Sayfa Yükleniyor...
Paris’te yaşayan hukuk fakültesi öğrencisi Mehmet Polat, salgın nedeniyle her gün yüzlerce ölümün yaşandığı ülkedeki son durumu anlattı. “Bu hafta pik dönemi ilan edildi ancak hala karantina kuralları çiğneniyor” diyen Polat, salgından sonra ırkçılık ve yabancı karşıtlığının artmasından da endişe ediyor
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Çin’in Vuhan kentinde 12 Aralık 2019 tarihinde ortaya çıkan koronavirüs salgını, tüm dünyada büyük bir hızla yayılmaya devam ediyor. Her gün yüzlerce ölümün yaşandığı ülkelerden biri olan Fransa’da hayat tamamen durmuş durumda. Başkent Paris’te yaşayan Türkiyeli hukuk fakültesi öğrencisi Mehmet Polat, karantinaya alındıkları süreçte neler yaşadığını anlattı. “Bu hafta pik dönemi ilan edildi ancak hala karantina kuralları çiğneniyor” diyen Polat, salgından sonra ırkçı ve yabancı karşıtı yaklaşımların artmasından da endişe ediyor.
BU HAFTA PİK DÖNEMİ İLAN EDİLDİ
Üniversite eğitimi için iki yıl önce İzmir’den ayrılarak Paris’e yerleşen 25 yaşındaki hukuk öğrencisi Mehmet Polat, ülkedeki salgın sürecinin geldiği boyuttan şöyle bahsetti: “Paris Nanterre Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuyorum. Son sınıf öğrencisiyim. Avukat olabilmek için Paris Barosu sınavlarına hazırlanıyorum. Pandemi sürecine kadar sakin bir hayatim vardı. Zamanımın çoğunu okulda ve kütüphanede geçiriyordum. Tabi ki sıklıkla arkadaşlarımla kafelerde veya Sein Nehri kenarında kafa dağıtabilme imkanımız vardı. Ama yeni süreçle birlikte sosyal hayatımın tamamen kaybolduğunu söyleyebilirim. Birçok hükümet gibi Macron hükümeti de başlarda salgının ciddiyetini kavrayamadı. İtalya’da durumun ağırlaşmasının ardından İtalya ile sınırları kapatma, karantina uygulama gibi öneriler reddedildi. Bence en büyük hatalardan biri de yerel seçimlerin iptal edilmemesiydi. Salgın ortamında halk oy kullanmaya gitti. Bunun ardından salgının hızlı bir şekilde yayıldığı ifade ediliyor. Bundan dolayı 2. tur seçimleri ileri bir tarihe ertelendi. Sonuç olarak ciddi bir salgınla burun buruna gelmiş olduk. Bu hafta salgının pik dönemi olarak ilan edildi. Benimde yaşadığım Paris ve çevresi, Fransa’da salgından en çok etkilenen bölge oldu.”
KARANTİNA KURALLARI DELİNİYOR
Ülkede ilk koronavirüs vakası ortaya çıktığında Fransız halkının durumu yeterince ciddiye almadığını vurgulayan Polat, karantinaya alındıkları süreçte yaşadıklarını anlatarak, “Barların, kafelerin kapatılmasının ardından insanların parklarda toplandığı günler oldu. Özellikle havanın ısınması ile birlikte insanlar hala ciddi bir şekilde karantina kurallarını çiğniyor. Onun dışında, balkonlardan bilgi yarışması yapanlara veya mahalleye konser veren opera sanatçılarına rastlamak mümkün. Ama karantinanın 4. haftasıyla birlikte insanların psikolojik olarak bu süreci kaldıramadıklarını da özellikle sosyal medya paylaşımlarından görebiliyoruz. Karantina sonrasının en çok kazananın psikologlar ve boşanma avukatları olacağı yönünde şakalar yapılıyor. Paris ve çevresinin en büyük sorunu evlerin çok küçük olması... Bende küçük bir stüdyoda kalıyorum. Evde yapabileceğim çok fazla aktivite yok ne yazık ki. Bununla birlikte derslerimizi online görmeye devam ediyoruz. Yakında sınavlarımız olacak internet üzerinden. Zamanımı sınavlara hazırlanmakla, kitap okumakla ve dil çalışmakla geçiriyorum” dedi.
