- Gündem
- 22.04.2025 14:50
Dokuz Eylül Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Hülagü Kaptan, kendisini daha çok hareket yavaşlığı ve titreme gibi belirtilerle gösteren ve yaşamı oldukça zorlaştıran hastalıklardan biri olan Parkinsonun beyin piliyle tedavi edilebildiğini söyledi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN
Türkiyede ilk derin beyin uyarımı (Parkinson için uyanık beyin ameliyatı) ve ilk vagal sinir uyarımı (Epilepsi-sara hastalığı için) operasyonlarını gerçekleştiren Dokuz Eylül Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Hülagü Kaptan, beyin pili ameliyatının, Parkinson hastalarının yeni umudu olduğunu ve bütün masrafların da devlet tarafından karşılandığını belirtti.
Ameliyatın özel hastanelerde yapılmasını bakanlığın yasaklandığını dile getiren Doç.Dr. Kaptan, Parkinson hastalığına yapılan cerrahi müdahalelerde yüzde 70in üzerinde başarı sağlandığına dikkat çekti.
YÜZDE 70 ORANINDA BAŞARI
Hastaların yaşam kalitesini oldukça olumsuz etkileyen Parkinson için önemli bir alternatif olan beyin pili ameliyatıyla hasta şikayetlerinde yüzde 70e varan azalmalar görülebildiğine dikkat çeken Doç.Dr. Kaptan, Parkinson hastalığının tedavisinde son 50 yılda büyük gelişmeler kaydedildi. Parkinson Hastalığıtitreme ve hareketlerde özellikleyürümede yavaşlama ile karşımıza çıkıyor. Titremenin birçok nedeni olsa da en sık nedenlerden biri Parkinsonda görülüyor. Yaşam kalitesindeki azalmalar ve de ilaçtan fayda görmeme durumu; cerrahi seçenekleri düşünmeye zorladı. Bu konu üzerinde hem Londrada hem de Zürihte uzun bir eğitim aldım. Yıllardır bu alanda çalışıyorum.Parkinson hastalarındaki hareket yavaşlığı, duruş bozukluğu ve titremeler yaşam kalitesini ciddi anlamda bozuyor. Su dahi içemeyecek durumda olan hastalara uyguladığımız beyin pili ameliyatıyla onların yaşam kalitelerini artırma noktasıda önemli ölçüde başarı sağlıyoruz ifadelerini kullandı.
YAŞAM KALİTESİ ARTIYOR
Doç.Dr. Kaptan, hastanın, cerrahi tedaviye uygun olup olmadığını nörologlar ve beyin cerrahlarının da aralarında bulunduğu uzman ekipler tarafından belirlenerek ameliyata hazırlandığını belirterek, Ameliyat öncesinde hastanın ilaçları kesiliyor ve ameliyat sabahı beyin haritalaması için kullanılan bir başlık (frame) hastaya lokal anesteziyle takılıyor. Hastanın MR görüntüleri alındıktan sonra son hesaplamalar yapılarak hasta ameliyata hazır hale getiriliyor. Bu hesaplamaların milimetrik yapılması gerekiyor. Hasta uyanıkken beyine açılan küçük bir delikten genellikle 2 ayrı noktadan 7-8 santimetre derine inen ve ömür boyu kalacak elektrotları sorunlu bölgelere yerleştiriyoruz. Kafatasının içinde ancak beynin dış kısmında olan elektrotun göğüs kafesinde bir bağlantısı bulunuyor. Aynı anda göğüse özel bir pil yerleştiriyoruz ve cilt altında geçirilen uzatma bağlantılarıyla elektrotları pile bağlıyoruz. Daha sonra bilgisayar aracılığıyla hastaya iyi gelecek parametreleri ayarlıyoruz. Bu pil aslında enerji kaynağı. Beyne gidiyor ve beyindeki olumsuz harekete yola açan hücreleri disipline edebiliyor. Yani beyin içindeki hücrelerin boşalımını engellemiş oluyor. Dolayısıyla hastanın istemediği, beyin kökenli olduğunu bildiğimiz bu hastalığa bağlı şikayetleri de azalıyor. Neredeyse gün boyu süren incelemeler ve ardından bu ameliyat sonucunda hastanın titremeleri ve şikayetlerinde yüzde 70e varan azalmalar gözlemliyoruz. Bu da hastanın yaşam kalitesini oldukça arttıran bir gelişmedir şeklinde konuştu.
GİDERLERİ DEVLET KARŞILIYOR
Parkinson hastalığının tedavisinin devlet tarafından ekstra bir ücret alınmadan karşılandığının altını çizen Doç.Dr. Kaptan, Zaten özel hastanelerde de yasaklandı. İzmirde de Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde bu ameliyatı gerçekleştiriyoruz. Parkinson rahatsızlığı olan hastalarımızın bu sorunlarından hiçbir ücret ödemeden neredeyse eski sağlığına kavuşabileceğini belirtmek isterim diye konuştu.