Öykü Arin için çağrı

2017 yılında yapılan kök hücre nakil sayısının 4 bin 052 olduğunu belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Funda Barlık Obuz, farkındalık artsa da gönüllü bağışçı sayısının hala istenen düzeyde olmadığına dikkat çekti

  • Oluşturulma Tarihi : 26.11.2018 13:24
  • Güncelleme Tarihi : 26.11.2018 13:24
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Öykü Arin için çağrı haberinin görseli

E. ÇAĞLA GENİŞ
İzmir’de yaşayan Çağdaş ve Eylem Yazıcı çiftinin 3.5 yaşındaki kızları Öykü Arin’e nadir görülen Juvenil Miyelomonositik Lösemi (JMML) tanısı konulmuştu. Öykü Arin için yapılan çağrı üzerine çok sayıda yurttaş kan bağışında bulunmuştu. Minik Öykü için bir çağrı da İzmir Tabip Odası ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şubesi’nden geldi. Düzenlenen ortak basın açıklamasında bir araya gelen sağlıkçılar, kök hücre bağışı konusunda farkındalığı artırmak amacıyla herkese bağış yapmaları konusunda çağrıda bulundu. Toplantıya; İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Funda Barlık Obuz, TTB Merkez Konseyi Üyesi Dr. Mübetcel İlhan, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök ve Ses İzmir Şube Eşbaşkanı Hülya baran Ulaşoğlu, SES Şube Sekreteri Başak Edge Gürkan katıldı. 2017 yılında yapılan kök hücre nakil sayısının 4 bin 052 olduğunu belirten İzmir Tabip Odası Başkanı Prof.Dr. Funda Barlık Obuz, son yıllarda farkındalık artsa da gönüllü bağışçı sayısının hala istenen düzeyde olmadığına dikkat çekti.
Kök hücre naklinin başta kan kanserleri (lösemiler, lenfomalar) olmak üzere kemik iliği yetersizlikleri, metabolik hastalıklar, bağışıklık sistemi yetersizlikleri ve diğer kanserler gibi çok sayıda hastalığın tedavisinde kullanılan bir tedavi yöntem olduğunu ifade eden İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Funda Barlık Obuz, “Kök hücreler, yaşam boyu kendi kendini yenileme ve farklı, tamamen olgun hücrelere dönüşebilme kapasitesine sahip hücrelerdir. Bağışçı olmak isteyen bir kişi, 18-50 yaş aralığında olmalıdır. Sağlıklı bir kişi olmalıdır. Kök hücre bağışçısı olmak için, başvuru sonrası bir bilgilendirme görüşmesi yapılır. Eğer kişi bağışı kabul ederse, Gönüllü Kök Hücre Bağışçısı Bilgilendirme ve Onam Formunu doldurup imzalayarak bu bağışı resmi olarak onaylaması istenir ve ardından üç tüp kan örneği alınır. Türk Kızılayı tarafından kan örnekleri HIV, Hepatit ve Sifiliz gibi enfeksiyon hastalıkları açısından test edilir. Bu hastalıkların varlığı saptanırsa kişi bağışçı olamaz ve bu konuda bilgilendirilir. Eğer enfeksiyöz hastalıklar açısından test sonucu negatif ise kan örneği HLA doku tipinin belirlenmesi için TÜRKÖK (Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi) Doku Tiplendirme Laboratuvarı’na gönderilir ve test sonuçları Kemik İliği Bankası’na aktarılır” dedi.
ÜCRET TALEP EDİLMEZ
Kök hücre veya kemik iliği nakli bekleyen hastalar için bağışçı adayı olan kişinin verilerinin ülkemizde ve dünyada nakil olmayı bekleyen herhangi bir hasta için değerlendirmeye alındığını ifade eden Obuz, “Doku tipinin uyumlu gelmesi durumunda, bağışçı olmak için uygunluğun belirlenmesi için ayrıntılı fizik muayene, elektrokardiyografi (EKG), akciğer filmi ve çeşitli testler (idrar, kan testleri, kadınlar için hamilelik testleri gibi) yapılır. Bu testler bağışın, bağışçıyı ve hastayı herhangi bir risk altına sokmayacağından emin olmak için yapılmaktadır. Nakil sonrasında ilk bir ay içerisinde TÜRKÖK tarafından tekrar sağlık muayenesi yaptırılır. Ortalama bir bağış süreci 4-6 haftalık bir zaman aralığında 20-30 saatlik bir zamanı alır. Muayene, tıbbi işlemler ya da diğer bağış ile ilgili harcamalar konusunda bağışçıdan hiçbir ücret talep edilmez ve bağışçının sosyal güvenliği kullanılmaz” diye konuştu.
BAĞIŞ YÖNTEMLERİ
