Ölüme komşu hayatlar

Yapılan onca çağrıya rağmen toplanmayan Gaziemir’deki nükleer atıkların yer aldığı alanın yakınında yaşayan ölüme komşu hayatlar: “Kansere bağlı ölümler arttı. Ölümü solumamıza göz yumuluyor” feryadında bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 20.12.2021 07:56
  • Güncelleme Tarihi : 20.12.2021 07:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Ölüme komşu hayatlar

YUSUF ÇAĞIRTEKİN – ÖZEL HABER

“Nükleer alanın içinde çocuklar oynuyor”

“Mahallemizde kanserden birçok insan öldü”

“Çocuklarda solunum ve sık enfeksiyon kapma şikayetleri arttı”

“Torunlarım için endişeliyim”

“Babaannem buradan dolayı kanserden öldü”

Tüm bu şikayetler, İzmir’in Gaziemir ilçesindeki Emrez Mahallesi’nde kapatılan ve yıllardır kronik bir sorun haline gelen eski kurşun fabrikasının nükleer atıklarının bulunduğu alanın yakınında yaşayan mahalle sakinlerinden. Mahalle sakinleri muhtar Ramazan Arslanalp öncülüğünde yıllardır ellerinden gelen her türlü çabayı sarf etti fakat ne merkezi hükümet ne de yerel yönetimler dertlerine çare olmadı! Son olarak Gaziemir Belediyesi atıkların toplanması için 13 kez ‘Duran Adam’ eylemi yaptı ama halen bu alan için hükümet kanadından çözüm üretilebilmiş değil. Eylemlerin ardından normalin 219 katı radyasyon bulunan alanda yaşamlarına devam etmek zorunda kalan halk ise; “‘Nükleer alanın içinde çocuklar oynuyor’, ‘Mahallemizde kanserden birçok insan öldü’, ‘Çocuklarda solunum ve sık enfeksiyon kapma şikayetleri arttı’, ‘Torunlarım için endişeliyim’, ‘Babaannem buradan dolayı kanserden öldü’” diyerek yaşadıkları duruma isyan etti. Havadan 5 kilometre alana kadar yayılabilen radyasyonlu alanın komşuları, pencerelerini bile açamazken, “Ölümü kokluyoruz. Lütfen artık yardım edin” çağrısında bulundu.

BURADA HASTA OLMAYAN KİMSE YOK!

20 senedir mahallede ikamet eden Halil Demiryürek, “Hangi şikayeti dile getirsek ki artık? Kimsenin umurunda mıyız? Bazen dışarıya çıkamıyoruz. Kapımızı, penceremizi açamıyoruz? Geceleri kokudan dışarı çıkamıyoruz. Her taraf delik deşik” diyerek tepki dolu sözlerle başladı konuşmasına. Binlerce eylem yapıldığını bildiren Demiryürek, “Dünyanın birçok yerinden binlerce insan geldi. Fakat bu sorunu halen çözemediler. Ne yerel ne merkezi hükümet kimse muhtarımız kadar uğraşmadı. Onun kadar uğraşsalardı, bu sorun ortadan kalkardı. İnan ki hastalık mı sayarsın, dert mi sayarsın! Benim hanım da hasta oldu. Bilmiyoruz neyi var. Buradan kaynaklanıyor olabilir. Mahallemizde kanserden birçok insan öldü. Birçok komşumuz kanserden vefat etti. Kimse bilmiyor. İddia ediyorum muayene etseniz şu mahallede sağlam adam çıkmaz! Ben hasta değilim diyen bir kişi çıksın hadi. Yani mahalleli olarak rahatımız yok, şikâyetçiyiz” ifadeleriyle dile getirdi tepkisini.

BENİM SAYDIĞIM 6 KİŞİ KANSERDEN ÖLDÜ

Mahallede uzun yıllar ikamet ettiğini öğrendiğimiz bir diğer isim olan Tahsin Çil ise torunları için endişeli olduğunu belirtti. Çil, “Kaç kişi öldü ya kaç kişi! Sadece benim bildiğim 6 kişi kanserden kaynaklı öldü. Hep buradan oldu ya hep buradan! Evimiz, işimiz burada ya! Camiye gidiyoruz mecburen bu yolu kullanıyoruz! Kapıyı, pencereyi açamıyoruz artık! Sabah pencereyi açtığımda çok ağır bir koku geliyor. Torunlarım için endişeleniyorum. Hepsi burada! Ne yapacağız! Kaçacak bir yerimiz olsa kaçar gideriz ama yok işte! Maddiyat yok!” ifadelerini kullandı.

