- Gündem
- 22.04.2025 09:10
Çaresizlik içinde hala kargo taşımaya ve dağıtım yapmaya devam eden PTT çalışanları, her gün yaşadıkları o korkuyu anlattı: “Hastalık kapıp, evlerinde kalanlara da virüs taşımak istemiyoruz”
ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını Türkiye’de de etkisini her geçen gün arttırıyor. Virüsün yayılmasını engellemek için birçok konuda önlem alındı. Bu süreçte pek çok şirket ya evden çalışma sistemine geçti ya da çalışmalarına ara verdi. Fakat bilim insanlarının ve yetkililerinin ‘evde kalın’ çağrılarına karşın her gün işe gidip gelmek zorunda olan binlerce yurttaş var. Onların bir kısmı da PTT çalışanları… Çaresizlik içinde hala kargoları taşımaya ve dağıtım yapmaya devam eden çalışanlar yaşadıkları korkuyu anlattı: “Her gün yaklaşık 100 adrese teslimat yapıyoruz. Kendimizi güvende hissetmiyoruz. Meslekten soğuduk. Hastalık kapıp, evlerinde kalanlara da virüs taşımak istemiyoruz…”
GÜNDE 100 ADRESE GİDİYORUM
Uzun yıllardır İzmir’deki bir PTT şubesinde dağıtıcı olarak görev yapan 36 yaşındaki O., “Günde ortalama 9 saat çalışıyorum. Bunun 6 saati dışarıda, insanlarla temas halinde geçiyor. Her gün yaklaşık 100 adrese teslimat yapıyorum. Salgına karşı işyerimiz bizler için ancak günler sonra tedbir almaya başladı. Alınan tedbir de maske ve en kalitesizinden eldiven... Verdikleri el dezenfektanının markası bile belli değil. Kendimi güvende hissetmiyorum. Eve gittiğimde ayrı bir korku yaşıyorum. Acaba çocuğuma ve eşime virüs getirdim mi, benim yüzümden hasta olurlar mı diye… Bu sorular ve endişe aklımdan hiç çıkmıyor” dedi.
HASTALIKLIYMIŞIZ GİBİ DAVRANIYORLAR
Bu süreçte psikolojik açıdan çok yıprandıklarını dile getiren O., “Sürekli virüs kaptım mı acaba diye korku içindeyim. Her gün o kadar adres geziyoruz ki… Hem kendimiz hasta olmak istemiyoruz hem de bu virüsü diğer insanlara dağıtmak istemiyoruz. Gittiğimiz evlerde insanlar bizi tehdit olarak görüyor. Sanki hastalıklıymışız gibi davranıyorlar. Bu moralimizi daha çok bozuyor. Teslimatı yapınca evraklara imza atmak istemiyor. Çünkü korkuyorlar ve haklılar. Bence şu süreçte kurumun sahaya personel çıkarmaması gerekiyor. Ama bizi ısrarla çalışmaya zorluyorlar” ifadelerini kullandı.
SESİMİZİ DUYMAK İSTEMİYORLAR
Kurum yetkililerinin çalışanların can güvenliğini göz önünde bulundurmadan kararlar aldığını vurgulayan O., şunları söyledi: “Virüsü kapıp bunu bir insana bulaştırırsam ve o insan benim yüzümden ölürse bunun vicdanıyla yaşayamam. Kendimizi çok değersiz hissediyoruz. Bize resmen sokağa çıkın, virüsü yayın diyorlar. Vaka hızına bakarsanız, ilerleyen günler bizim için daha tehlikeli hale gelecek. Maalesef kurum içinde başka vakalar da var, duyumları geliyor ama gizlemeye çalışıyorlar. Sendikalarımız virüs kontrol altına alınıncaya kadar süresiz iş bırakmak istiyor, çaba gösteriyor ama etkili olmuyor maalesef. PTT, çalışanlarının sesini duymak istemiyor. Ben ölmekten korkmuyorum ama ya benim yüzümden başka insanlar ölürse… Asıl korkum bu.”
İCRA KAĞIDI OLDUĞUNU SÖYLEYEMİYORUM
Dağıtım için her gün çok sayıda adrese gittiğini anlatan O., “Türkiye’nin ekonomik tablosunu görmek istiyorsanız PTT’nin istatistiklerine bakın. İşe ilk başladığımda bir mahalleye günde 3 icra evrağı götürürken, 17 yıl sonra aynı mahalleye günde 60 evrak götürüyorum. Ekonomi zaten iyi değilken bir de üstüne bu olaylar geldi. İnsanların birçoğu işsiz kaldı. Dağıtımlar arasında borç ve icra evrakları da oluyor. Birisine evrağı verdiğim zaman rencide olmasınlar diye icradan geldiğini söylemek istemiyorum. Dağıtım için her gün çok sayıda adrese gidiyorum, evlerindeki herkesin huzursuz olduğunu gözlemliyorum. Herkes birbirine hastalıklı gibi bakıyor” dedi.
KENDİ PARAMIZLA ALIYORDUK
Sahada posta dağıtımcılığı yapan başka bir PTT çalışanı K. ise, “Günde ortalama 6 saat dışarıdayız. Herkes gibi bizde de panik var. Geçen hafta önlem amaçlı eldiven, dezenfektan ve maske gönderdiler. Öncesinde kendi imkanlarımızla önlem alıyorduk. En büyük paniğim, virüsün bir postacıya bulaşıp bu postacının da gittiği adreslerde başkalarına bulaştırması… Dışarıdayken cebimde kolonya ve dezenfektan taşıyorum ve sık sık kullanmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.
MESLEKTEN SOĞUDUK
Yaşadıkları nedeniyle psikolojilerinin de bozulduğunu belirten K., şöyle devam etti: “Vatandaşlar kapıda bizi görüp çalıştığımızı öğrenince çok şaşırıyorlar. Çaresiz bir şekilde ortada kaldık, kimse derdimize derman bulmuyor. Bizim için hiçbir çalışma yapılmıyor. Meslekten soğuduk. Kurum içinde gişe memurlarına esnek çalışma getirildi ancak dağıtım için hiçbir değişiklik yapılmadı. Gişecilerin canı can da, bizim canımız can değil mi? Bu ayrımcılık neden anlamış değiliz.”