değiliz” diyerek asıl amaçlarını söyleyen Yeşiltepe, “Gelişmiş ülkeler sanayileriyle ölçülür. Ama biz sanayicinin biraz daha çevreye duyarlı olmasını istiyoruz. Oksijene hasret bir toplum olduk. Geleceğimizi başkalarına ipotek eder hale geldik. Aliağa’nın Kuzey aksını sanayiye kapatmıştık. Ama yerel belediye başkanları rant yüzünden, belediyeleri iyi yönetememe yüzünden, sadece emeklere hainlik ederek diğer arkadaşlara oraları peşkeş çektiler” sözlerine dikkat çekti.
“BÜTÜN DENGEYİ BOZUYORLAR”
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay ise “Bölgedeki kontrolsüz cüruf alanları, Aliağa’yı kirletmeye devam ediyor. Aliağa-Foça arasındaki cüruf depolama bölgesinin kaldırılmasını istiyoruz. Burada depolanan cüruflar, yeraltı suları ile köy sularına karışıyor. Burası sürekli büyüyor. Bölgede halk sağlığı ciddi tehdit altında. Ciddi bir yangın riski de bulunuyor. Cüruflar toprağımız, suyumuz ve havamız açısından tehlikeli” dedi. TÜBİTAK’ın yapmış olduğu araştırmadan bahsederek durumun ehemmiyetini bir kez daha gözler önüne seren Kınay, “3 deney faresi üzerinde inceleme yapıldı. Hayvanlardan birinin karaciğerinde küçülme, birinin karaciğerinde aşırı büyüme olduğu, dalak büyümesine de rastlandığı belirtildi. TÜBİTAK raporlarında atıkların tehlikeli olduğu açıkça gösteriliyor. Bütün dengeyi bozuyorlar” iddiasında bulundu.