Otonom sürüşe hazır olun

NİLGÜN TAZE
Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) kendi toplantı salonunda gerçekleştirdiği “Otomotiv Sektöründe Geleceği Şekillendiren Trendler” isimli toplantıya Renault Mais Genel Müdürü Berk Cağdaş’ı konuk etti. Otonom sürüş ve internet bağlantılı teknolojilere geçişin çok yakın olduğunu belirten Çağdaş, artık otomotiv müşterilerinin yalnızca sürücülerden oluşmadığını belirterek mobilite kavramı içinde yer alan herkesin müşterileri olduğunu söyledi.
Teknolojinin son yıllarda baş döndürücü bir hızla geliştiğini ve teknolojinin insan hayatının her noktasında olduğu gibi ulaşımda da köklü değişiklere neden olduğunu dile getiren Çağdaş, “Firma olarak mobilite kavramını farklı bir boyuta taşıyacağız. Artık otomobil bir noktadan diğerine kullanılan vasıtadan çok daha fazlasını ifade ediyor. Seyahat ederken vakti değerli kılmak adına mobilitede önemli bir dönüşüm yaşanıyor ve otomotiv sektörünün geleneksel dinamikleri baştan aşağı yenileniyor. Otonom sürüş ve internet bağlantılı teknolojilere geçiş çok yakında. Artık otomotiv müşterileri yalnızca sürücüler değil. Mobilite kavramı içinde yer alan herkes müşterimiz” dedi.
SÜRÜCÜSÜZ ARAÇLAR
Dünyayı tehdit eden çevre kirliliğini azaltmanın yolunun elektrikli otomobil teknolojisinden geçtiğini açıklayan Çağdaş şunları söyledi: “Elektrik otomotiv sektörünün dönüşümünde rol oynayacak ve bu yeni teknolojiyi temel alan sürücüsüz taksiler, sürücüsüz kurye hizmetleri, araç paylaşımı gibi farklı mobilite hizmetleri paralelinde şehirleşmeyi de farklı bir boyuta taşıyacak. Renault ilerleyen süreçte yeni teknolojilere 18 milyon avroluk kaynak ayırdı. 20. yüzyılın sonlarından bugüne dek baş döndürücü bir hızla gelişen teknoloji, insan hayatının her noktasında olduğu gibi ulaşımında da köklü değişikliklere neden oluyor. Renault gibi otomotiv sektörünün en önemli oyuncularından olan bizler de mobilite kavramını farklı bir boyuta taşıyoruz.”
BİRÇOK SEKTÖRE HİZMET EDİYOR
Ege Genç İşadamları Derneği (EGİAD) Aydın Buğra İlter ise küreselleşen iş dünyasında, sürekli ve hızlı bir değişim yaşayan otomotiv sektörünün son yıllarda oldukça önem kazandığını belirterek, “Dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 5’ini oluşturan otomotiv sektörü, alıcı olarak demir-çelik, petro-kimya, cam, plastik, tekstil ve elektronik gibi sektörlerle ilişki halinde. Tedarikçi olarak ise tarım, turizm, savunma, ulaştırma, alt yapı ve inşaat gibi sektörlerle de doğrudan veya dolaylı olarak bağlantılı. Pazarın büyüklüğü ve artan değeri sonucu yaşanan yoğun rekabet ortamında, ana ve yan sanayi ile özellikle ekonomik açıdan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için stratejik bir öneme sahip. Türkiye’de otomotiv sektörü, ilk 3 büyük sektör olmanın yanında, 60 yıllık bir geçmişe sahip. İlk adımı, 1954’te Tuzla Jeep Fabrikası kurulması ve askeri cip ile kamyonetlerin üretilmeye başlamasıyla atılmıştır” açıklamasını yaptı.
YÜZDE 20 ARTIŞ
İlter, 2017 yılı sonu itibari ile otomotiv endüstrisinin Türkiye’nin toplam ihracatından yüzde 18’ini gerçekleştirmekte olduğunu belirterek, “Otomobil sektörü 12 yıldır en çok ihracat gerçekleştiren sektördür. Geçen yıl Türkiye’nin toplam ihracatı yüzde 10 artarken otomotiv endüstrisi yaklaşık yüzde 20 artış gösterdi ve en büyük dış ticaret fazlasını veren 2. sektör oldu. Otomotiv ana sanayi ve otomotiv yan sanayi Türkiye için önemini biliyor ve gelişen teknoloji ve trendlere Türkiye sanayisinin de ayak uydurmasını arzu ediyoruz. Bugün geldiği noktada otomotiv ve otomotiv yan sanayi üretim, istihdam ve ihracat açısından ülkemiz için çok değerli bir sektördür” şeklinde konuştu.