“Ortak noktamız vatan sevgisiydi”

15 Temmuz 2016’da FETÖ’nün darbe girişimi sırasında gittiği Genelkurmay Başkanlığı önüne bacağına isabet eden şarapnelle yaralanan Ömer Günaşan, vatanı terör örgütünün elinden kurtarmanın gururunu yaşıyor

  • Oluşturulma Tarihi : 14.07.2018 14:06
  • Güncelleme Tarihi : 14.07.2018 14:06
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Ortak noktamız vatan sevgisiydi” haberinin görseli

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında Ankara’da Genelkurmay Başkanlığı önünde bacağına isabet eden şarapnel parçasıyla yaralanan bilişim uzmanı Ömer Günaşan, o gece vatan için mücadele etmenin gururunu yaşıyor. Yaşadıklarını İzmir’de anlatan Günaşan, Ankara’daki evinde ailesiyle otururken İstanbul’da boğaz köprüsünün askerler tarafından kapatıldığını öğrenince ne olduğuna bir anlam veremediğini söyledi. Günaşan, Başbakan Binali Yıldırım’ın bir televizyon kanalında “TSK içindeki küçük bir grubun kalkışması ile karşı karşıya olduklarını” açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı üzerine abdest alarak evden çıktığını söyledi. Kızılay Meydanı’na çıkan yolların askerlerce kapatıldığını arkadaşlarından öğrendiğini belirten Günaşan, “Hiç kimse ile vedalaşacak, helalleşecek vaktimiz olmadı. Aracımda yeterli benzinim yoktu. Bir istasyona girerek benzin almak istedim. Burada bir kuyruk oluşmuştu. Sıra bana geldiğinde benzinci ‘Ne kadar olacak?’ diye sordu. Söylediğim tek şey ‘Beni Kızılay’a götürecek kadar.’ oldu. Ne kadarlık benzin aldığımı dahi hatırlamıyorum çünkü geri dönmeyi asla düşünmemiştim” dedi. Günaşan, Genelkurmay Başkanlığı binasının önüne gittiğini, burada toplananların darbeci askerlerle konuşmaya çalıştığını, kalkıştıkları işten vazgeçirmek için uğraştıklarını aktardı.
“O MÜCADELENİN TARİFİ YOK”
Darbeci askerlerin hedef gözetmeksizin üzerlerine ateş edeceğini hiç tahmin etmediklerini dile getiren Günaşan, yaşananları şöyle anlattı: “Askerler atış pozisyonu almışlardı. Bir helikopter bize doğru alçalarak geldi. Ben helikopter düşecek sanmıştım ama bir anda ortalık savaş alanına döndü. Bize doğru ateş etmeye başladı. Kaçarken ayağıma bir şarapnel parçası isabet etmiş. Yaralandığımı hissetmedim. Mücadeleye devam ettim. Durumu çok daha ağır arkadaşlarımız vardı. Önceliğimiz onlara yardım etmek oldu. Hiçbir şey bizi yıldıramıyordu. Tankların üzerine çıkarak askerleri etkisiz hale getirmek için canla başla mücadele etmeye çalıştık. Bu mücadelenin tarifi yok. Ben de dahil olmak üzere darbe girişimi bitene kadar hiçbir arkadaşımız hastaneye gitmedik. Biz oradaki askerlere bunun bir darbe olduğunu millete karşı durduklarını anlatmaya çalıştık. Bizim konuştuğumuz askerlerden hiçbir yanıt alamadık. Adeta duvarla konuşuyor gibiydik. Başlarındaki komutanlar sürekli bizi dağıtmaya, evlerimize gitmemiz gerektiğini söylüyorlardı. Hiç kimse gitmedi. Biz oraya eve gitmeye gelmemiştik. Evden çıktığımda tek pişmanlığım kızımla vedalaşamamak olmuştu. Sadece kızımla vedalaşmak aklımda vardı. Bir ara onu telefonla aradım ve vedalaştım.” Günaşan, ayağındaki yarayı hiç önemsemediğini, sabah olaylar kontrol altına alınıp eve gittikten sonra yarayı temizleyip sardığını vurguladı. AA/İZMİR