- Gündem
- 20.04.2025 19:17
Savaşın en çok yaraladığı kesim olan sığınmacı çocuklar, okul çağına geldikleri halde ders zilini duyamıyor, kayıt dışı olarak düşük ücretlerle saatlerce çalıştırılıyor veya erken yaşta evlendiriliyor
E. ÇAĞLA GENİŞ
Türkiyede misafir statüsünde olan Suriyelilerin yarısından fazlasını 18 yaş altı çocuklar oluşturuyor. Suriyeli çocukların eğitime ulaşmasının önündeki engellerin başında dil sorunu olmak üzere, sosyal entegrasyon ve ekonomik imkansızlıklar geliyor. Ayrıca Suriyeli mültecilerin yapılan yasal düzenlemelerden de yeteri kadar haberdar olmadığı vurgulanıyor.
Çocukların çalıştırılması ve emek sömürüsü ise gün geçtikçe derinleşen bir diğer sorun alanı. Suriyeli yetişkinlere çalışma izni verilmemesinin de etkisiyle çocuklar kaçak iş yerlerinde; denetimsiz, kayıt ve insanlık dışı koşullarda çok düşük ücretlere ve aşırı uzun sürelerde çalıştırılıyor. Çalıştırılmaları yetmediği gibi iş yerlerinde ve sokakta nefret cinayetlerine, ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyorlar. Sayıları yüz binlerle ifade edilen Suriyeli çocukların eğitimsiz büyümesi gelecek adına büyük bir tehlike arz ediyor.
EĞİTİMDEKİ KAYIP NESİL RİSKİ
Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, sığınmacı çocukların yalnızca yüzde 10unun okula gidebildiğine dikkat çekerek, Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okullarda var olan kapasitenin artırılması ve yeni Suriye müfredatı uygulayan okullar açılması gerektiğini kaydetti. Terzi, Yapılan araştırmalarda toplam mülteci nüfusunun yüzde 60ını kadın ve çocuklar oluşturuyor. Aileleri geçinemedikleri için çocuklar çalışmak zorunda kalıyor. Son yaptığımız araştırmada da 5 çocuktan 1 inin kötü koşullarda çalıştığını gözlemledik. Çocuk nüfusunun sadece yüzde 10u okullaşmış durumda. Geri kalanı 5 yıldır eğitim görmüyor. Bunlara kayıp nesil deniliyor. Mültecilerin hepsinde savaşın ve göçün getirdiği travmalar mevcut. Okullarda, sokaklarda ve iş ortamlarında ayrımcılığa maruz kalıyorlar. İstismara uğruyorlar. Çocuklar en çok istismara açık grup. Onları korumaya yönelik bir yaptırım maalesef henüz yok. Bu çocukların eğitim alamamaları onlar için bir felaket demektir. İleriye yönelik her türlü şansını yitirmesi anlamına geliyor. Bu durum ileride toplumun geneli için daha büyük sorunlara yol açar dedi.
SURİYELİ ÖĞRENCİLERE ULAŞIM İÇİN ÜCRETSİZ KART VERİLEBİLİR
Okula kaydı tamamlanan çocukların da sonrasında yaşanan çeşitli zorluklar nedeniyle eğitime devam edemediklerini dile getiren Terzi, şunları söyledi: Bayram öncesinde Foçaya mevsimlik işçi olarak yerleşmiş ailelere bir ziyaret gerçekleştirdik. Oradaki ailelerle konuştuğumuzda da okullaşma oranının çok düşük olduğunu gördük. Çoğu çocuk tarlalarda çalışıyor ve okula kaydolmamışlar. Birkaç kaydolan çocukla da konuşmaya çalıştım; kayıt olduktan sonra çıkan zorluklardan dolayı okula devam edemiyorlar. Dışlanmanın ötesinde ulaşım ciddi bir problem. Servis veya otobüs hizmeti olmadığı için okula devam edemiyorlar. Okulda öğretmen ve öğrencilerle dil yüzünden anlaşamıyorlar. Şehirlerde ise okullar tıka basa dolu. Dolayısıyla Türkçe öğrenip de Türkiye okullarına kayıt yaptırabilen öğrenci sayısı gene çok düşük. Geçen dönem 4 tane Suriye okulu kuruldu. Onların da altyapı ve öğretmen eksikleri çok yüksek ve yine ulaşım sorunu mevcut. Belediyeden çocukları okula götürecek otobüs istenmişti, bu sorun da çözülemedi. En azından ücretsiz ulaşım sağlasalar ve Suriyeli öğrenciler verilen kartlarla ücretsiz olarak otobüsleri kullanabilseler çok işe yarayabilir. Ama maalesef bu tip gelişmeler olmuyor, başından beri söylediğimiz kayıp nesil tehlikesi sürüyor. En kötüsü de çocuk işçiliği... Bu çocukların çoğu ailelerine bakabilmek için çalışmak zorunda kalıyor. Hemen hemen her sektörde artık Suriyeli çocukların çalıştığını görüyoruz.