Bağış yöntemleri hakkında bilgi veren Obuz, şunları söyledi: “Yöntem ile ilgili bağışçı adayının tercihi ön planda tutulmaktadır. Periferik kök hücre toplama yöntemi, bağışçının periferik kanından toplanan kök hücrenin hastaya nakledilmesini içeren bir tedavi yöntemidir. En sık tercih edilen yöntemdir. G-CSF (Granülosit Koloni Uyarıcı Faktör) bağışçının deri altına 4-5 gün boyunca günde iki kez enjekte edilir. G-CSF enjeksiyonuna başladıktan sonraki 4. ya da 5. günde, kanda kök hücreler artmaya başlar. Bu bağış esnasında koldan steril bir iğne yardımı ile alınan kan, aferez cihazında ilerler ve 4-5 saatlik bir aferez işlemi sonunda kök hücrelerin diğer kan bileşenlerinden ayrılması sağlanır. Kök hücresi ayrılmış kan, diğer koldan tekrar vücuda verilir. Kemik iliği toplanması, bu işlemi tercih eden bağışçıdan; işlemden yaklaşık 1 hafta önce 1 ünite kan alınarak, tekrar kendine verilmek üzere saklanır. Gerekli sağlık kontrolleri ve genel anestezi alıp alamayacağına ilişkin tetkikler yapılıp, hastaneye yatışı gerçekleştirilir. Bu işlemde 1 veya 2 saat kadar genel anestezi alınır. Anestezi verildikten sonra doktor, cilt üzerinden küçük bir kesi açarak özel bir iğne yardımı ile kalça kemiğinden kemik iliğini alır.”
2017 YILINDA 4 BİN 52 NAKİL YAPILDI
“Bağışçı ve hastanın kişisel bilgilerinin saklanması yasalar gereğidir” diyen Obuz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gizlilik için verilmiş olan söz, hem bağışçıyı hem de hastayı etik dışı durumlardan korumak içindir. Dünyanın her yerinde kök hücreye gereksinim duyan hasta sayısı oldukça fazladır. Buna karşılık bu hastalar için gerekli olan sağlıklı kök hücrelerin, hastaların dokusu ile uyuşma olasılığı çok düşüktür. Bu olasılığı arttırmanın tek yolu, milyonlarca bağışçının doku analizini içeren dünyadaki bütün kemik iliği bankalarının verilerinin paylaşıldığı bir havuzun oluşturulmasıdır. Halen Türkiye’deki hastalar için kemik iliği taraması bu havuzdan yapılmaktadır. Türkiye’ye ait veri tabanı da dünyadaki bütün kemik iliği bankalarının verilerinin paylaşıldığı havuz ile paylaşılmaktadır. 2017 yılı itibariyle ülkemizde 27’si çocuk, 57’si erişkin olmak üzere 84 Kök Hücre Nakil Merkezi bulunmaktadır. 2017 yılında yapılan kök hücre nakil sayısı 4 bin 52 olarak bildirilmektedir. Son yıllarda farkındalık artsa da ülkemizde gönüllü bağışçı sayısı hala istenen düzeyde değildir. Yüzlerce aile çocuklarının yaşaması için ‘uygun doku bulundu’ haberini beklemektedir. Bizler İzmir Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri İzmir Şubesi olarak, Öykü Arin’e ve tüm lösemili çocuklara umut olmak için uygun olan herkesi kök hücre bağışçısı olmaya davet ediyoruz.”
Kök hücre bağışının hayat kurtardığına vurgu yapan İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Fatih Sürenkök ise, “Buraya gelmeden önce Kızılay Bölge Müdürlüğüne gittik ve oradaki görevlilerle görüştük. Şu anda tüm Türkiye’de 2 bine yakın hastamız kök hücre bağışı için sıra bekliyor. 2 bin çocuğumuzun kök hücre bağışı ile hayatı kurtulacak ve aramıza sağlıklı olarak dönebilecekler” dedi.
SAĞLIK BAKANLIĞINA ÇAĞRI
1 yıl içinde 80 bin kök hücre bağışçısının verilerinin bilgi bankasına kaydının yapıldığını söyleyen Sürenkök, bu sayının oldukça az olduğunu ifade etti. Sürenkök, “Bağışların 800 binlere, 1 milyonlara çıkması gerekiyor ki bilgiler bankada çoğaltılarak diğer Öykü’lere de umut olsun. 80 bin olan yıllık kök hücre bankasının tespit ettiği sayının artırılması için Sağlık Bakanlığı’nın olanak ve altyapıyı artması gerekiyor. Kök hücreyi numune olarak alan Kızılay, bunun daha fazlasını alacak kapasiteye sahip olduklarını ancak laboratuar kapasitesinin ancak bu olduğunu söyledi. Öykü Arinlerin kurtulması için bu laboratuarların genişletilmesi için kaynak ayrılması gerekiyor. Bakanlığın bu konuda daha fazla kollarını sıvamalı. Alınan kök hücre 10 yıl saklanıyor. Bir kişi kendi bilgisini verdiği zaman 10 yıl çocuklarımıza kaynak olabiliyor. Onlara hayat verebiliyor. Böbreğinizi verdiğiniz zaman onun yerine gelmiyor ama kök hücreyi verdikten sonra vücudunuz kök hücreyi yeniliyor. Daha sonra tekrar başka bir insana kök hücre verebilme şansınız oluyor. Vereceğiniz bir tüp kan belki de bir çocuğumuzun hayatını kurtaracak” ifadelerini kullandı.