PARADAN MÜHÜRE

Uluslararası katılımlı, konu ile ilgili önde gelen akademisyen ve uzmanların bir araya geldiği ‘Uluslararası Ege Dünyası Liman Kentleri Sikke, Mühür ve Ağırlıklar Sempozyumu’ gerçekleştirildi


  • Oluşturulma Tarihi : 02.11.2017 07:18
  • Güncelleme Tarihi : 02.11.2017 07:18
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
PARADAN MÜHÜRE

SULTAN GÜMÜŞ

Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘Uluslararası Ege Dünyası Liman Kentleri Sikke, Mühür ve Ağırlıklar Sempozyumu’nda birçok kişi bir araya gelerek Ege Bölgesi’ndeki arkeolojik bulgulara değindi. Uzmanlar, para ve insan ilişkisi hakkında da paylaşımlarda bulundu. Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü ile Smyrna Antik Kenti Kazıları işbirliği ile düzenlenmekte olan sempozyumda, Ege dünyası liman kentlerinde üretilmiş sikke, mühür ve ağırlıklarının değerlendirilmesi ve geniş anlamda Ege coğrafyasında yapılan kazı çalışmalarında elde edilen buluntular ışığında ortak bir çalışma birliği ve paylaşımı sağlanması amaçlandı.

Ege dünyası liman kentlerinde üretilmiş ya da kullanılmış sikke, mühür ve ağırlıklarının değerlendirilmesi ve bölgede yapılan kazı çalışmalarında elde edilen buluntular ışığında alana dair çalışma birliğinin sağlanmasının amaçlandığı sempozyumda, müzeler ve özel koleksiyonlarda yer alan özgün sikke, mühür ve ağırlıkların da bilim dünyası ile paylaşılması hedeflendi.

70’İN ÜZERİNDE BİLİM İNSANI

Oxford Üniversitesi Ashmolean Müzesi Ortaçağ Sikke Seksiyonu Sorumlusu Julian Baker, Fransa Ulusal Kütüphane Sikke Kabinesi Onursal Direktörü Michel Amandry, Romanya Ulusal Tarih Müzesinden Eugen Paraschiv-Grigore, Rusya Hermitaje Müzesi Antik Roma ve Bizans Bölümü Uzmanı Vera Guruleva, Yunanistan Kültür ve Spor Bakanlığı Antik Eserler Direktörü Sofia Dimaki, Amerika Numismatik Kurumu Antik Sikke Bölüm Başkanı Peter Van Alfen, Yunanistan Kültür ve Spor Bakanlığı Antik Eserler ve Kültürel Miras Direktörü Eleni Korka ve Yunanistan Numismatik Müzesi Direktörü George Kakavas gibi çok önemli isimlerin de katıldığı sempozyumda yurt içinden ve yurt dışından 70’in üzerinde bilim insanı ve araştırmacı yer aldı. Açılış konuşmalarını yapmak üzere Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Binnur Gürler ve Profesör Doktor Erdal Çevik sahneye davet edildi. Çevik, arkeolojiyi teknoloji ile buluşturduklarını belirterek, arkeolojik kazılarda durum tespiti yapmanın önemini vurguladı. Çevik, “Sempozyumun bilim dünyasına hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

İNSANIN PARAYLA DÖNÜŞÜMÜ

Sahnede konuşma yapan bir diğer isim ise Profesör Doktor Doğan Göçmen. Göçmen, para ve insan olgusu üzerinde durarak, filozofların para kavramı üzerine söyledikleri sözlere yer verdi. “Para dünyasal ihtiyaçların karşılanmasında etkili bir araç oluşu nedeniyle tarih boyunca insanların ilgi odağı olmuştur” diyerek sözlerine başlayan Göçmen, “İnsanlar para kazanmak ve sahip olmak için çok çalışmış, mücadeleler vermiş, savaşlara girişmişlerdir. Şimdi yapılan savaşların nedeni de paradır. Aslında para ne iyi, ne kötü, ne değerli, ne değersizdir. O Yalnızca bir araçtır. Sizin amaç ve niyetinize göre şekillenir. Onu ne için istediğinize, hangi amaçla harcadığınıza ve neden biriktirdiğinize göre değer kazanır, değer kaybeder, iyi veya kötü olur” ifadelerine yer verdi.

Paranın insanlar üzerindeki olumsuz etkisine de değinen Göçmen, düşünürlerin sözlerinden yola çıkarak konuyu anlattı. Göçmen, “Çin atasözlerinde Türklerden de bahsedilmiştir. Örneğin derler ki; iki Türk bir araya geldiğinde devlet kurar. Çünkü onlara göre paranın olduğu yerde devlet olmalıdır. Yine Çin atalarına göre para kazanmak Türklerin erdemi değildir. Onların erdemi akıldır ve Türkler aklı para ile satın alamaz” diyerek Türkler için aklın öneminden bahsetti.

“Kültür-Sanat dünyamızı etkileyen isimler vardır” diyen Göçmen, “Örneğin Yunus Emre. Kendisinin de para ve insana dair çok güzel söylemleri vardır. Mesela, çok mal dürüstçe kazanılmaz der. Necip Fazıl ise, insanın kazandığı paradan korkma, paranın kazandığı insandan kork der. Benjamin Franklin’e göre de, para her şeyi yapar, her şeyi yapmaya muktedirdir diyen insan ruhen para için her şeyi yapmaya hazırdır zaten. Yine Franklin’e göre, insan paranın sahtesini yapıyor ama para da insanın sahtesini yapabiliyor. Özdemir Asaf ise ne para isterim ne pul. Tek istediğim yalansız bir kul diyerek paranın önemsizliğini vurgular. Düşünürlerden devam edersek Shakespeare de, insan ya göründüğü gibi olmalıdır ya da hiç olmamalıdır der” ifadelerine yer verdi.

ARTIK PARAYA TAPILIYOR

Göçmen sözlerine şöyle devam etti: “Sakıp Sabancı, para başarının ödülüdür diyerek bazı şeyleri değiştiriyor. Bu sözle görüyoruz ki, modern Türklerde geçmişi unutma ve erdem noktasında dönüşüm var. Önceden erdemli olmak için akıl esas tutulurken şimdi para ön planda.” “Konu para olunca filozofların tartışmaları da boy gösteriyor” diyen Göçmen, “Nietzsche modern toplumun tanımını yaparken, eskiden her şeyin tanrı uğruna yapıldığını şimdi ise para uğruna yapıldığını belirtiyor. Ona göre modern insan Tanrı’ya değil paraya tapıyor. Karl Marx’a göre ise, herkesin kendi bireysel çıkarları doğrultusunda koşması, herkesin aslında birbirine koşması anlamına geliyor. Herkesin savaşı anlaması anlamına geliyor. Herkesin herkese karşı savaşıdır bu. Marx Weber de konuya farklı bir yaklaşım katarak, parayı dini inanç boyutuna taşıyor. Spinoza ise insanı 3’e ayırıyor. İnsan ya şan şöhret için yaşar ya günlük zevkler için yaşar ya da kendi kendisini gerçekleştirmek için yaşar” cümlelerini kullandı. Göçmen, elimizde bulunan para kadar özgür olduğumuzun da altını çizdi.

Dün DEÜ DESEM salonlarında açılışı yapılan etkinliğe, bugün deManisa Celal Bayar Üniversitesi İlhan Varank yerleşkesinde devam edilecek.

Haber Merkezi