ZORUNLU MASKE UYGULAMASI KONUŞULUYOR
Ülkede durumun karantinaya rağmen kritikleştiğini dolayısıyla daha sıkı tedbirler alınabileceğini belirten Polat, “Salgının başından beri sağlık bakanının en çok üzerinde durduğu nokta el yıkama meselesiydi. Elin nasıl doğru yıkanacağını gösteren video bile çekti. Uzun süre maske takmanın gereksiz bir önlem olduğu açıklandı birinci ağızlardan. Ama bir süredir zorunlu maske takma uygulamasına geçmeyi düşünüyorlar. Paris Belediyesi, 2 milyon maskeyi şimdiden dağıttı. Karantina altında olduğumuz için alınan önlemleri en çok market ve alışverişlerinde görüyoruz. Marketlerde insanları içeriye belli bir sayıyla alıyorlar ve dışarıda sosyal mesafeye uygun uzun kuyruklar oluşturuyorlar. Market, kasap gibi birinci derece tüketim yerleri açık… Restoranlar sadece paket servis çalışıyor. Karantinadan hemen önce marketlerde ciddi bir yığılma oldu ve bazı ürünlerin tükendiğini söyleyebilirim. Ancak şu an insanlar stok yapmaktan vazgeçmiş gibi. Herhangi bir ürün eksikliğiyle karşılaşmadım. İnsanlar dışarıya çıkmaya çekindiği için bir yığılma da söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
SALGINDAN SONRASI İÇİN ENDİŞELİYİM…
Avrupa’da yaşayan bir göçmen olarak salgının hayatına etkilerini dile getiren Polat, “Göçmen olduğum için normalde de sosyal ilişkilerim yerlilere göre daha kısıtlıydı. Karantinayla birlikte tam bir yalnızlık ortamındayım diyebiliriz. Geçici bir süreç olsa da baş etmek kolay değil. Ama beni asil endişelendiren salgın sonrası ortaya çıkacak durum... Açıkçası ulusalcı yaklaşımların artmasından endişeleniyorum. Bunu ‘yaşlılara’ karşı yaklaşımlarda da görüyoruz. Veya yaşanan maske savaşlarında… Herkes bir dayanışmadan bahsetse de ülkeler birbirlerinin tıbbi imkanlarını çalmak için birbirleriyle yarışıyor. O kadar iyimser değilim” dedi.
BOŞ SOKAKLAR ÜRKÜTÜYOR
İhtiyaçlarını gidermek için dışarıya çıktığında karantina tedbirleri sebebiyle boşalan sokakların kendisini ürküttüğünü anlatan Polat, kentin bugün içinden geçtiği durumun kendisini çok etkilediğini ifade etti. Polat, “Virüs, ölümler, her gün artan vaka sayısı insanların akıl sağlığını olumsuz yönde etkilemeye başladı. Sokaklarda maskeli insanlar... Distopik bir filmden kareler gibi… Ama bunun böyle devam etmeyeceğini biliyoruz. Hem hava kirliliğinin azalmasıyla birlikte doğal yaşamın yeniden canlandığını görüyoruz. Paris’in her tarafında kuş sesleri yeniden duyulmaya başlandı. Korku, komplo senaryolarından öte doğru bilgi veren bilimsel kaynakları takip etmeye çalışıyorum. Şu ana kadar ne yazık ki çok sayıda insan kaybettik ama virüs öncesi dönemde veya halen süren savaş veya açlık yüzünden kaybettiğimiz insanlardan fazla değil. Dünya çok iyi bir yerdi de virüs yüzünden çok kötü bir yere dönüştü diye bir şey yok. Sadece hayatımıza daha çok dokunmaya başladı” şeklinde konuştu.
EVDE OLMAYACAĞIM KESİN!
Etrafında yaşanan bu acı gelişmeler karşısında kendisini nasıl koruduğunu aktaran Polat, “Karantinadan çıkınca yapacağın ilk şey nedir?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Tam bilemiyorum ama evde olmayacağım kesin… Sanırım bir süre eve sadece uyumak için gelip, geri kalan zamanımı dışarıda insanlar ile geçireceğim. Birçok olağanüstü süreci yaşamış bir kuşağız. Şu ana kadar akıl sağlığımı kaybetmediysem bu virüs yüzünden de kaybetmem diye düşünüyorum. Bence alınabilecek en doğru önlem katı bir sokağa çıkma yasağı… Avrupa hükümetleri bunu yapmak istemese de bunun tek çözüm olduğunu gördüler. Başka türlü insanların sosyal ilişkilerini ve dolayısıyla virüsün yayılmasını engellemek mümkün görünmüyor.”
Haber Merkezi