BU ÇOCUKLARIN HALİ NE OLACAK?
Mülteci çocukların eğitimine öncelik verilmesi gerektiğini söyleyen Suriyeli Mülteciler Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Salih Ali, Ana dilde eğitim isteyen çok fazla Suriyeli aile var. Ancak geçici eğitim merkezleri bu ihtiyaçları karşılamıyor ve kapasiteleri az. Devletin de bu kurumlara destek vermesi gerekiyor. Eğitimdeki sorunlarla ilgili milli eğitim müdürlükleri ile ve UNICEFle görüşüyoruz. Toplantılarda dile getiriyoruz ancak değişen bir şey yok. Öte yandan ailelere, çocukları çalıştırmalarına engel olmak için iş ya da maddi destek imkanı verilmesi okullaşma oranını artıracaktır. Ayrıca servis sorunu da çocukların okullara gitmesine engel. Bu çocukların hali ne olacak? Eğitim almayınca doktor, avukat, polis veya öğretmen olamayacaklar. Meslekleri olmadan toplumda kendilerine farklı yollardan yer bulmaya çalışacak. Bu durum da sorunları beraberinde getirecek ifadelerini kullandı.
ÇOCUK İŞÇİLİĞİ ORANI ÇOK YÜKSEK
Yaklaşık 450 bin sığınmacı çocuğun eğitim hakkından yararlanamadığını ve bunun birçok sebebi olduğunun altını çizen avukat Eda Bekçi, en önemlisinin ekonomik nedenler olduğunu ifade etti. Bekçi, Türkiyeye gelen mülteci nüfusunun yarısından fazlası kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. Bu çocuklarda eğitim öğretim yaşında. Son yayınlanan raporda okul çağındaki çocukların 450 bin kadarının eğitimden mahrum olduğu açıklandı. Bunun son derece gerçekçi bir rakam olduğunu düşünüyoruz. Maalesef çocuklar daha eğitim çağındalar ve eğitim kurumlarından çok uzaktalar, okullaşma oranı çok düşük. Mültecilerde çocuk işçiliği yani çocuk yaşta çalışma oranı çok yüksek. Çoğu ailede çalışacak yaşta erkek bulunmadığı için çocuklar çalışıp annelerine ve kardeşlerine bakma durumundalar. Biraz daha yaşı büyük çocuklar ailenin geçimini sağlıyor. Çok düşük ücretlerle, kayıtsız ve kontrol dışı olarak çalıştırılıyorlar. Haftalık 25 lira gibi çok düşük ücretlerle çocuk işçilerin çalıştırıldığını biliyoruz maalesef. En büyük nedeni bu şeklinde açıklama yaptı.
NE GETİRELİM DİYE SORUNCA OKUL DİYORLAR
Aralarında sanatçı, öğrenci ve serbest meslek sahiplerinin bulunduğu Mülteci Çocuklara Destek Girişimi üyeleri, ülkesindeki savaştan kaçarak İzmir'e sığınan ve Torbalı, Menemen ve Foça gibi ilçelerde naylon çadırlarda yaşama tutunmaya çalışan Suriyelilere destek olmaya devam ediyor. Çocukların eğitime devam etmesinin önündeki engellerden biri de kırtasiye malzemeleri, önlükleri satın alma zorluğu gibi eğitim masrafları. Mülteci Çocuklara Destek Girişimi üyeleri, ilişkide oldukları çocukların bu tür ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik yardım malzemeleri topluyor. Sık sık saha çalışmaları yaparak, sığınmacı çocukları ve ailelerini ziyaret edip, gıda, giyecek ve oyuncak yardımının yanı sıra çocuklarla oyun oynayarak onlara psikolojik destek verdiklerini anlatan Osman Bayman, Çocukları görmeye gittiğimizde, Ne getirelim size? diye sorunca Okul diyorlar. Bizim de güzel okullarımız vardı', 'Hepsi bombalarla yıkıldı', 'Öğretmenimiz ve arkadaşlarımızla okulumuzda mutluyduk. Artık değiliz' diye gözyaşları içinde anlatıyorlar. Okumayı, resim yapmayı, defter ve kitaplarını özlemişler. Onlar okumak istiyor. Biz gittiğimizde erzak veya oyuncak dağıtıp çıkmıyoruz. Biz önce gittiğimizde çocukları bir çadıra toplayıp resimler yaptırıyoruz, oyunlar oynuyoruz. Dolayısıyla kendilerini daha değerli hissediyorlar. Onları hem dinlemiş hem de ihtiyaçlarını birinci elden gözlemlemiş oluyoruz. Bizim içimizi en çok burkan şeylerden bir tanesi kocaman çocukların birçoğunun kalem tutma becerisini daha geliştirememiş olması. Eğitimden, hatta kalem kağıt tutmaktan bu denli uzaktalar dedi.