Orta direk yıkılıyor: Yoksullaşma ivme kazanacak! 

Yoksul hanelerdeki tabloyu 'Isınmak için lastik' ve 'Sadece suyla temizlik' örnekleriyle anlatan Uçar, orta sınıf yoksullaşmasının da ivme kazanacağını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 19.07.2023 03:37
  • Güncelleme Tarihi : 19.07.2023 04:03
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Orta direk yıkılıyor: Yoksullaşma ivme kazanacak!  haberinin görseli

ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Vergi artışları ve peş peşe zamların gündemdeki yerini koruduğu Türkiye’de yoksulluk giderek daha da derinleşmeye devam ediyor. Yoksullukla boğuşan halk temel gereksinimlerini bile karşılamakta zorlanırken, Derin Yoksulluk Ağı’ndan Önder Uçar, yoksul hanelerde karşılaştıkları tablolardan çarpıcı detaylar paylaştı. Yoksul ailelerin gereksinimlerinin ihtiyaç piramidinin en altındaki ürünler olduğunu belirten Uçar, insanların ısınmak için lastik yaktığını ve sabun alamadığı için sadece suyla temizlik yaptığı örneğini verdi. Krizin faturasının yoksullara ve çalışanlara kesileceğini dile getiren Uçar, orta sınıf yoksullaşmasının da ivme kazanacağını vurguladı. Uçar ayrıca, seçim sonuçları nedeniyle bağışçı desteklerinde ciddi azalma olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Yaklaşık bin civarında bağışçı kaybettik ki gelirlerinin yüzde 80 kadarını bireysel bağışlardan elde eden bir dernek için bu çok ciddi bir oran” değerlendirmesini yaptı.

Vergi artışları ve peş peşe zamların gündemdeki yerini koruduğu Türkiye’de yoksulluk giderek daha da derinleşmeye devam ediyor. Yoksullukla boğuşan halk temel gereksinimlerini bile karşılamakta zorlanırken, Derin Yoksulluk Ağı’ndan Önder Uçar, yoksul hanelerde karşılaştıkları tablolardan çarpıcı detaylar paylaştı. Yoksul ailelerin gereksinimlerinin ihtiyaç piramidinin en altındaki ürünler olduğunu belirten Uçar, insanların ısınmak için lastik yaktığını ve sabun alamadığı için sadece suyla temizlik yaptığı örneğini verdi. Krizin faturasının yoksullara ve çalışanlara kesileceğini dile getiren Uçar, orta sınıf yoksullaşmasının da ivme kazanacağını vurguladı. Uçar ayrıca, seçim sonuçları nedeniyle bağışçı desteklerinde ciddi azalma olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Yaklaşık bin civarında bağışçı kaybettik ki gelirlerinin yüzde 80 kadarını bireysel bağışlardan elde eden bir dernek için bu çok ciddi bir oran” değerlendirmesini yaptı.

TEMEL İHTİYAÇLARA ERİŞİMİN EKSİKLİĞİ
Yoksulluk alanında hak temelli çalışmalar yapan Derin Yoksulluk Ağı’ndan Önder Uçar, yoksulluğun tanımını yaparak, “Derin Yoksulluk Ağı, yoksulluğu çok boyutlu bir çerçevede, kişilerin temel hak ve ihtiyaçlarına erişimlerinin kısıtlanmasının yanında ekonomik, sosyal, politik ve kültürel haklarına ulaşımlarının da engellendiği bir olgu olarak ele alıyor. Buna göre ‘derin yoksulluk’, uzun süreli gelir yoksulluğunun yanında temel hak ve ihtiyaçlara erişimin eksikliğinin ve sosyal dışlanma unsurlarının bir araya geldiği bir haldir” dedi.

YOKSULLUK KAVRAMLARI
Regl yoksulluğu, çocuk yoksulluğu, kadın yoksulluğu ve devreden yoksulluğun yanı sıra diğer yoksulluk kavramlarına da ayrı bir parantez açan Uçar, “6 Şubat depremlerinin çok acı bir şekilde yeniden hatırlattığı üzere, doğal felaketlerden kaynaklanan ani yoksullaşmalar var. Bunun yanında yaşlı ve engelli yoksulluğu hakkındaki farkındalığın da Türkiye’de oldukça sınırlı olduğunu not etmek gerekiyor. Esasen birçok farklı kimlik ile de yoksulluk arasında karşılıklı bir neden sonuç ilişkisi var. Bütün bu çeşitler bize yoksulluk ile birçok kimlik arasında sayısız kesişimselliğin olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

İHTİYAÇ PİRAMİDİNİN EN ALTINDAKİ ÜRÜNLER
Derin Yoksulluk Ağı’na ulaşan yoksul ailelerin gereksinimlerinin ihtiyaç piramidinin en altındaki ürünler olduğunu vurgulayan Uçar, “Derin Yoksulluk Ağı’nın temas ettiği yoksulluk koşulları altındaki insanların çok ciddi bir kısmının gereksinimleri, ihtiyaç piramidinin en altındaki ürünler. Sabun, şampuan, deterjan gibi en temel hijyen ürünlerinden tutun, temel gıda ve barınmaya kadar birçok asli ihtiyacın giderilmesinde kendi kendilerine yetebilme kapasiteleri ellerinden alınmış insanlar maalesef” diye konuştu.

Yoksulluk alanında hak temelli çalışmalar yapan Derin Yoksulluk Ağı’ndan Önder Uçar, yoksulluğun tanımını yaparak, “Derin Yoksulluk Ağı, yoksulluğu çok boyutlu bir çerçevede, kişilerin temel hak ve ihtiyaçlarına erişimlerinin kısıtlanmasının yanında ekonomik, sosyal, politik ve kültürel haklarına ulaşımlarının da engellendiği bir olgu olarak ele alıyor. Buna göre ‘derin yoksulluk’, uzun süreli gelir yoksulluğunun yanında temel hak ve ihtiyaçlara erişimin eksikliğinin ve sosyal dışlanma unsurlarının bir araya geldiği bir haldir” dedi.

SABUN YERİNE SUYLA TEMİZLİK
Saha çalışmaları sırasında hanelerde karşılaştıkları yoksulluk hallerinden de bahseden Uçar, “Aklıma ilk gelen örnek şu… Son kış yaptığımız saha çalışmasında, barakalarında ısınmak için lastik yakan insanlara rastladık. Barakanın etrafında dahi kokudan durabilmek neredeyse imkansızken orada insanların yaşıyor olması bizi derinden sarstı. Bir başka örnek ise temizlik ve hijyen ürünlerine gelen KDV zammının ardından tekrar gündeme getirmeye çalıştığımız ve bu ürünlere zaten erişemeyen insanlar ki aralarında sabun alamadığı için suyla temizlenmeye çalışan ve bebek bezini taneyle almak zorunda olan insanlar var” dedi.

BU DİL FOBİK BİR HAL ALDI
Uçar, “Seçime damga vuran güvenlik/beka dilinin gündemden ötelediği yoksulluk seçim sonrası da duyarsızlık ya da kanıksama kurbanı olmuş gibi duruyor. Hatta ve hatta kentli muhaliflerde yaygınlaşan bir ‘oh olsun’ dili bile var. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “İktidara oy veren kitlelere rasyonel ve kendi öznelliği olan insanlar muamelesi yapılıyor. Ama bu doğru değil. İnsanlar bağımsız ve sağlıklı karar alabilecekleri şartlarda yaşamıyorlar. Bu açıdan, ‘oh olsun’ anlayışına sahip olanların, tam da yoksulluk içerisindeki insanlarla temassızlıklarından dolayı onların özne olamadıklarını idrak edemediklerini düşünüyoruz. Maalesef bu dil fobik bir hal almaya başladı. Aporofobi olarak adlandırılan bu duruma karşı, öncelikle terimi dolaşıma sunmaktan başlayarak bir direnç oluşturmak gerekiyor. Çünkü yoksul kitleler ile orta gelirli insanlar -ki bireysel bağışçılarımızın çoğunu kendileri oluşturuyor- arasında bağlar kurulmadan Türkiye’nin demokratikleşmesinin günümüz koşullarında bir imkanı bulunmuyor.”

YOKSULLARA DESTEK AZALDI
Seçimden sonra Derin Yoksulluk Ağı’na gelen bağışçı desteklerinde azalma olduğunu kaydeden Uçar, “Maalesef çok ciddi bir azalma oldu. Yaklaşık bin civarında bağışçı kaybettik ki gelirlerinin yüzde 80 kadarını bireysel bağışlardan elde eden bir dernek için bu çok ciddi bir oran. Burada özeleştiri de yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Seçimlerin ilk turundan sonra ‘Demek ki biz de derdimizi bağışçılarımıza düzgün ifade edememişiz’ dedik ve hemen devam eden bağışçılarımızı davet ettiğimiz bir bağışçı buluşması gerçekleştirdik. Şüphesiz bağış iptallerinin arkasında başka sebepler de var. Örneğin yeniden seçilen iktidarın ekonomik performansının çok daha kötüleşeceği korkusuyla bir kendi derdine düşme hali de var. Açıkçası, bu iptallerin motivasyonuna dair bir ölçüm yapmak gerekiyor” şeklinde konuştu. 

ORTA SINIF YOKSULLAŞMASI HIZLANACAK
Alım gücünün giderek düşmeye devam ettiğini dile getiren Uçar, “Krizin faturasının çalışanlara ve yoksullara kesileceği ne yazık ki kesinleşmiş durumda. Son birkaç yıldır yaşanan orta sınıf yoksullaşmasının da ivme kazanması son derece olası. Bu koşullar altında geçmişin yoksullarının öznelliklerinin son zerresinin de ellerinden alınacağı maalesef aşikar. Kendimizi daha karanlık bir geleceğe hazırlamak zorundayız” açıklamasını yaptı.