Sayfa Yükleniyor...
Pamuk üreticilerinin beklentilerini açıklayan İTB Meclis Başkanı Kocagöz, “Destekleme prim miktarlarının yeterli olması gerekiyor” diye konuştu
NURETTİN BAKİ
İzmir Ticaret Borsası (İTB) eylül ayı meclis toplantısı tarihi binada meclis üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Soli Özel’in konuk olduğu meclisin açılışında konuşan İTB Meclis Başkanı Barış Kocagöz, pamuğun tarımsal üretim ve sanayi hammaddesi olarak önemine dikkat çekti. 2019-2020 sezonu hasat döneminin başladığını anlatan Kocagöz, pamuk üreticisinin iki beklentisini açıkladı.
Pamuk fiyatlarının ciddi oranda düştüğünü hatırlatan Kocagöz, “Üretici ilk olarak hasat döneminde koşulların hasada elverişli olmasını bekliyor. İkincisi ise destekleme prim miktarının açıklanması. Her sektörde olduğu gibi pamuk üretim maliyetlerinde geçen yıla göre çok ciddi bir artış yaşandı. Buna karşın, özellikle küresel piyasaların etkisi ile pamuk fiyatlarında son 3-4 ayda ciddi düşüş yaşadık. Şu anki fiyatlar ile üreticimizin pamuk üretiminden kesinlikle zarar edeceğini söyleyebiliriz. Bu nedenle, Tarım ve Orman Bakanlığından pamuk destekleme primini yeterli miktarda ve en kısa sürede açıklamasını bekliyoruz” dedi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun geçtiğimiz günlerde gelir ve yaşam koşulları araştırmasının sonuçlarını açıkladığını ifade eden Barış Kocagöz, “Araştırma, ülkemizde en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden yüzde 48, en düşük gelirli yüzde 20’lik grubun ise toplam gelirden yüzde 6 pay aldığını gösteriyor. Toplumda yaratılan zenginliğin adil dağılımı ve yoksulluğun azaltılması ekonomik kalkınmanın önemli bir göstergesi, aynı zamanda da toplumsal huzurun kaynağı durumunda. Bu anlamda, toplam istihdamın yüzde 20’sini oluşturan tarım sektörü büyük önem taşıyor. Zira milli gelir hesaplarına göre tarım sektörü hala ortalama kişisel gelirin en düşük olduğu sektörlerden birisi durumunda. Bu nedenle, kırsal kalkınma politikalarımızın ve düzenlenecek 3. Tarım Şurası’nın temel hedefinin ülkemizde tarımsal nüfusun gelirini arttırmak olması gerekiyor. Çiftçimizin zenginleşmesi çok daha verimli ve kaliteli tarımsal üretimin de kaynağı olacaktır. Bakanlığımız yeni bir destekleme modeli üzerinde çalışıyor. Bugüne dek alışık olmadığımız bir puanlama sistemiyle çalışacak bu sistemin açıkçası ayrıntıları belli değil. Umarız bu yeni destekleme modeli üreticiyi kucaklayan, gerçekten üretimi destekleyen, suistimallere açık olmayacak ve adil bir modeldir” ifadelerine yer verdi.
EKONOMİDE EN KÖTÜSÜ GERİDE KALDI
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ise mecliste yaptığı konuşmada dünyanın 2008 küresel krizinden bu yana rotasını kaybettiğini söyleyerek yeni bir denge arayan bir gemi gibi savrulduğunu savundu. Kestelli, gerileyen küreselleşme ve artan korumacılık, tırmanan ticaret savaşları, artan liderlik açığı bulunduğunu belirterek ekonomi düzeninin dijital devrimle birlikte üretimden tüketime baştan aşağı değişmeye başladığını dile getirdi. Türkiye’nin ekonomik açıdan en kötü günleri geride bıraktığını öne süren Başkan Kestelli, “Geçen yıl yaşanan spekülatif kur atağıyla başlayan ve ekonomideki kırılganlıklarla beslenen türbülansta en kötünün geride kaldığını düşünüyoruz. Yüksek kur, yüksek faiz, yüksek enflasyon ve ekonomide küçülmeyi birlikte yaşadığımız bu enflasyon içinde küçülme halinin, Türkiye’ye özel olumsuz jeopolitik etkenlere ve seçimlere rağmen iyi yönetildiğini söylemek mümkün. Sonuçta bu olumsuz dönemden geride kalan işsizlik, enflasyon, faiz gibi tortular bir maliyet bırakarak geri çekiliyor” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin 2020’den itibaren yeni bir büyüme patikasına gireceğine inandığını kaydeden Işınsu Kestelli, “Türkiye, küresel bir güç olma vizyonunu hedefine koymuştur ve karşılaştığı tüm meydan okumalarla başa çıkıp bu hedefe ulaşma motivasyonuna sahiptir. Bu nedenle, bu ülkenin bugününe omuz vermek, yarının nimetlerine ortak olmak anlamını taşır. Türkiye, bugünün ve yakın geleceğin fırsatlar ülkesidir. Elbette pek çok zorluğumuz, yapmamız gereken pek çok değişim-dönüşüm reformu var, bu kesin. Son bir yılda alınan önlemler ve ortaya konulan irade, gelecek için umutlu olmamızı sağlıyor. Yeter ki reform heyecanını hiç kaybetmeyelim” değerlendirmesinde bulundu.
TARIM ÜLKEMİZ İÇİN STRATEJİK BİR SEKTÖR
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı başvuru süresinin 14 Kasım’a kadar uzadığını kaydeden Kestelli, “Programın, en önemli amacının, doğal kaynakları koruyarak, tarımsal üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanmak ve kırsalda gelir düzeyini yükseltmek olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak, doğrudan tarımda sürdürülebilirliğe hizmet eden bir program. Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz günlerde, 27 Eylül’de, New York’taki, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesinde imzalanan 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinde, 2. Madde, ‘Açlığı bitirmek, gıda güvenliğini ve iyi beslenmeyi sağlamak ve sürdürülebilir tarımı desteklemek’. Tarımın stratejik sektör olduğu ülkemiz için de, şemsiye başlıklarda biri, ‘sürdürülebilir tarım’ olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.
DÜNYADA SOĞUK SAVAŞ
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Soli Özel ise konuşmasında soğuk savaşın dünya ülkelerine etkilerini anlattı. Dünya ülkelerinin nereye gideceğini tam bilemediğini savunan Özel, her yerde baskı ve baskıya direnme idaresinin bulunduğunu dile getirdi. Yeni dünyada para kazanmanın yollarının farklılaştığını kaydeden Özel, “Soğuk savaş ile batının egemenliği sarsılıyor. Mutlak üstünlük yok oluyor. Asya da kendisi yeni bir sistem üretmiyor. Her yerde hem devletin hem toplumun yapısı hızlı şekilde dönüşüyor. Japonya’da robotlar topluma dahil olmuş durumda” dedi. Toplantı meclis üyelerinin sorularının ardından sona erdi.
Haber Merkezi