- Gündem
- 05.10.2025 19:38
CHP Genel Başkanı Özel Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı TRT'de yayına çıkmaya davet ederek "Çıksın o iftiracı yargı kolları başkanını savunsun, ben de o iftiraları nasıl atıldığını anlatayım ona. Hodri meydan" dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Bolu Belediyesi 100. Yıl Cumhuriyet Parkı tanıtımı, Mezarlık İşleri Müdürlüğü Hizmet Binası ve Taziye Evi açılış törenine katıldı. Törende konuşan Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM'nin yeni yasama yılı açılışına katılmamalarına ilişkin açıklamasına tepki gösterdi.
Özel, şöyle konuştu:
"Bolu iki gündür bizi ağırlıyor. Abant’taydık ve yeni yasama döneminden önce milletvekillerimizi burada kampa aldık. Onlarla partimizin, Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu, yürüttüğümüz mücadeleyi, zorluklarımızı, Türkiye’nin önündeki zorlukları sıkıntıları, birlikte nasıl aşabileceğimizi, 18-20 yıl sonra yenilenen parti programını, buradan ortaya çıkacak hükümet programını ve bu hükümet programıyla birlikte vatandaşımızın artık kronikleşmiş, çözülemez diye düşündüğü sorunlarını, başta yoksulluk olmak üzere, işsizlik olmak üzere, gençlerin yarınlara umutsuz bakmaları olmak üzere bu kalıcı sorunlara nasıl çözümler üreteceğimiz konusunda çok verimli iki gün geçirdik" diye konuştu.
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın anlata anlata bitiremediği, 100. yıl Cumhuriyet Parkı'nın birinci etabındaki ilerlemeyi, projenin geldiği noktayı ve gelecek yıl tamamı bittiğinde nasıl bir güzelliğin ortaya çıkacağını görmek için de Bolu'ya geldiklerini söyleyen Özel, yaşamın her evresinde olduğu gibi hem taziyede hem cenaze hizmetlerinde, tamamı ücretsiz hizmet verecek binaların da açılışını yapacaklarını aktardı.
Özgür Özel, "Gerçekten iki gün boyunca hem Bolu'nun güzelliklerinden bu mevsim geçişinden gösterilen misafirperverlikten çok etkilendik. Yine cuma günü akşamüstü 19 Mart sonrası 59’uncu eylemimizi Bolu'da yaptık ve tarihindeki en görkemli siyasi mitinglerden bir tanesini gerçekleştirdik. Buradan memnun bir şekilde, misafirperverliğinizden memnun bir şekilde uzakta oturan arkadaşlar ayrıldı, bana eşlik eden arkadaşlarla birlikte birazdan biz de ayrılacağız. Tüm zorluklara rağmen, biraz önce dinledik, mali tablolarıyla, hizmetleriyle, yatırımlarıyla, Tanju Başkan'ın altı buçuk yılda Bolu'da yaptıklarına şüphesiz partinin yöneticileri olarak, ben genel başkanı olarak müteşekkirim" dedi.
Açılışını yapacakları parkın, 93 bin 850 metrekarelik, 125 milyon TL'lik bir bütçeyle 500 günde tamamlanacağını belirten Özel, parkın, bölgenin en büyük parkı ve Bolu'nun gururu olacağını söyledi. Özgür Özel, şöyle devam etti:
"Ümit ediyorum biz de Ankara'nın yoğun temposundan yorulduğumuz belki birkaç sakin günü dinlenmek üzere, kafamızı toplamak üzere biraz da gündem izin verirse önümüzdeki yıllarda Bolu'daki bu güzel parktaki konaklama alanlarında geçirme imkanı buluruz.
