Sayfa Yükleniyor...
Bergama’ya bağlı Kozak Yaylası’nda yaşayan Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve Orman Terapi Rehberi Gülden Karabudak, sertifikalı olarak orman terapisini Türkiye’de hayata geçiren ilk isim olarak yerini aldı
BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Hiç düşündünüz mü, ormana, kampa ya da pikniğe gittiğimizde kendimizi neden daha mutlu ve sakinleşmiş hissederiz? Çünkü doğa ile bir araya gelmek bizleri her türlü stres kaynağından uzaklaştırarak yeşilin her tonunun huzur dolu dünyasına bırakır. Belki haberlerde de görmüşsünüzdür İngiltere’de Kate isminde bir kadın kendisini desteklediğini ve hiç kıskanmadığını belirterek bir ağaç ile evlendi. Estonya’da bir grup iç mimarlık öğrencisi, ormanın derinliklerinde tahtadan megafonlar inşa ederek ormanın sesini yükselten büyük ölçekli bir akustik kurulum oluşturdu. Japonya’da ise orman terapisi 1980’li yıllarda “Duyularınızı uyandırın, zihninizi rahat bırakın” mottosu ile hayata geçti. Gerçekleştirilen birçok bilimsel araştırmayla da ağaçların salgıladığı ‘fitonsit’ isimli maddelerin insan sağlığına olan olumlu etkisi kanıtlandı ve Japon Sağlık Bakanlığı Shinrin-yoku’nun (orman terapisi) tıp literatürü içinde değerlendirilmesini sağladı.
DUYULARINI ATMOSFERE BIRAK
Türkiye’de ise Bergama’ya bağlı Kozak Yaylası’nda yaşayan Uluslararası İlişkiler Uzmanı ve Orman Terapi Rehberi Gülden Karabudak, sertifikalı olarak orman terapisini hayata geçiren ilk isim oldu. Karabudak, orman terapisini şu sözlerle anlattı: “Orman banyosu, sağlığı geliştirmeyi, stresi azaltmayı ve gevşemeyi teşvik eden ve bunu amaçlayan sağlığın köklerine inerek doğayla bağlantı kurmaya yarayan bir uygulamadır. Farkındalık ilkeleriyle desteklenir. Duyuların orman atmosferine açılması, ormanda yavaşça yürümek, orman havasını solumak ve manzarayla duygusal bir bağ kurmakla uygulanan bir pratiktir. Orman banyosu ve Orman terapisi, duyuların orman atmosferine bırakılarak, kişinin kendisiyle ve doğayla iletişim kurmasına imkan sağlar. Bu da zihinsel ve fiziksel sağlığı teşvik eder. Doğal dünya ile bağımızı güçlendirdikçe güzellik, şaşkınlık, huşu ve merak duygumuz yenilenir. Beynimiz ve sinir sistemimiz sakinleşir. Stres seviyeleri düşürülür ve bağışıklık sistemi güçlenir. Yapılan bilimsel çalışmalarla bir ‘orman tıbbı’ literatürü oluşmuş ve Japonya’da 1982’den beri kullanılagelmektedir. Aynı zamanda, artık bir halk sağlığı girişimi olarak tanınan ve yaygın olarak uygulanan orman terapisi, kanıta dayalı, uygun maliyetli ve doğal tıp olarak dünya çapında kabul görmektedir.”
STRESLİ YAŞAMIN PANZEHİRİ
“Orman tıbbı modern stresli yaşam tarzımızın panzehiridir” diyen Karabudak, orman terapisini Türkiye’de uygulamaya nasıl karar verdiğini de anlattı. Karabudak, “Merkezi Japonya olup, daha sonra dünyaya yayılan bu yöntem bugüne kadar ülkemizde uygulanmamaktaydı. Sadece birkaç kişi veya kurumun kendi küçük deneyimleri olsa da, sertifikalı olarak yapılan bir çalışma yoktu” dedi. Bu sebeple, sekiz yıldır Ekopsikoloji üzerine yaptığı çalışmaları ve 14 yıldır doğayı korumaya yönelik çabalarını ortaya dökmeye karar veren Karabudak, “2016’dan itibaren çocukların doğa ile yeniden buluşturulması üzerine yaptığım projeye dayanarak orman terapi eğitimine katılmaya ve bu uygulamayı ülkeme getirmeye karar verdim. Uluslararası Orman Terapi kurumları tarafından verilen ve farklı ülkelerden katılımcıların yer aldığı, teori ve workshoplarla desteklenen eğitimlerden birine katılıp bu sürece dahil oldum. Sonrasında rehberlik entegrasyon sürecini de pratik ve teori uygulamaları kendi ülkemde deneyimleyerek bu süreci devam ettirdim. Şimdi ise, Orman Terapi Rehberi olarak bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlığını destekleyen bu uygulamayı, kişiler, kurumlar ve şirketler bazında destekleyerek daha geniş kitlelere yaymayı planlıyorum. Sağlıkla ilgili kurumlar yanında okullar, açık alan imkanı olmayan, kapalı alanlarda iş üreten şirketler ve orman turizmi konusunda aksiyon alan turizm acenteleri ile işbirliği yaparak, bu çalışmanın en etkili ve sağlıklı bir biçimde uygulanmasına ön ayak olmak ve bunu sürdürmek en önemli hedefim” diye konuştu.
YALNIZLIĞA VE ÇARESİZLİĞE KARŞI…
Son altı aydır koronavirüs salgını nedeniyle özellikle şehirlerde yaşayan insanların evlere girmesiyle farklı bir sürecin başladığına dikkat çeken Gülden Karabudak, “Ne zaman biteceği bilinmeyen bu salgın sürecinde de, dünyada tavsiye edilebilecek neredeyse tek sağaltım yöntemlerinden bir tanesi orman terapi uygulamaları oldu. Çünkü açık havada ve uygun mesafede yapılan bu etkinliklerin kişilerin kendini yalnız ve çaresiz hissetmemesi açısından çok faydalı olduğu ve bu zorlu süreci çok daha az hasarla atlatabileceği sonuçlarına ulaşılıyor. Bu nedenle, sistemin tamamen değiştiği böyle bir dönemde, orman terapi yürüyüşleri en fazla kullanmak isteyeceğimiz bir iyileşme, sağlık ve refah sağlama yöntemi olacak” ifadelerine yer verdi.
Haber Merkezi