Postpartuma dikkat!

Özgüven eksikliği, mutsuz evlilikler, maddi sıkıntılar, sosyal destek yoksunluğu gibi sorunlar kadınlarda Postpartum yani doğum sonrasında depresyona neden oluyor


  • Oluşturulma Tarihi : 16.08.2017 07:37
  • Güncelleme Tarihi : 16.08.2017 07:37
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Postpartuma dikkat!

YUSUF ÇAĞIRTEKİN-ÖZEL HABER

Kadınlar için hayatlarının en anlamlı günlerinden bir tanesi veyahut en önemlisi şüphesiz çocuklarını doğurdukları günlerdir. Fakat doğum öncesinde yaşanan bazı sıkıntılar birçok kadında pospartum doğum sonu hüznüne neden olabiliyor. Uzman Psikoterapist Öznur Ulaş, doğum sonrası oluşabilecek depresyonun sebeplerini ve bu duruma karşı alınabilecek önlemleri gazetemiz okuyucularıyla paylaştı. Paspartum yani doğum sonu hüznünün doğumu takip eden ilk dört haftayı kapsadığını belirten Öznur Ulaş, “Ama bazı hastaların doğumdan iki ay sonra da başvurduklarından bazı kaynaklarda doğumdan sonra depresyon altı aya kadar değerlendirilir. Gebelik ve doğum çok doğal bir yaşam olayı gibi görünse de birçok kadında ciddi bir kaygı oluşturmaktadır. Doğum sonrası ağlamaklı ruh hali, hüzün, duygusal dengesizlik, kaygı, rahatsızlık hissi ve uyku bozuklukları en önemli göstergelerdir. Şikâyetlerin normalde ilk 3-10 gün arasında çıkması ve 2. haftadan sonra gerilemesini bekleriz” dedi.

İLK DOĞUMDA RİSK ARTIYOR

Postpartumun hangi durumlarda ve ne sıklıkta görülebileceğine değinen Öznur Ulaş, “Annelik hüznü ilk doğumunu yapmış kadınların yaklaşık yüzde 50-80’inde görülür. Çevresi ile kişisel sorunları daha fazla olan, yaşamsal stresi daha yüksek (sağlıksız bebeğe sahip olmak gibi) daha fazla görülür. Risk taşıyan grupları da şöyle sıralayabiliriz; Özgüvenin gelişmemiş olması, kariyere odaklı olmak ve gebeliğin buna engel olması, mutsuz evlilikler, nikâhsız evlilikler, maddi sıkıntılar, bebeğin sağlıklı olmayışı, sosyal destek yoksunluğu, daha önce geçirilmiş depresyon” diye konuştu. Postartumun belirtilerine de değinen Öznur Ulaş, “Uykusuzluk, yorgunluk, dikkat eksikliği, gereksiz neşe ya da gereksiz ağlama nöbetleri, iştah sorunu, aşırı endişe, sıkıntı, çevreye ilgisizlik, bebekle ilgili aşırı kaygı ya da aşırı boş verme, yetersizlik duygusu, ölüm korkusu gibi belirtiler özellikle doğum sonrası hüzünden doğum sonrası doğum sonrası depresyona geçişte şiddetlenmektedir” diyerek kadınları bu belirtiler konusunda uyardı.

“FAZLA MÜDAHALE EDİLMEMELİ”

Gelişmekte olan ülkelerde postpartumun daha yaygın olduğunu ifade eden Öznur Ulaş, “Özellikle risk taşıyan gruplarda bahsettiğimiz gibi psikososyal kültürel ve ekonomik sıkıntılar tek başına depresyon ihtimalini ciddi şekilde arttırmaktadır. İster istemez gelişmekte olan ülkelerde yaşayan kişilerin bu alanlarda güvensizlikleri ve sorunları olması beklendik durumlardır” diye konuştu.  Son olarak postpartum durumuna karşı alınabilecek önlemlere de vurgu yapan Ulaş, “Öncelikle anne adayının stressiz bir hamilelik geçirmesi doğum sonrası sürece de katkı sağlayacaktır. Doğum sonrasında çok fazla ziyaretçi ve çok fazla işe karışan olması hiç olmaması kadar tehlikelidir. Anne hastane sürecinde mahremiyetine dikkat edilmesi, emzirme ile ilgili çok fazla müdahalede bulunulmaması da önemlidir. Annenin etrafındaki kişilerin, anneyi bebeği eleştirir tarzda davranışları yetersizlik hissi doğurabilir. Örneğin, Hala gitmedi mi bu kilolar?, Bu bebek emmiyor mu?, Sütün yaramıyor mu?, Çocuğun çok zayıf yemiyor mu? Bakamıyor musun? Biz şöyle güzel çocuk büyüttük, bu kiloları vermezsen eşin seni bırakır gider olumsuz cümleler listesini o kadar uzatabiliriz ki. Maalesef insanların gelişigüzel kurdukları cümleler yeni anne olmuş bir kadın için yıkıcı olabilir. Mümkün olduğunca yeni doğum yapmış bir kadına olumlu sözler söylemek dinlenmesi uyuması için yardımcı olmak, eleştirmeden öğretici olmak en büyük faydaları sağlayacaktır. Doğum sonrası depresyon ihtimali olan annelerin de vakit kaybetmeden bir uzmanla görüşmesi tedaviyi hızlandıracaktır” dedi.

 

Haber Merkezi