“Parti gözetmiyoruz, hak istiyoruz”

İzmir’in Cennetçeşme ve Limontepe semtindeki mahalleleri kapsayan kentsel dönüşüm projesinde hak kaybına uğradıklarını iddia eden vatandaşlar, dönüşümün sağlıklı şekilde yapılmasından yana


  • Oluşturulma Tarihi : 29.10.2016 07:56
  • Güncelleme Tarihi : 29.10.2016 07:56
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Parti gözetmiyoruz, hak istiyoruz”

EMİRCAN IŞILDAK – ÖZEL HABER

İzmir’in Karabağlar İlçesi’nde toplamda 16 mahallesini kapsayan, Türkiye’nin tek seferde yapılması planlanan en büyük kentsel dönüşüm projesinde mağdur oldukları gerekçesiyle isimlerini duyuran Karabağlar Kentsel Dönüşüm Hak Arayanlar Derneği, yaklaşık 4 yıldır devam eden süreci yorumladı.

Dernek Başkanı Halil Ecevit, Karabağlar Mahalleler Birliği Başkanı Doğan Yüksel ve Limontepe Mahalle Muhtarı Tacim Öz, bölgede yaşayan vatandaşların haklarının gasp edildiğini, kendilerinin kentsel dönüşüme karşı olmadıklarını ancak dönüşümdeki hakkın kendilerine teslim edilmesi gerektiğini ifade etti. Dernekler olarak birleşip İzmir Mahalleler Birliği adında bir platforma dönüşen grup, tüm bu bilinmezliklerin gölgesinde ne olup biteceğini de merak ediyor. Grup, bir yandan itirazlarını yapıyor bir yandan isteklerinin siyasi olmadığını, haklarını talep ettiklerini dile getiriyor.

İLK TARİH 2012

Projenin başlangıcından başlayarak, süreci yorumlayan Karabağlar Kentsel Dönüşüm Hak Arayanlar Derneği Başkanı Halil Ecevit, özel bir harita şirketinin planı kötü yönettiğini ifade etti. Ecevit, “Süreç 31.12.2012 tarihi itibariyle başladı. Planlanan dönüşüm ilçemizde 16 mahalleyi kapsıyor ve yaklaşık 17 bin 260 hak sahibini doğrudan etkiliyor. Tabi bize göre bu rakam 35 binleri buluyor. Çünkü planda, mevcut binasına ek yapanlar, kat yükseltenler dikkate alınmamış. Biz bu plan bilgisini Yeni Hedef isimli harita şirketinden aldık. Tabi bizim için bu kabul edilemezdi. Öncelikle biz gözlem yaptık. Bahse konu şirket ne yapacak, ne gibi faaliyette bulunacak diye baktık. Şirket önce uzlaşma yoluna gitti. Ama bunu da emrivaki usulüyle yaptı. Vatandaşlara ‘20 gün içerisinde uzlaşmaya gelin’ şeklinde uyarıda bulundu. Biz de bunun üzerine toplandık. Haklarımızı aramak için de, Limontepe Kentsel Dönüşüm Hak Arayanlar Derneği, Karabağlar Kentsel Dönüşüm Hak Arayanlar Derneği gibi Salih Omurtak ve Uzundere’de de dernekler kuruldu. Birleştik ve platform haline geldik. Karabağlar, Narlıdere, Kemalpaşa gibi mahallelerin bir araya gelmesiyle de İzmir Mahalleler Birliği adını aldık” diyerek gelinen noktayı özetledi.

“HARİTA ŞİRKETİ MANİPÜLASYON YAPIYOR”

Şirketin adaletli ve hakkaniyetli davranmadığını belirten Ecevit, “Süreç içerisinde bahsettiğimiz özel harita şirketi her türlü manipülatif yolları denedi. Uzlaşma adına kağıtlar imzalatılmaya çalışıldı. Vatandaşlardan sözleşmeyle oturdukları yerden, ikamet ettikleri alandan feragatname aldılar. Biz de hukukçu arkadaşları devreye soktuk. Onlar yasa gereği 3’te 2’lik çoğunluğu sağlayabilmek için uzlaşma tutanağı imzalatmaya gayret ettiler. Ancak toplamda 82 kişiyle uzlaşma sağlayabildiler. Bizi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü görüşmeye davet etti. Biz orada elimizdeki somut verilerle durumu izah ettik. Harita şirketinin hakkaniyetli ve adaletli davranmadığını anlattık. Afaki rakamlar teklif ettiklerini, hayal sattıklarını, kime nereden kaç daire vereceklerini söylemediklerini ifade ettik. Çünkü şirket işi yapıp, parasını alma sevdasındaydı. İl Müdürümüz de ‘Onları misafir olarak görün, bir çaylarını içersiniz. Sizleri zorlayamazlar’ dedi” ifadelerini kullandı.

İTİRAZLAR ANKARA’YA

Vatandaşlara imzalatmak istedikleri uzlaşma tutanağından da bahseden Ecevit, bu konuya da açıklık getirdi. Mevzu bahis tutanaklara yapılacak itirazların Ankara’daki mahkemelerde olduğunun altını çizen Ecevit bu durumu eleştirerek, “Ancak uygulamalar da bir yandan devam ediyordu. Yani bizlere imzalatmak istedikleri uzlaşma tutanaklarında, sözleşmeyle bir bütün olacağına dair esas yer alıyordu. Yani bir vatandaş tutanağı imzaladığı takdirde, yanlıştan dönmesinin yolu Ankara’daki idare mahkemelerinden geçiyor. Çünkü bu sözleşmelere itiraz yalnızca Ankara’daki yargıda yapılabiliyor. Bizler zaten yoksul insanlarız. Burada yaşayan vatandaşların da ekonomik durumları aşağı yukarı ortadadır. İzmir’de mahkeme yok mudur da Ankara’ya gidiliyor. Dolayısıyla kısır döngü de böyle başladı. Ancak biz ilk planlara itiraz ettiğimizde davamızı kazandık. İlk planlar durduruldu” dedi.

“AÇMAZLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Çok büyük bir bilinmezlikle karşı karşıya olduklarını söyleyen Ecevit, “En büyük sıkıntılarımızdan biri de tapusu olmayan vatandaşların yaşadığı sorunlar. Vatandaş hak sahibi olmuş. Bütün ödemelerini yapmış ama tapusunu alamıyor. Biz de yerel yönetimlerden bunu talep ediyoruz. Belediyelere ‘Tapuların vatandaşlara devrini gerçekleştirin’ diyoruz ancak sonuç alamıyoruz. Mesela İzmir’de ilçe belediyelere ait olan yerlerde hakkımızı aradığımızda da şu şekilde tabloyla karşılaşıyoruz: ‘1975-1985 yılları arasında yaptığınız mevcut yapı stoklarınız korunmadığı için size tapu devirlerini yapamayız’. Yani böyle de bir açmazla karşı karşıyayız. Yaşadığımız trajikomiktir. Halbuki Cumhuriyet Halk Partisi 6306 sayılı yasayı Anayasa Mahkemesi’ne de götürdü. Ama bakıyorsunuz CHP’li il ve ilçe belediyeleri bu yasanın devrini, yetkisini bize verin biz yapalım diyorlar. Biz buna karşı çıkıyoruz. Vatandaşların yerinden yurdundan olması bizim açımızdan kabul edilemez. Adil değildir. Halkın bu süre zarfında psikolojisi de bozuldu. İnsanlar ne yapacaklarını bilmiyorlar. Vatandaşlar 4 yıldır en basiti evini dahi boyayamaz oldu” diye konuştu.

