Sayfa Yükleniyor...
Ağır otizmli olan 25 yaşındaki oğlunun “Bakamıyoruz” denilerek son 5 yılda 10 bakımevinden gönderilmesine isyan eden Bülent Özçapın, “Tek bir hayalim var o da çocuğumla birlikte yaşamak. Devlet bize bakıcı desteği versin” dedi
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
İzmir’in Menemen ilçesinde yaşayan Bülent Özçapın, ağır otizmli olan 25 yaşındaki oğlunun “Bakamıyoruz” denilerek son 5 yılda 10 bakımevinden gönderilmesine isyan etti. Kaldığı bazı bakımevlerinde fiziksel şiddet de gören oğluna, evinde kendi bakmak istediğini ancak ilerleyen yaşından dolayı kriz anlarında tek başına baş etmekte zorlandığını anlatan 65 yaşındaki Özçapın, “Hiçbir bakımevi oğlumu istemiyor. Hepsinde aynı muamele ile karşılaşıyoruz. Devlet bize imkan sağlayıp bakıcı desteği versin. Tek bir hayalim var o da çocuğumla birlikte yaşamak” dedi.
BAKIMEVLERİNDE ŞİDDET GÖRDÜ
Bundan 25 yıl önce oğlu Muhammet’in dünyaya gelişiyle otizm ile tanışan baba Bülent Özçapın, “Otizm teşhisi konulduktan sonra özel eğitim alması için Menemen’de bir okula yazdırdık. Otizmin ne olduğunu bilmediğimiz için zamanla iyileşecek sanıyorduk. Oğlumuz ağır otizmli olduğu için kriz geçirdiği anlarda baş etmekte zorlanıyordum. Kendine zarar veriyordu. Yaşımız da ilerleyince güçten düştük, ayrıca eşimin sağlık sorunları nedeniyle bir yandan da sürekli hastanelerde geçiyor hayatımız. Bu sebeplerle 2015 yılında oğlumuz Menemen’de bir bakımevinde kalmaya başladı. Bir gün ziyarete gittiğimizde vücudunda darp izleri gördüm. Şiddet uygulamışlardı. Şikayette bulunduk ancak suç deliline rastlanmadığı gerekçesiyle dava açılmadı. Sonradan öğrendim ki kurum sahibi bir milletvekilinin yeğeniymiş! Daha sonra Torbalı’da bir bakımevinde bir sene kaldı. Orada da şiddet olayı yaşadık. Her ziyarete gittiğimizde vücudunda darp izi var mı diye bakıyordum. Bir gün elini boynuma attı ve ‘Baba’ dedi, ‘Beni kurtar’ dercesine gözlerime baktı. Alıp götürsem ona lazım olan şeyi tek başıma veremeyeceğimi biliyordum” diye konuştu.
BU ÇOCUĞU BURADAN ALIN!
Kurum yetkililerin şikayetleri sebebiyle ağır otizmli olan oğlunun sık sık bakımevi değiştirmek zorunda kaldığını söyleyen Özçapın, “Daha sonra oğlumu Burdur’da bir bakımevine gönderdiler. 1 yıl kaldıktan sonra ‘Bu çocuğu burada istemiyoruz’ dediler. Konya’da bir bakımevini tavsiye ettiler, mecburen kabul ettik. Ama bakıcılar çok ilgisiz ve bilinçsizdi. Ne yapacağız diye düşünürken Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne başvurdum. Oğlumun yeniden İzmir’de bir bakımevine verilmesini istedim. Böyle bir şeyin mümkün olmadığını, hiçbir bakımevinin oğlumu kabul etmediğini söylediler. Ankara’ya kadar telefonlar açtım… Müdürlerle görüştüm, ‘Ben çocuğumu istiyorum’ dedim. Kabul ettiler ve ‘Çocuğunu eve alacaksın her şeyini de devlet karşılayacak, sana bakıcı vereceğiz. Bu Türkiye’de ilk olacak’ dediler. İzmir’deki yetkililer oğlum için uygun bir ev bulmamı istedi. Hatta bir liste verdiler ki kendi imkanlarımla öyle bir ev bulmam mümkün değildi! Bankadan kredi çekerek istedikleri özellikte bir ev kiraladım. Onay verdiler ve geçen sene oğlum Konya’dan döndü. Bakıcı da geldi ama anlaşamadık, mesela kriz geçirdiği anlarda bana hiç yardımcı olmuyordu. Çocuk ile ilgilenmiyordu. Yine sorunlar çıkmaya başladı, ‘İzmir’de bir bakımevi bul, çocuğu oraya verelim’ dediler. Soma’da bir bakımevine yatırıldı. Daha sonra benden habersiz oğlumu Afyon’da bir bakımevine gönderdiler. Yaklaşık 1 yıldır kalıyor ancak orada da oğlumu istemiyorlar. ‘Bu çocuğu buradan alın’ diyorlar” ifadeleri kullandı.
BAKICI DESTEĞİ SAĞLANSIN
“Ben son günlerimi çocuğum ile geçirmek istiyorum” diyen Özçapın, yetkililere şöyle seslendi: “Hiçbir bakımevi oğlumu istemiyor. Hepsinde aynı muamele ile karşılaşıyoruz. Bize imkan sağlasınlar, yanımıza bakıcı versinler ve çocuğumuz bizimle yaşasın. Uygun bir ev bul dediklerinde bulamıyorum çünkü tek maaşla ev geçindiriyorum. Evi bulduk diyelim, bir tane yardımcı bize şart. Çok hareketli bir çocuk tek başıma bakmam mümkün değil. Ayrıca eşimin sağlık sorunları var, vaktimizin çoğu hastanelerde geçiyor. 7 aydır çocuğu göremiyoruz. Pandemi dolayısıyla ziyaretçi kabul etmiyorlar. Hep bizi sayıklıyormuş, ‘Eve gidelim’ diyormuş. Herkesin bir hayali var. Bizim hayalimiz de bu. Başka bir şey istemiyoruz. Çocuğumla beraber aynı evde yaşamak istiyorum. Hep bunun hayaliyle yaşıyorum. Ama tek başıma bakamam. Bakamadıktan sonra almamın ne faydası var! Bakıcının çocukla kuracağı diyalog çok önemli. İlk bakıcının oğlum ile iletişimi çok kötüydü, ilgilenmiyordu. Eşim yıllardır böbrek hastası. Artık durumu iyice kötüleşti. Boğazında kist var. Tedavi görüyor. Her gece ağrılar çekiyor. Bize oturan sorun çıkarmaya çocuk lazım diyorlar. Bütün bakımevlerinde sorun yaşadık. Yıllardır uyku uyuyamıyorum. Aklıma hep oğlum geliyor. Acaba şu an ne yapıyor, neler yaşıyor diye… Aile çocuğundan uzak, çocuk mutsuz! Artık bu duruma bir çözüm bulunsun.”
Haber Merkezi