SÜREKLİ ZEHİR SOLUYORUZ

35 yıldır mahallede yaşayan Sevim Eren de “Hiç memnun değilim. Sürekli zehir soluyoruz! Yağmurdan sonra kötü bir duman çıkıyor ve kokudan durulmuyor! Arada bir kendine yerin dibinden volkan gibi ateş çıkıyor. Muhtarımız itfaiye çağırıyor söndürülüyor ama 10-15 gün sonra tekrar yağmur çıkıyor! Ayrıca zehir soluyoruz. Camları, pencereleri sürekli kapalı tutuyorum! Çocuklarda solunum problemleri ve sık sık enfeksiyon kapma şikayetleri oluşuyor. Torunlarımızın sağlığından endişeliyiz! Mahallemizde nefes darlığı ve kanser vakaları arttı! Talebimiz buranın bir an önce temizlenmesi. Çocuklarımızın sağlığı için, kendi sağlığımız için zehir atıklarının toplanmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

HERHANGİ BİR GÜVENLİK ÖNLEMİ YOK!

“Sabahları zehir bir koku oluyor. Evden içeri giriyor” diyerek sözlerine devam eden Eren, “Kapıları kilitliyoruz. Burada bir çukur vardı. Basın açıklaması yapıldı ve sonrasında sadece yapılan üzerinin toprakla örtülmesi oldu. Kapattılar, eştiler kurşun fabrikasının kalan bacalarını kaldırdılar. Ama bir türlü kesin çözüm üretmediler. Temizlenemedi bir türlü burası. Açtıkları çukurlarda insanlar düştü bir yerlerini yaraladılar. Benim eşim de düşenlerden bir tanesiydi. Çukurlar bir sene açık kaldı, kapatmadılar. Biz de eşimle bir sene onun acısını çektik. Çit yok, güvenlik yok! Hiçbir güvenlik önlemi yok! Çocuklar düşse ölebilir. Başlı başına büyük bir sorun işte burası!” dedi

BABAANNEM KANSERDEN ÖLDÜ

Nükleer atığa komşu olmaktan yorulduklarını ifade eden Şirin Türker ise “Buralar artık temizlensin istiyoruz. Bu nükleer atıktan kurtulmak istiyoruz! Artık çıkalım bu pislikten. Siz bir akşam gelin bize misafir olun da görün! Buradan çıkan kokuyu zaten fark etmemeniz olanaksız! Geceleri o kadar pis bir koku yayıyor ki! Zannedersiniz fabrika halen daha çalışıyor! Kalan cüruf oksitlenmeden dolayı kokuyor! Biz çocuklarımızı artık bu tarafa getirmemeye çalışıyoruz! Mahalleli çok etkileniyor. Benim babaannem kanserden öldü! Babaannemin keçileri vardı. Gelir burada otlatırdı. Kadın kanserden vefat etti” diye konuştu!

BU MESELE TÜRKİYE’NİN MESELESİ!

Emrez Mahalle Muhtarı Ramazan Arslanalp, “Yıllardır mücadele ediyoruz. Tehdit edilmediğimiz mi kaldı, bizi uyarmayanlar mı… Ama bir türlü sonuç alamadık, alamıyoruz. İnsanlarımız halen ölümü kokluyor. Ben hiçbir siyasi partinin bizim üzerimizden rant devşirmesine karşıyım. Çünkü bu hepimizin ortak sorunu, siyaset üstü bir konu. Avrupa’da kurşun yasak, benzinde kurşun yasak. Benim dibimde kurşun üretilmiş! Bir de düşünün biz itiraz edene kadar yan tarafında dere vardı ve çıkan cürufu oraya atıyorlardı. Yurtdışından bir arkadaş gelmişti. Elinde radyasyon ölçüm cihazı vardı. Yere koymasıyla cihazın göstergeleri tavan yapmıştı. Hemen dışarı çıktı ve ‘ben bir daha buraya gelmem’ dedi. Düşünün burada bir halk yaşıyor. Bu alanın etrafında; Emrez, Aktepe, Aydın, Peker ve Gediz mahallesi var. Buralarda toplamda 100 binin üzerinde insan yaşıyor! Kanıtlanmış bir araştırmaya göre bu alan havadan 5 kilometreye kadar, sudan ve topraktan nereye kadar zarar verdiği ise kestirilemiyor. Demek ki bu mesel sadece Emrez’in meselesi değil İzmir’in hatta Türkiye’nin meselesi. Bu alanın temizlenmesi için yerel ve genelin tek bir masa etrafında toplanması, çözülmesi gerekiyor” diye konuştu.

NÜKLEER ATIĞA KOMŞU OKUL!

Arslanalp, “Herkes çözülmesini istiyor ama kimse adım atmıyor! Sıkıntıyı çeken de halk! Herkes seyrediyor. Altında okul var, 2 bine yakın öğrencinin okuduğu. Nükleer alanın içinde, yakınında çocuklar oyun oynuyor. Okula giden gelen çocuklar da bu nükleer alanın içinden geçiyor. Burada bir de kentsel dönüşüm var. Bir tarafımızda nükleer atık bir tarafımızda kentsel dönüşüm. Artık yetkililer lütfen kulak versin. Burada bir halk var ve bu halk çile çekiyor. Bu sorun tekrar altını çiziyorum. Tüm Türkiye’nin sorunudur. Gelecek nesillerimiz için sorumluluk sahibi insanların adım atmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.


Foto altı: Nükleer atıkların bulunduğu alanın hemen 200-300 metre ilerisinde bir okul bulunuyor!

Haber Merkezi