Şüphesiz belediyelerin gelirlerini kesiyorlar, Tanju Başkan'ın hatırlattığı gibi silkeliyor, haksız, hukuksuz soruşturmalarla bizlere saldırıyorlar. Tüm belediyelere eşit davranması gereken iktidar, CHP'li yerel yönetimlere üvey evlat muamelesi yapıyor. Hatta elini kolunu bağlıyor. Milletin seçtiği belediye başkanlarının, inanmayıp mazbatasını iptal ediyorlar, bir daha seçiliyor. Beş yıl hizmet ediyor, alıp eski bir otobüsü köşede yakıp, 'belediyenin otobüsleri yanıyor' diyecek, iftira filmlerini çekecek kadar, işleyen metro yürüyen merdivenlerine birileri taş sıkıştırıp 'metroda hizmet faaliyeti durdu' diyene kadar, 'İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde 550 tane terörist çalışıyor' deyip sonra birini bile ispat edemeyip 'ben bunu siyaseten seçim öncesi söylemiştim' diyecek kadar, 'İstanbul Belediyesi İSPARK'ı PKK'ya veriyor, PKK'lılar çalışacak, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin su faturalarını DHKP-C militanları dağıtacak' diyene kadar, adil, centilmence bir yarış yerine, devlet imkanlarını ve her türlü dezenformasyonu kullananlar milletin karşısına çıktıklarında yine kantara çıkıp yarışmaya cesaret edemediler.
"Yeni oluşturdukları yargı kollarıyla CHP'li belediyelerin üzerlerine gidiyorlar"
Bu sefer de yargı oyunlarıyla, yeni oluşturdukları yargı kollarıyla CHP'li belediyelerin üzerlerine gidiyorlar. Bir yanda Mansur Yavaş'ın teslim edip AK Parti'nin kapattığı önceki döneme ait 93 yolsuzluk dosyası, bir yanda İstanbul'da 37 büyük yolsuzluk dosyası, bunun karşısında Melih Gökçek'in oğlunun işlettiği televizyon kanalına savcılık yerine giden kendisi suçlu olan ve dahil olmadığı soruşturma dosyasına dahil olup sonra millete iftira atıp kendi iftiracı olup kendini kurtarmaya çalışan bir takım meczupların karalamalarıyla Ekrem Başkan'dan sonra Mansur Başkan'a da saldırılarda bulunuyorlar. Ve toplamda Türkiye'de bütün belediye başkanlarımıza bak müfettiş geliyor daha biraz önce Sayın Gökan Zeybek'le değerlendirdik, sadece AKP'nin yargı kolları, savcılar eliyle değil, şöyle ifade edelim, bir belediye denetlenirken Sayıştay tarafından denetlenir. Ya da maliye müfettişleri tarafından, mülkiye müfettişleri tarafından denetlenir. Bir suç bulunursa suç duyurusunda bulunulur. Savcı gelir, soruşturma yapar. Suçun deliliyle birlikte suçluya ulaşır.
Kim suçluysa cezasını çeker. Buna CHP, tarihinde adil ve yerinde yürütülen bu süreçlere hiç itiraz etmedi. Niye etsin? Yıllardır bunlar böyle yürür, bir kusuru olan memur varsa, hele hele siyasi varsa onu taşımayız, o sırtımıza yük olur. Ama süreç öyle bir süreç değil, süreç kimin suçlanacağına önceden karar veriyorlar. Suçlu Ekrem İmamoğlu. 'Hadi ona suç bulalım.' Yapılmış denetimler, geçirilmiş teftişler, alınmış, temiz kağıtları, iç denetim temiz, dış denetim temiz, Sayıştay temiz, daha önce o konuda suç duyuruları yapılmış soruşturmalar temiz. Ama bu sefer gelelim bütün dosyaları alalım, Sonra bakalım buradan ne bulabiliriz, bir tane müteahhit bulalım, malıyla mülküyle özgürlüğüyle tehdit edelim. ‘Efendim ben bu işi yaptım ama at buraya bir imza. Açıktan da şunu verdim’ dedirtelim. Hatta o verilen şey, belediye başkanının cebine de değil, bazen kreşe sandalye almış, bazen bilmem ne yapmış, onu bile zorla de irtikap yazalım. Ya da iş adamının bütün HTS kayıtlarını döküyorlar. Bütün belediyenin bütün HTS kayıtlarını döküyorlar. Zaten o ilçenin içindeki iş adamıyla, o ilçedeki belediyeden bir çalışanı aynı baz istasyonunda bulup fosforluyorlar. ‘Filancaya para verdim, gerisini bilmiyorum’ de. O para nerede? Nereden buldun? Yok. Nereye verdin? Yok. Kamera kaydı yok. Bir hesaba yatmış mı? Yok. Birine verilmiş mi? Yok. O parayla altın, döviz alınmış mı? Yok. İspat yok. İftira var bunun üzerinden gidiyorlar.
"Ne Manisa'ya ne Ankara'ya ne İstanbul'a ne benim bir ihanetim var ne herhangi bir arkadaşımın"
Şimdi bu yöntem o kadar çok suçsuz belediye başkanını örneğin Zeydan Karalar'ı Adana'da 11 yıl önce AK Partili belediyenin verdiği ihalenin paralarını düzenli ödemiş, bitince de bir daha ihale vermemiş, arada benden ödeme için para istedi, birine verdim. Hiçbir kanıt yok. 12 yıl geçmiş, Zeydan Karalar'ı alıyorlar. Zeydan Başkan'a bir şey yapacaklarından değil. Bütün Türkiye'ye ‘Bak Zeydan Karalar'ı 12 yıl sonra bile aldık, koyduk. Kafayı taktık mı içeri atarız. Ya AK Parti'ye katıl, ya Silivri'ye atıl.’ Böyle bir yaklaşıma başladılar.
Şimdi İstanbul'da birtakım yeni görevlendirmeler Anadolu Adliyesi’ne, çoktandır bunun söylentilerini çıkarmalar, orada birtakım korku yaymalar, endişenin gerçeğe dönüştüğü bir durumda ‘Efendim işte ya hapse atılacaksın ya bizim partiye katılacaksın’ yaklaşımlarıyla boğuştuğumuz bir süreçteyiz. 19 Mart'ta Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla yeni bir boyut kazanmıştı darbe süreci. O günden bugüne tam 200 gün geçti. Bunlarla İstanbul'a ihanet eden, ben demedim Tayyip Bey dedi, ben dahil hepimiz İstanbul'a ihanet ettik’ dedi. Vallahi benim ne memleketim Manisa'ya, ne Ankara'ya ne İstanbul'a ne benim bir ihanetim var ne herhangi bir arkadaşımın. Bolu'ya ne yapmış Tanju Özcan görüyoruz.
"Öncesinde o kadar çok çalıyorlardı ki çalmayınca yüzde 118 büyüdü belediye"
Gelmiş kendisi İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş. Dört tane gökdelen varmış. Şimdi 257 tane gökdelen var. 253 tane hançeri İstanbul'un bağrına bağrına kendi saplamış. Helikoptere binmiş, yanına bir yanında AK Parti İl Başkanı, bir yanında AK Parti'den seçilmiş belediye başkanı, bir yanında tapu kadastro müdürü, şehrin üstünde uçmuş, ‘Bu arsa kimin?’ ‘İETT'nin.’ ‘Filancaya teklif edelim.’ ‘Bu arsa kimin?’ ‘Şu kurumun.’ ‘Katarlılara söz verdim.’ Not alıyorlar. Bu şehri böyle birilerine peşkeş çekmiş birisi, şimdi gelmiş CHP’nin geldiği günden beri ihalelerini internetten yayınlamakla övünen CHP'nin, bana diyor ki ‘İnanmayacaksınız ama’ diyor, niye inanmayayım, ben kaynağın yerini biliyorum, ne olduğunu biliyorum. Diyor ki Tanju Özcan, ‘Dolar enflasyonu düşsek bile yüzde 92 büyüdük.Yüzde 118 büyüttük Bolu Belediyesi'ni dolar bazında. Bu rakam Avrupa Birliği'nde şu kadar, Çin'de bu kadar, bizde daha yüksek.’ Nasıl büyüdü biliyor musunuz? Bir şeyle kaynağı şu, dürüst, temiz yönetti, çalmadı. Öncesinde o kadar çok çalıyorlardı ki çalmayınca yüzde 118 büyüdü belediye.
İnşallah bir gün denk gelecek bu milletin huzurunda Tayyip Bey'le ya birebir bir televizyonda, çünkü neden, bunlar şimdi kaçıyorlar ya biz de televizyondan, AK Parti de kaçıyordu Ekrem İmamoğlu'nun seçimleri kazandığını gördüler, Binali Bey ne yaptı? Canlı yayına çıktı. AK Partililer önde koşarken yayından kaçarlar. Geriye düştüklerinde bu yayınlara koşarlar. Göreceksiniz önümüzdeki dönemde eğer hazırım diyorsa yarına akşam TRT'de çıksın bir benim karşıma o iftiracı yargı kolları başkanını savunsun, ben de o iftiraları nasıl atıldığını anlatayım ona. Hodri meydan."
Kaynak : HABER MERKEZİ