“Pamuk ithalatı yapılmak zorunda”

Pandemiyle beraber tekstil sanayisinin şahlandığını dile getiren Başkan Kocagöz, “Tekstil sanayisinin tüketimi 1 milyon 650 bin tonlardayken 2 milyon tonlara dayanmış vaziyette, rekoltemiz ise 850 bin sektör bu durumda ithalat yapmak zorunda” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 26.10.2021 07:58
  • Güncelleme Tarihi : 26.10.2021 07:58
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Pamuk ithalatı yapılmak zorunda” haberinin görseli

NURETTİN BAKİ-RÖPORTAJ

İzmir Ticaret Borsası (İTB) Meclis Başkanı aynı zamanda ELİDAŞ ve GDO’suz Pamuk A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kocagöz; pamuk rekoltesini, pamuk ithalatını, sektördeki son gelişmeleri ve üretim maliyetlerinde yaşanan fiyat artışlarını gazetemize değerlendirdi. Türkiye’de pamuk üretiminin tüketimi karşılamadığının altını çizen Başkan Kocagöz, sektörün bu açığı mecburen ithalatla kapatmak zorunda kaldığını dile getirdi. Girdi maliyetlerine özel olarak değinen Başkan Kocagöz, “Tarıma has bazı şeylerin yapılması lazım. Elektrik fiyatları üreticiye özel sübvanse edilmesi gerekiyor, mazot fiyatları ÖTV’siz bir şekilde üreticiye verilmesi lazım” dedi. Başkan Kocagöz ayrıca, özelleştirmeden sonra gübre fiyatının başıboş bırakıldığına da dikkat çekti. Küresel iklim değişikliğine de özel bir parantez açan Başkan Kocagöz, sıcağı seven pamuğun bu sene kuraklıktan çok fazla etkilemediğini de sözlerine ekledi.

KURAKLIK ENFLASYONA SEBEP OLUYOR

İTB’nin geçen ayki meclis toplantısında da dile getirdiğiniz “Hasat döneminin henüz başında olmamıza rağmen gelen rakamlar, geçirdiğimiz kuraklığa rağmen çok da kötü değil” şeklindeydi. Öncelikle kuraklığın ülke tarımına olan etkisiyle ilgili düşünceleriniz nedir? Kuraklık pamuğu önümüzdeki yıllarda nasıl etkiler?

Aslında kuraklık bir olgu değildir, burada yanılgıya düşüyoruz. Asıl başımıza gelen felaket İklim değişikliği. Kuraklık ise iklim değişikliğinin bir olgusu. Yazın bir kuraklık yaşıyoruz ama mesela geçen hafta dolu yağışı yaşandı. Bunlar hep iklim değişikliğinin bize getirdiği alışık olmadığımız mevsimine uymayan olaylar. Bu da tarımı etkiliyor. Çünkü tarımda bir bitkisel üretim yapmak istediğinizde o bitkinin o iklim kuşağındaalıştığı bir rejimi var. Bu rejimin dışına çıkıldığı zaman bitki bir tepki gösteriyor. Bu tepki genelde olumsuz oluyor. Çok nadir de olsa farklı ürünlerin bu tür rejimlere olumlu tepkisi de var. Biz de bunları yaşıyoruz. Kuraklık ülkemizde birçok üründe sulama anlamında olumsuzluklar yarattı. Örneğin bu yaz bu kuraklığa rağmen pamuk üretiminde sulamaları en az iki suolmak üzere yapabildiğimiz için verime çok büyük etkisi olmadı. Neden? Çünkü pamuk sıcağı seven bir bitki. Sıcaklık miktarı her gün daha fazla olduğu zaman pamuğun veriminde olumlu etki yapar. Ama meyve üretiminde ağaçların çoğu alışmadıkları rejimlerden dolayı ya çiçek döllenme zamanlarındaki sıcaktan ya da Haziran ayındaki zamansız serinlikten, yani iklim değişikliğinden dolayı meyve tutumunda bir kayıpla karşı karşıya kalıyor. Ürüne göre bu olumsuzlukların oranları değişiyor. Ama birçoğunda yüzde 50’ye yakın verim kayıpları var. Bu da ister istemez şehirde yaşayanlara yansıyacak. Fiyatlara yansıyacak, fiyatlar enflasyon olacak şehirdeki tüketici de nasibini alacak iklim değişikliğinden. Kısacası iklim değişikliği sadece çiftçiyi değil hepimizi etkileyecek. Önümüzdeki sezonun pamuğuyla ile ilgili büyük bir bilinmezlik var. Şimdiden bir şey söylemek çok zor. İklim değişikliği var sonuçta.

ÜRETİM TÜKETİMİ KARŞILAYAMIYOR

Şu aşamada ithal pamuğa ihtiyaç var mıdır? İthal pamuk sektörünüzü nasıl etkiliyor?

Rakamlarla konuşacak olursak pandemiyle beraber son iki yıl tekstil sanayisinin gerçekten şahlandığı yıllar oldu. Özellikle Uzak Doğu’daki tedarik sıkıntısından sonra Türk tekstil sektörünü hem kaliteli hem tedarikte öncü pozisyonu dünyada avantajına kullandı. Dolayısıyla siparişler Türkiye’ye kaydı. Bunun sonucunda da kapasitemiz nerdeyse yüzde 100 çalışır hale geldi. Türk tekstil sanayisinin tüketimi 1 milyon 650 bin tonlardayken 2 milyon tonlara dayanmış vaziyette. Ülke olarak tekstil sektörünüzün ihtiyacı olan pamuk üretemediğinize göre ithal pamuk olmak zorunda. Mesela geçtiğimiz yılın pamuk rekoltesi ciddi anlamda noksandı. Bu sene rekolteyi artırma şansına sahip olduk. Bu seneki rekolte beklentimiz 850 bin ton civarında. Rekolte beklentisi 850 bin ton tekstil sektörünün ihtiyacı 2 milyon ton. Yani sonuç olarak ülkeden sağlayamadığımız 1 milyon 250 bin ton pamuğa ihtiyaç var. Dolayısıyla ithalat yapılmak zorunda şu anda. Türkiye ne zamanki tükettiği kadar üretmeye başlarsa o zaman ithalata ihtiyaç yok diyebiliriz.

YERLİ ÜRETİCİNİN REKABET ETMESİ ÇOK ZOR

Peki, ithal pamuk yerli pamuk üreticisini nasıl etkileyecek?

Bu durumdan Türkiye’deki pamuk üreticisi şu şekilde etkileniyor. Burada çok enteresan bir nokta var. Pamuk ithalatı diğer tarım ürünlerine göre sıfır gümrükle ülkeye giriyor. Sıfır gümrükle ülkeye girmesi demek pamuk üreticisini direkt yurt dışındaki pamuk üreticisinin imkanlarıyla karşı karşıya kalıp, rekabet etmesi gerektiriyor. Bu da çok kolay olmuyor. Yerli üreticinin girdileri, vergileri ortada. İşte bu noktada devletin verdiği üretim destekleriyle arayı kapatma şansı oluyor. Ne zaman ki Tarım ve Orman Bakanlığımız daha yüksek destek verirse işte o zaman o arayı kapatabiliriz. Çünkü pamuk; buğday, mısır ya da ay çiçeği gibi korunan bir ürün değil. Bu saydığım ürünlerin hepsi gümrük duvarlarıyla korunuyor ve fiyatları yukarda tutuyor, böylece üreticiyi de koruyabiliyor. Yoksa buğdayda, ayçiçeğinde ya da diğer ürünlerde çok kolayüretimler yapamazsınız.

Türkiye’de pamuk ekim alanları nasıl artırılır?

Pamuğun Türkiye’de ekilebileceği alanlar belli. Yeni alanlar ancak Güneydoğu’da açılabilir. Mesela Ege Bölgesi’nde açılacak yeni pamuk alanları olduğunu zannetmiyorum. Bunun dışında üreticinin tercihini değiştirip eski ekim alanlarına kavuşabilse zaten bu yeni ulaştığımız verimlerle 1 milyon 400 bin ton pamuk üretmek mümkün Türkiye’de. Bunu cazip kılarsanız, devlet desteğini de bizim de önerdiğimiz gibi uzun yıllar olacak şekilde (mesela 5 yıllık planlarla) üreticiyi ‘şu veyabu destekleri vereceğiz’ diye planlayabilirseniz, üretici önünü görüp, o zaman tercihini değiştirir ve pamuk ekimine yönelir, buna yöneldiği zaman da siz pamuk ekim alanlarını artırmış olursunuz.

GÜBRE FİYATLARI BAŞIBOŞ BIRAKILDI

Pamuk üreticisinin en çok şikayet ettiği konuların başında girdi maliyetlerinde yaşanan artış var. Siz bu artışlarla ilgili neler söylemek istersiniz?

Türkiye’deki pamuk üretimindeki en büyük problem girdi maliyetleri… Çünkü girdi maliyetlerinde gerçekten bir üreticinin aleyhine bir durum var. Bir kere yıllar yılı gübre fiyatları hiç kontrol edilmedi. Bundan 8 sene evvel özelleştirme yapılmadan önce gübre zammı yapıldığında Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan izin alınarak yapılırdı. Sonra özelleştirme yapıldıktan sonra serbest piyasa ekonomisinde ne yazık ki gübre fiyatları başıboş bırakıldı. Daha sonra zaten çok komik maliyetlere geldi maliyetler. Gübre fiyatları şu anda devletin kontrolünün dışında. Bu konuda sanırım gübre fiyatlarını Tarım ve Orman Bakanlığı kontrolü ele aldı ve izne tabi hale getirdi. Belki bu bir düzene oturur. İlaç fiyatlarında da hiçbir kontrol yok. Yani kimyasal ilaçlarla ilgili ne yazık ki böyle bir sıkıntımız var. Bunun dışında sulama ile ilgili ücretler çok yüksek. Aynı şekilde elektrik fiyatları da ciddi anlamda üreticiyi zorluyor. Yakıt fiyatları da en büyük girdi maliyetlerini oluşturuyor. Tarıma has bazı şeylerin yapılması lazım. Elektrik fiyatları üreticiye özel sübvanse edilmesi gerekiyor, mazot fiyatları ÖTV’siz bir şekilde üreticiye verilmesi lazım. Ki bunun kontrol edilmesi de çok kolay. Ürettiği ürüne endeksli mazot miktarını ÖTV’siz verme imkanı sağlanabilir. Bu tip önlemler alınabilir. Yabancı üreticilerin girdi maliyetleri bizim üreticinin girdi maliyetlerine göre düşük. Sıfır gümrük olduğu zaman iki üreticiyi farklı koşullarda oynatıyorsun ama aynı ligde top koşturuyorsun. Buna rağmen Türkiye verimde dünyada ikinci sırada yer alıyor. Bu çok önemli bir başarı.

TÜRKİYE BİR TEKSTİL CENNETİ

Son dönemde artan tekstil fiyatlarının sebebini sorduğumuzda aldığımız ortalama yanıt: “Pamuk fiyatları otomatik olarak tekstil fiyatlarını artırıyor” şeklinde. Siz bu bağlantıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mutlaka pamuğun da bir etkisi vardır ama tamamen pamuğa bağlı değil. Şöyle ki bir tekstil ürününün üstündeki pamuk maliyeti fiyatı belli. Burada işçilik, enerji, diğer girdi maliyetlerde ciddi artışlar oldu. Bu arada şunu belirtmek istiyorum: Türkiye bir tekstil cenneti. Türkiye tekstil ürünlerini yurt dışına göre kıyaslarsak, çok ucuz.

Pamuk stoklarında son durum nedir?

Biz yeni hasada girerken, Türkiye’nin doğru dürüst pamuk stoku yoktu. Zaten şu anda bu fiyatların dünya seviyesinin üstünde seyretmesinin nedeni de budur. Şu anda dünyada tedarik sıkıntısı var. Türkiye’de de herkes birdenbire malını değerleniyor diye satmıyor. Dolayısıyla fiyatlar da bu şekilde yukarıda tutuyor. Stoklar çok olsaydı piyasa böyle bir durumda olmazdı. Stokumuz yok ama üreteceğimiz pamuk 850 bin ton, bunun bir kısmını Türk tekstil sanayi alacak tüketecek ama mecburen yurt dışından ithalatla açığı kapatacağız. Bu seneki şartların olumlu olması üreticinin bir kısmını pamuk üretimine yöneltecektir. Dolayısıyla seneye biraz daha fazla pamuk ekimi olacaktır. O yüzden inşallah önümüzdeki sene 1 milyon ton pamuk üretimi gerçekleştiririz diye düşünüyorum. 

İlginizi Çekebilir...

Kabul Ediyorum
İlkses Gazetesi olarak sistemimizde sadece sizin izinleriniz doğrultusunda bilgilerinizi kullanıyoruz. Detaylı Bilgi cookie script