“MAHALLEMİZİ BİZ GÜZELLEŞTİRDİK”

Karabağlar Mahalleler Birliği Başkanı Doğan Yüksel ise bulundukları alanın tarihi hakkında bilgi verdi. Mahallelerini büyük emekler vererek güzelleştirdiklerini ifade eden Yüksel, “Bizler emekli insanlarız. Merhum Turgut Özal zamanında çıkan yasayla burada insanlar hasbelkader gecekondu yapmış, bölgede barınmışlar. Daha sonra insanlar paralarını ödeyip, hak sahibi oldular. Tapularını aldılar. O zamanlarda burada elektrik, su, yol yoktu imkan yoktu. Öyle zor şartlardan bu zamana geldi vatandaşlar. Biz neden buraya bu denli sahip çıkıyoruz sorusunun özeti budur. Çünkü insanlarımız yıllarca kendilerinin, eşlerinin dostlarının evlatlarının çalıştığı kazandığı her şeyi oturdukları yerin üzerine koymuştur. Kısacası ne kazandıysak bulunduğumuz yerleri güzelleştirdik. Artık buralar varoş olmaktan da çıkmıştır. Merkezlere, havaalanına otoyollara yakın bir konumda. Buradan bir kazanım sağlanacaksa çocuklarımız sağlayacak” dedi.

“YASANIN DEPREM RİSKİNE KARŞI OLMASI İYİ”

6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası’nın ilk başlangıçta deprem ve afet riski nedeniyle yapıldığını, kendilerinin bu yasayı olumlu bulduklarını söyleyen Yüksel, daha sonra yasada eksikliklerin yaşandığına dikkat çekti. Afet riski ilan edilen mahallelerinde herhangi bir etüt yapılmadığını da vurgulayan Yüksel, “Van Depremi’nden sonra bu yasa çıktı. Ben Bingöllüyüm. Bingöl’de depremi de yaşadım. Yasa çıktığında da herkes sevindi. Çünkü afetle karşılaşmak kimse istemez. Hatta ülkemizin bu denli deprem kuşağında olduğunu da Körfez Depremi’nde öğrendim. Dolayısıyla yasa çıkınca iyi bir gelişme olarak gördük. Ama yasada eksiklik var. Çünkü bilgilendirme yok. Bizlere kimse gelip bir şey söylemedi. 2012 yılında riskli alan ilan edilen yerimizden bizim 2014 yılında haberimiz oldu. Biz resmi yazılarımızı yazdık. Afet riski var ise jeolojik etütleri, raporları istedik. Sorular sorduk. Bize imar planlarının yeni yapıldığını, çalışmaların sürdüğünü söylediler. Afet riskinin de bina stoklarından kaynaklandığını ifade ettiler” şeklinde konuştu.

“BİZ NE OLACAĞIZ?”

Limontepe Mahallesi Muhtarı Tacim Öz ise, “Bizler vatandaşın arzusunu yakından takip ediyoruz. Vatandaşlar kentsel dönüşüme karşı olmadıklarını ifade ediyor. ‘Dönüşüm olsun, sağlıklı bir evde oturayım ama dönüşümü yapma, yaptırma hakkı benim olsun’ diyor. Örneğin bölgede imar 10 kattır veya 15 kattır. Orada oturanlar da komşusuyla birleşir, müteahhitle anlaşır. Yüzde 50 hakkını alır. Buraları biz şehirleştirdik, güzelleştirdik. Şimdi geldiğimiz noktada da şehrin içinde yer almaya başladı. Biz yasal olmayan bir şeyi istemiyoruz. Hakkımızı istiyoruz. Bulunduğum yer için olan planları bizler bilmiyoruz. Müteahhitler biliyor. Böyle bir durum olmaz. Onun için de sonuna kadar direneceğiz. Burada parti ayrımı gözetilmiyor. Sonuçta her parti hangi müteahhide yaptırsın diye bakıyor. Ama biz ne olacağız?” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi