Sayfa Yükleniyor...
Artan maliyetler ve üründen elde edilen karlılığın düşmesi beyaz altın olarak bilinen pamuk, üreticisini üretimden uzaklaştırırken, sektör; ürünün altın çağına dönmesi için üreticiyi ikna etmeye çalışıyor
NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
Türkiye’nin pamuk ekim alanlarının yüzde 40 daralması sektörü endişelendirirken, sorunun çözümü için Ulusa Pamuk Konseyi (UPK) 46 maddelik bir rapor yayınladı. Raporda özellikle pamuk ekim alanlarının son 30 yılın en düşük değeri olan 353 bin hektara gerilemesi dikkat çekiyor. Konuyla ilgili gazetemize değerlendirmelerde bulunan UPK Yönetim Kurulu Başkanı Bertan Balçık, pamuk ekim alanlarının düşmesi sonucu hem lif pamukta hem de ham yağda ithalatın ciddi oranda arttığına vurgu yaptı. Tekstil sanayinin pamuk hammaddesindeki dışa bağımlılığının yüksek oranlardaki varlığını sürdürdüğü ifade eden Balçık, “2020 yılında tekstil sanayimizin 1 milyon 514 bin ton pamuk ihtiyacının ancak yüzde 40 kadarını yerli üretimle karşılayabildik. İhtiyacın karşılanması için 962 bin ton pamuk ithal edildi ve bunun için 1,5 milyar doların üzerinde bir bedel ödendi. Daha da önemlisi yerli üretimle bunun 2,5 katı kadar bir net katma değer yaratılmaktan mahrum kalındı” dedi.
600 BİN HEKTARIN ALTINA DÜŞMEMELİ!
Pamuk ekim alanlarının azalması ile birlikte Türkiye’nin dışarıya ciddi bir döviz kaptırdığını dile getiren Balçık, pamuk ekim alanlarının 600 bin hektarın altına düşmemesi gerektiğinin de altını çiziyor. Balçık şunları söyledi: “Pamuk ekim alanlarımız yüzde 40 oranında azaldı. Bunun bir sonucu olarak da 2020 yılının üretiminde de azalma söz konusu oldu. Bu azalma sebebiyle de lif ithalatımız arttı. Yine bitkisel yağ açısında da bu eksik üretim ham yağ ithalatımızı arttırdı. Yani hem lif pamukta hem ham yağda daha fazla döviz ödemek zorunda kaldık. Bu sonucun görülmesiyle birlikte önümüzdeki yılın pamuğun fark ödemesi 80 kuruştan 1 lira 10 kuruşa yükseltildi. Bu arada dünyada ve Türkiye’de pamuk fiyatlarında da bir miktar hareketlenme başladı. Bu ikisinin etkisiyle geçen sene 350 bin hektar alanın bu sene 450 bin hektar alana yükselmesini bekliyoruz. Hem fark ödenmesinin artması hem de pamuk fiyatlarının geçen seneye göre yüksek olması sebebiyle 2021 yılında 450 bin hektar alanda pamuk ekilmesi hedefimiz var. Ama aslında bizim en az 600 bin hektar alana ekim yapmamız gerekiyor ki ülkemizin dışa bağımlılığı biraz daha azalsın. Dediğim gibi bu sene 450 bin hektara yükselecek ama bu bizim için yeterli değil. 600 bin hektarın altına düşmemeli ki hem tekstil sanayi hem yan sanayi yerli üretimden istifade etsin dışarıya yüksek döviz ödemek zorunda kalmayalım.”
ÜRETİCİ PAMUKTAN KAÇIYOR ÇÜNKÜ…!
Üreticinin artan maliyetler ve üründe elde edilen karlılığın düşmesi sonucu pamuk ekiminde hızlıca uzaklaşmasını da değerlendiren Balçık, 2020 sezonunda dekar başına pamuk üretim maliyetlerinin yüzde 25 oranında arttığının altını çizdi. Balçık, tarla veriminin de yüzde 23 artması sayesinde ürün maliyetindeki artışın yüzde 2 ile sınırlı kaldığını ifade etti. Balçık, “Bunun yanı sıra, pamuk fiyatlarının önceki sezona göre yüzde 40 kadar daha yüksek seyretmesi kg kütlü başına 25 kuruşluk brüt kazanç sağladı. Ayrıca 2020 sezonu için, 82 kuruştan 1 lira 10 kuruşa çıkarıldığı açıklanan fark ödemesi desteği ve mazot ve gübre destekleriyle birlikte söz konusu brüt kazancın 1 lira 32 kuruşu bulması imkânı oluştu. Üretici haklı. Pamuk ürünleri endüstriyel bir ürün. Bu yüzden toprağına yatırım yapılması gereken bir ürün. Yani traktör, ekipman, hasat makinaları, gübre ve zirai mücadele. Bunların hepsi ekstra mücadele isteyen konular. Ve maliyet ister istemez yüksek oluyor. Üretici kar görürse pamuk ekiyor. Karı görmezse pamuktan uzaklaşıyor. Karlılık noktasında 2019’da kötü bir yıl geçirdik. O yüzden ekip alanlarımız azaldı. Biz konsey olarak bu konuyla ilgili ciddi çalışmalarda bulunduk. Bu çalışmalarımızın sonucu olarak devlet, destek ödemesine yüzde 34’lük bir artışla üç senedir 80 kuruş olan desteği 1 lira 10 kuruşa çıkardı. Bu üreticiye olumlu yansıdı. Bunun yanında artık bakanlığımızın yeni değişen pamuk yetiştirme şartlarına uygun olarak üreticimizde maliyet azaltıcı, zirai mücadele gibi konularda sahada eğitim vermesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Haber Merkezi