Sayfa Yükleniyor...
Besi ithalatında genişletilen yasak kararını değerlendiren sektör temsilcileri, alınan kararla birlikte ithalatta özel sektörün rolünün azalacağını ve kararın besici ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olmayacağını ifade etti
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER - Tarım Orman Bakanlığı besi ithalatını kontrol altına almak için yasakları genişletti. Tarım Orman Bakanı İbrahim Yumaklı yaptığı açıklamalarda ithalatta artık özel sektörün olmayacağını, üreticinin ihtiyaç duyduğu hayvanları Et ve Süt Kurumu (ESK) tarafından ithal edileceğini belirtti. Aşıları yapılmış hayvanların garantisinin de bakanlık olacağını ifade eden Bakan Yumaklı, buradaki temel amaçlarının ise besicileri güçlendirmek, aile işletmelerinin hacmini büyütmek ve ithalatı da zamanla bitirmek olduğunu söyledi. Bakanlık tarafından alınan bu karar hakkında değerlendirmelerde bulunan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) eski Genel Başkanı İsmail Kemaloğlu, “Hayvan seçimini devletin yapmasının her zaman eleştiri konusu olmuştur. Özel sektör haklı olarak kendi seçimini yapmak ister. Buna yasaklarla değil seçim heyetlerinde sektör temsilcilerini de dahil ederek çözüm bulunabilirdi. Çünkü hayvancılık bir iktisadi tarımsal faaliyettir. Kırsal odaklı olmalıdır” diye konuştu.
Alınan kararın ESK’nın ithalat sistemine uygun olmadığını belirten İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Cüneyt Güleç ise özel sektörün deneyimi, birikimi ve tecrübesiyle besilik hayvan ithalatının daha ekonomik yapılabileceğini savundu.
“AİLE ŞİRKETLERİ HAYATİ ÖNEMDE”
Hayvan seçimini devletin yapmasının her zaman eleştiri konusu olduğunu ve özel sektörün bu durumdan rahatsız olabileceğine dikkat çeken Kemaloğlu, “Özel sektör haklı olarak kendi seçimini yapmak ister. Buna seçim heyetlerinde sektör temsilcilerini de dahil ederek çözüm bulunabilir. Hayvancılık bir iktisadi tarımsal faaliyettir. Kırsal odaklı olmalıdır. AB veya ABD de sürü ortalaması 30-50 baş arasıdır. Dev işletmelerle kırsal ihmal edilirse sürdürülebilirlik riske girer. Kaba yem, ot vb. kırsaldadır. Hayvancılık bir yaşam tarzıdır. Kırsalda hayvancılık olmaz ise çiftçi terk eder. Sosyal denge için de hayatidir. Kırsalda hayvancılığı geliştirmek çok zor değildir. Mesele sorunların kaynağına inmektir” diye konuştu.
ÇÖZÜM İTHALAT MI?
Hayvancılıkta kırsal odaklı hayvancılığın esas olduğunu ve kırsalda hayvancılık olmadığı takdirde çiftçinin buraları terk edeceğini belirten Kemaloğu, “Çünkü işletme maliyetinin en önemli kısmı beslemedir, yemdir. Gelişmiş bütün ülkelerde hayvancılık bir aile işletme iktisadı ile yapılır. Buzağının ete veya süte dönüşmesi en az 1,5-2 yılı alır. Yani nakit dönüşü uzun vadeli bir tarımsal faaliyettir. Bunun için kaba yemin işletmede yetişmesi, işgücünün aile olması, buzağının bu işletmede doğup büyümesi. Sürdürülebilirlik için hayatidir. Kamunun besilik ithalatı etteki arz ve talep dengesi için yapılan hamledir. Bu karar, yurtiçinde besilik hayvanda yeterlilik sıkıntısı olduğunu gösterir. Bunun çözümü de ithalat mıdır? Bunu zamanla göreceğiz” ifadelerini kullandı.
“HAYVANCILIĞA ZARAR VEREBİLİR”
Ette arz ve talep dengede bulunan sorunu ithalata çözmenin geçici olduğunu ifade ederek kalıcı çözümler için yurtiçi üretimin arttırılması gerektiğini söyleyen Kemaloğlu, “Bu yöntem iç piyasa kırmızı et ihtiyacını karşılamakla birlikte yurtiçi sürü sayısını artırmaz. Çünkü sürü çoğaltmaktan ziyade belirli süre besleyip kasaplık olarak kesme projesidir. Hatta bazen uygulanacak satış veya fiyat politikası ile yurtiçi hayvancılığı zarar verilebilir. İçerde üretim yapanlar düşük fiyatla satmak zorunda kalabilir. Bu açıdan esas olan aile işletmelerini iktisadi ölçeğe ulaştırmaktır” dedi.
“ÖZEL SEKTÖRLE DAHA EKONOMİK OLUR”
Kararın özel sektör temsilcileri arasında serbest piyasa ekonomisi şartları çerçevesinde olumlu karşılanmadığını dile getiren İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Güleç, “Tarım Orman Bakanlığı’nın besilik hayvan ithalatının sadece ESK tarafından ve limitli miktarda yapması kararı besicilerin ihtiyaçlarını ve kırmızı et üretim miktarını karşılamada yeterli olmayacağını düşünüyorum. İthalat yetilerinin verilmesi halinde özel sektörün deneyimi ile daha rekabetçi ve serbest piyasa ekonomisi şartlarında daha ekonomik bir şekilde ihtiyaçları karşılamada daha yeterli olacaktır” şeklinde konuştu.
“YILIN İKİNCİ YARISINDA ZAM YAPILABİLİR”
Alınan kararının doğru uygulanmadığı ve tedarikte sorun yaşandığı takdirde yıl ortalarında kırmızı ette bir zam beklediklerini ifade eden Güleç, “Sadece kırmızı et açısından verilen destekleri düşünecek olursak besiciye işletmesini tam kapasite çalıştıracak besilik hayvan temininde destek verilmesi lazım. İşletmeler şu anda yüzde 50-60 oranında kapasitelerle çalışıyor. Bunun tam kapasiteye geçmesi sağlanmalı. Böylece et maliyetlerinde fiyatlarda ucuzlama sağlanmış olur. Türkiye’nin elindeki hayvan potansiyeline baktığımızda yılın ikinci yarısında kadar et fiyatlarında bir artış beklemiyoruz. Ama bundan sonra hayvan ithalatı et üretimini karşılayacak şekilde tedariki sağlanamazsa et fiyatlarında ikinci yarıda yükselme beklenebilir” dedi.
HABER MERKEZİ