Sayfa Yükleniyor...
Plajların vatandaşlar için ulaşılmaz hale geldiğini vurgulayan GÜLDER Başkanı Tuğrul Şahbaz, belediyelerin artan maliyetleri önlemek adına kurumsal yapılar oluşturması gerektiğini belirtti
Muhabir - Merve Ağrıç / Plajlar, halkın ücretsiz olarak faydalanabileceği alanlar olmasına rağmen son yıllarda belediye veya il özel idareleri tarafından kiraya verilmesi, halkın alanlara erişilebilirliğini her geçen yıl zorlaştırıyor. Plajlardaki yüksek giriş ücretleri, özel alanlar için ekstra ücret talepleri ve diğer maliyetler vatandaşların bu alanlardan yararlanmasını engelliyor. Kamu yararına yapılması gereken düzenlemelerin özel çıkarlar doğrultusunda kullanılması ise halkın tepkisine yol açıyor. Plajların ulaşılmaz olmasını engellemek amacıyla yetkili birimlerin önlem alması gerektiğini ifade eden Güzelbahçe Kültür Çevre ve Güzelleştirme Derneği (GÜLDER) Başkanı Tuğrul Şahbaz, “Belediyeler bu işler için çeşitli kurumsal yapılar oluşturabilir. Ancak kolaya kaçarak birilerine kiralamayı tercih ediyorlar” dedi.
Geçmiş yıllarda bazı plajlarda giriş ücretlerinin bin 500 TL veya 2 bin TL’den başladığını aktaran Şahbaz, “Öyle yerler var ki mesela Çeşme’de 5 bin ya da 6 bin TL’ye kadar uzanıyor. Orada da plaja girmeniz ayrı plajda yiyip içmeniz ayrı bir dert. Hatta bazı alanları daha özel hale getirip ekstra para istiyorlar. Bir otopark için bile çok fazla para istiyorlar. Böyle olunca kıyıların, halkın kullanımına açık olması meselesi yalan oluyor. Yani halkın buna şikâyet etmesi de çok doğal. Çözüm olarak gerçekten kıyılarda bu tip kolaylıklar olmalı. Bu kolaylıkları da kamu sağlamalı. Belediyeler bu işler için çeşitli kurumsal yapılar oluşturabilir. Ancak kolaya kaçarak uğraşmadan birine kiralamayı tercih ediyorlar. Maliyetlerden kurtulmak için bu yöntemi seçiyorlar. Burada bence en temel sorun belediyelerin halkçı, kamucu bir yaklaşıma sahip olmamalarından kaynaklanıyor” diye belirtti.
Plajların veya kıyıların normalde halkın kullanımına açık olduğunu ifade eden Şahbaz, “Bu da kıyı kanunuyla sağlanmış olan bir hak. Ancak fiilen çeşitli şekillerde belediyeler ya da il özel idareleri bazı yerleri kiraya veriyorlar. Bunu kamuyu korumak adına yaptıklarını söylüyorlar. Kiraya verdiği kişi de tabii kira parasını oraya gelen insanlardan çıkarıyor. Dolayısıyla aslında kamu yararına bir iş olmuyor. Yani kamu yararı herkesin oradan hiçbir para ödemeksizin yararlanmasıdır. Kıyılarda bazen üstüne yatılacak şezlong, duş yeri, tuvalet veya su alınabilecek büfelerin olması gibi kolaylıklara her zaman ihtiyaç var. Ancak bu kolaylıkları sağlayanlar bunun karşılığını gelen vatandaştan fazlasıyla çıkarıyorlar. Bu durumda plajların vatandaşlar için ulaşılamaz hale gelmesine neden oluyor” ifadelerini kullandı.
Plaj giriş ücretlerinin bulunduğu bölgeye göre artış gösterdiğini söyleyen Şahbaz, bazı alanlarda beach adı altında işletmelerin kurulduğunu ve o alanlarda doğal yapının bozulduğunu belirtti. Plajı kiralayan kişilerin keyfine göre ağaçları söktüğünü dile getiren Şahbaz, kiralayan kişilerin alan sahibiymiş gibi davrandığını aktardı. Şahbaz, “Bu duruma karşı halk dava açarak veya eylem yapıp durdurmaya çalışıyor. Biz de Güzelbahçe’de, Çeşme’de ve Datça’da bu konuyla ilgili bir şeyler yapmaya çalıştık. Doğal alanlar korunmalı ve halka açık olmalı” dedi.
Güzelbahçe’de sahil şeridinde yaşanan sorunlarla ilgili bilgi veren Şahbaz, “Bizim asıl sorunumuz kıyıda çok fazla restoran var. Kıyı restoranları, yolu ve sahil şeridini korumak için yapılmış taşların veya dolgu yapılı platformların üstüne masa koyarak vatandaşın kullanımını engelliyor. Buna karşı bir mücadele gerçekleştirdik. Yasak olmasına rağmen emlaklara para vererek sorunu çözüyorlar. Bu alanlar belediyeden ruhsatlandırılmak durumunda olan yerler. Burada çalışan insanlar oluyor. Orada çalışan insanları öne sürerek insanları manipüle ediyorlar. Bu insanlar aç mı kalsın deniliyor. Bizim savunduğumuz şey basit. Kıyılar işgal edilmeyecek, vatandaş oraları kullanabilecek. Mücadelemizin sonunda belediye başkanı kıyıları hemen açtı. Ancak durumu takip etmeye devam edeceğiz. Daha önce de kaldırıldı tekrar konuldu” sözlerine yer verdi.
İzmirlilerin denize küs olduğunu dile getiren Şahbaz, İzmir’in denizi verimli kullanamadığını vurguladı. Şahbaz, “Normalde deniz, dalgıçlık, yelken sporu ve benzeri alanlarda kullanılıyor. Ancak biz sadece etrafında yürüyoruz. İzmir’de deniz kültürü oluşmalı. İnsanlar da o kültürü benimsemeli. 10 yıl önce Güzelbahçe’de yelken kulübü vardı. Birtakım nedenlerden dolayı Urla’ya taşındı. Şu an orada birçok öğrenci yetişiyor. Olimpiyat şampiyonları çıkıyor. Güzelbahçe’de de bunların olması gerekiyor. Eskiden buradayken sürekli sorun çıkararak Urla’ya gitmelerine neden oldular. Elimizdeki denizden faydalanmamıza izin verilmiyor” diye aktardı.
MERVE AĞRIÇ