Sayfa Yükleniyor...
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Yerli ve milli üretim politikasından geri dönüş yoktur. Ok yaydan çıkmıştır ve hedefe ulaşacaktır. Nasıl ki; Afrine yerli ve milli gücümüzle yürüyorsak, büyük Türkiye hedefine de aynı güçle yürüyeceğiz dedi
E. ÇAĞLA GENİŞ - NİLGÜN TAZE
Organize sanayi bölgelerinin (OSB) sorunlarını yerinde tespit etmek amacıyla Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) tarafından daha önce Marmara Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi ve Akdeniz Bölgesindeki tüm OSBlerin katılımıyla gerçekleştirilen bölge toplantılarının 4.sü Ege Bölgesindeki OSBlerle gerçekleştirildi. OSBÜK Ege Bölgesi Toplantısı, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve Torbalı Organize Sanayi Bölgesi ev sahipliğinde EBSO binasında gerçekleşti. Toplantıda Ege Bölgesindeki OSBlerin sorunları ve çözüm önerileri konuşuldu. Toplantıya; Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlünün yanı sıra İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ödemiş Belediye Başkanı Mahmut Badem, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü ve Ege Bölgesinde faaliyette bulunan 50 OSB temsilcisi katıldı.
DÜNYANIN MARKA KENTLERİNDEN BİRİ
İzmirin Türk ekonomisi ve sanayisi için son derece önemli ve stratejik bir şehir olduğunu vurgulayan Bakan Özlü, İzmir, Akdeniz havzasının yeni çekim merkezi olabilecek geniş bir potansiyele sahiptir. İzmir büyüyen, gelişen, sanayileşen Türkiyenin sembol şehirlerinden biri olmuştur. İzmirin bu yönü hepimiz için, tüm Türkiye için bir gurur kaynağıdır. İzmir, sadece ülkemizin değil, dünyanın önde gelen marka kentlerinden biri olmayı başarmıştır. Elbette İzmiri belli sektörlerle sınırlamak, bu şehre haksızlık olacaktır. Sanayi, ticaret, eğitim, sanat, enerji, sağlık, tarım, madencilik gibi birçok alanda geniş potansiyeli olan İzmirin, bu yönlerinin fırsata dönüştürülmesi şarttır dedi.
300 BİN KİŞİYE İSTİHDAM
2002 yılında, 2 bin 973 olan İzmirin ihracatçı sayısının bugün 5 bine yaklaştığını ifade eden Bakan Özlü, İzmir, ülkemizin toplam sanayi üretiminin yüzde 10unu karşılamaktadır. Ege Bölgesi, ekonomik gelişmişlik açısından, Marmara Bölgesinin ardından ikinci sırada yer almaktadır. Bölgede sanayinin gelişmesinde ulaşım kolaylığı, hammadde kaynaklarının fazlalığı ve pazarlama imkanlarının yeterli olması etkili olmuştur. Bakanlığımızca sicil verilerek tüzel kişilik alan 312 adet OSBden, 49 adedi Ege Bölgesinde yer almaktadır. Ege Bölgesinde yer alan OSBlerde, üretime geçen 3 bin 217 sanayi parselinde yaklaşık 210 bin kişi istihdam edilmektedir. Tüm parsellerde üretime geçilmesiyle bu rakamın yaklaşık 300 bin kişiye ulaşacağı öngörülmektedir diye konuştu.
ESKİ ALIŞKANLIKLARLA BİR YERE VARAMAYIZ
Bakanlık tarafından bugüne kadar Ege Bölgesinde tamamlanarak sanayicilerin hizmetine sunulan OSB projelerine 2018 yılı fiyatları ile yaklaşık 580 milyon TL kredi desteği verildiğini kaydeden Bakan Özlü, şunları söyledi: Bakanlığımız Yatırım Programında, Ege Bölgesinde devam eden 14 OSB projesi yer almaktadır. Bu projelere yönelik istikrarlı devlet desteğinin sağlanmasına devam edilecektir. Çağımız; bilgi yoğun, teknoloji yoğun üretim çağıdır. Eski alışkanlıklarla bir yere varamayız. Yaşadığımız dünyanın yoğun rekabet ortamında; yüksek teknolojinin kullanıldığı yatırımlara ağırlık veren, sosyal ve kurumsal işbirliğini tesis eden girişimler öne çıkmaktadır. Bu anlamda, bizim bütün gayretimiz; bilim ve teknoloji odaklı bir sanayi anlayışıyla ilerlemek, mesafe almaktır. Bilim, teknoloji ve sanayide, bir sıçrama yaparak, büyük ve güçlü Türkiye hedefine doğru ilerlemeye devam edeceğiz. Bu ilerlemede en büyük dayanak noktamız ise, akıl ve bilim olacaktır. Bölgesel bir güç ve küresel bir oyuncu olma iddiasındayız. Bu iddiamızı; bilim ve teknolojiyle destekleyeceğiz.
YILLIK ORTALAMA 8 OSB PROJESİ
16 yılda bilim ve teknoloji alanında çok önemli bir yol kat ettiklerini dile getiren Bakan Özlü, 1962-2002 yılları arasında yıllık ortalama 2 adet OSB projesi biterken, 2003-2017 arasında yıllık ortalama 8 adet OSB projesi bitirilmiştir. Ar-Ge merkezi sayısını 16dan 800e çıkardık. Tasarım merkezi sayısını 7den 157ye yükselttik. 2010 yılında Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde 10 bin kişi çalışırken, bugün bu merkezlerde 45 bin kişi istihdam ediliyor. Yine Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde, 27 bine yakın tamamlanan veya devam eden proje bulunuyor. Bilimin sanayi ile buluşmasının en önemli araçlarından biri olan, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde de, çok büyük mesafe aldık. 2002 yılında, sadece 5 adet Teknoloji Geliştirme Bölgesi var iken, bugün 56sı faal, 15i yapım aşamasında toplam 71 bölgeye ulaşmış bulunuyoruz dedi.
SANAYİNİN DİNAMOSU BİLİM VE TEKNOLOJİ
Teknokentlerde 5 bine yakın firmanın faaliyet göstermekte olduğunu belirten Bakan Özlü, Türkiye, marka başvurularında Avrupa şampiyonu olmuştur. 2017 yılında; 106 bini yerli, 15 bini yabancı olmak üzere, toplam 121 bin marka başvurusu yapılmıştır. Marka başvurularındaki yerlilik oranı yüzde 88dir. Yine aynı şekilde patent konusunda da çok büyük mesafe kaydettik. Yerli patent başvurularımız, 2016ya göre yüzde 34 oranında arttı. 2023 yılında, 50 bin yerli patent başvurusuna inşallah ulaşacağız. Tasarım başvurusu sayımız ise 47 bine ulaşmış durumdadır. Türkiye, tasarım başvuru sayısında Avrupada 3., dünyada 5. sıradadır. Türk sanayisinin dinamosu bilim ve teknolojidir. Türk sanayisi artık; Ar-Geden, inovasyondan ve tasarımdan beslenmektedir. Sanayicilerimiz ve girişimcilerimiz; klasik üretim ve pazarlama tekniklerinin çok ötesine geçmişlerdir. Yeni dönemin aktörleri; tasarımcılar, inovasyoncular, Ar-Geciler, girişimciler ve bilim insanlarıdır ifadelerini kullandı.
AYNI GÜÇLE YÜRÜYECEĞİZ
2018 yılında küresel katma değerden alınan payın artırılacağını belirten Bakan Özlü, Tek haneli enflasyon, tek haneli işsizlik, çift haneli büyüme hedefine mutlaka ulaşacağız. Bizi bu hedeflere ulaştıracak ve büyümenin kapılarını açacak anahtar üretimdir. Ülkemizin reform ajandasının ve 2023 hedeflerimizin baş aktörü yine sanayi olacaktır. 2018 yılında, reform ajandamıza yeni bir vizyon daha ekliyoruz. Bu vizyon; yerli ve milli üretimdir. Geçmiş yıllarda gücümüzü toparladık, yatırımlarımızı yaptık, dünyayı analiz ettik ve geleceğe hazırlandık. Türkiye artık, geleceği kucaklamaya hazır bir ülkedir. Türkiye artık, yerli ve milli üretime hazır bir ülkedir. Türkiye artık, kendi yerli ve milli imkanlarını, maksimum düzeyde üretime sunmaya hazır bir ülkedir. Yerli ve milli üretim politikasından geri dönüş yoktur. Ok yaydan çıkmıştır ve hedefe ulaşacaktır. Nasıl ki; Afrine yerli ve milli gücümüzle yürüyorsak, büyük Türkiye hedefine de aynı güçle yürüyeceğiz açıklamasında bulundu.
TÜRKİYE İÇİN BİR FIRSAT
Türkiyenin artık kendi teknolojisini üreten bir ülke olması gerektiğini vurgulayan Bakan Özlü, şu ifadeleri kullandı: Takip eden bir ülke değil takip edilen bir ülke olacağız. Bunu da teknoloji açığımızı kapatarak yapacağız. Biz ülkemizin tek açığının teknoloji açığı olduğuna inanıyoruz. Biz birinci sınıf tarım arazilerine OSB yapılmasına karşıyız. Tarımın da teknolojiyi kullanmasını arzu ediyoruz. Tarımda teknoloji kullanımı konusunda Tarım Bakanlığı ile bir proje yürüteceğiz. Çevre konusunda çok hassasız. Çevreyi de tarımı da teknoloji ile koruyacağız. Teknolojiden asla vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizin teknoloji transfer aşamalarını artık tamamladığını düşünüyoruz. Artık kendi teknolojisini üreten bir ülke olmalıyız. 4. Sanayi Devrimi, Türkiye için bir fırsattır. Dünyadaki bu trendi çok iyi değerlendirip öncü ülkelerden biri olacağız. 4. Sanayi Devrimi için yol haritamızı hazırlıyoruz. Yakında açıklayacağız. En önemli kısmı eğitim. Nereye baksak karşımıza eğitim sıkıntısı çıkıyor. Teknik kolejlere büyük önem veriyoruz. İzmiri teknoloji üssü yapacağız. Teknoloji Üssü İzmir Projesine büyük önem veriyoruz.
17,6 MİLYAR DOLAR İHRACAT
Ülkemizde toplam 325 organize sanayi bölgesi olduğunu ifade eden OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Memiş Kütükcü ise, İşletme aşamasındaki 40 organize sanayi bölgemizde, 3 bin fabrika üretim yapıyor, 200 bine yakın insanımıza doğrudan istihdam sağlıyor. Yine ihracata baktığımızda; Ege Bölgesindeki 8 ilimiz geçtiğimiz yıl 17,6 milyar dolar ihracat yaptı dedi. Elektrikle ilgili 20 Ocakta Resmi Gazetede yayımlanan Son Kaynak Tedarik Tarifesi Tebliğine ilişkin de konuşan Kütükcü, Bu tebliğ, tüketicileri yüksek tüketimli serbest tüketici ve düşük tüketimli serbest tüketici olarak ikiye ayırıyor. 1 Nisanda yürürlüğe girecek bu tebliğe göre; yıllık 50 milyon KWhın üzerinde elektrik tüketenler, yüksek tüketici grubunda yer alıyor. OSBlerimiz de genellikle yüksek tüketici grubunda yer alacağından, bölge sanayicilerimiz elektrik enerjisi maliyetinde çok ciddi bir artış yaşayacak. Biz bu uygulamadan bir an önce vazgeçilmesini, elektrikte daha önce uygulanan ulusal tarife uygulamasına devam edilmesi talep ediyoruz ifadelerini kullandı.
SANAYİYE KARŞI DEĞİLİZ
İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak OSBlerin altyapı sorunlarına ciddi katkıda bulunduklarını söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu da, Sanayinin gelişmesi için elimizden gelen desteği veriyoruz. OSBlerin, sanayi bölgelerinin yapılması gereken alanlar hazine arazileridir. İzmirde uygulama tarım arazilerinin, zeytinlik alanların sanayiye açılmasıyla oluyor. Sanayiye karşı değiliz. Ama bu artık tarımın para kazanmamasından toprağın para etmemesinden dolayı OSBlerin hemen hemen tamamı tarım arazilerinde. İlerde bu ovalara ekmek, su kadar ihtiyacımız olacak dedi.
NEDEN LİDER ÜLKE OLMAYALIM?
Teşvik sisteminden kaynaklı 10 organize sanayi bölgesinin yaklaşık yüzde 29unun boş parsel olarak yatırımcılarını beklemekte olduğunu ifade eden EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, Bölgemizde, İzmirde çok sektörlü yapısı ile ülke sanayisine katkısı, net ihracatçı yapısı, alternatif enerji kaynakları potansiyeli ve nitelikli işgücü ile yeni dünya düzenine çok hızlı adapte olabilecek özel bir yapıya sahiptir. Bundan sonraki süreçte, Akıllı Endüstriyel Parklar olarak da adlandırılan Yeni Nesil OSBler ile dünyanın ilerlediği bu yöne doğru rotamızı çevirmek zorundayız. Dünya Ekonomik Forumunun güzel bir Raporu açıklandı. Üretimin Geleceğine Hazırlık Raporunda, güçlü bir üretim altyapısı olan ancak üretimin geleceğini şekillendirmede düşük performans gösteren ülkeler takipçi ülkeler olarak tanımlanmış ve Türkiye ile birlikte 10 ülke bu gruba dahil edilmiştir. Neden biz lider ülkeler arasında olmayalım ki? ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi