Sayfa Yükleniyor...
A Milli Kadın Basketbol takımının Yardımcı Antrenörü Olcay Orak FIBA Avrupa Şampiyonasında grubu ideal bir sırada bitirerek, madalya alabilecek bir konumda tamamlamak istediklerini belirtti
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-RÖPORTAJ
A Milli Kadın Basketbol takımının Yardımcı Antrenörü ve Çukurova Basketbol’un Baş Antrenörü Tecrübeli koç Olcay Orak ile bir araya geldik. Avrupa Şampiyonası öncesi hazırlık kampında çalışmalarına devam eden Milli takımımızın son durumunu, şampiyona sürecini İLKSES Gazetesi Köşe Yazarı Hüseyin Demir ile birlikte konuştuk. Avrupa Şampiyonasında rakiplerimizi, ‘Potanın Perilerinin’ madalya hedeflerini ve kadın basketbolunun gelişimini Koç Olcay Orak bizlere anlattı.
Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
1974 yılında İzmir’in Karşıyaka ilçesinde doğdum, Karşıyaka lisesinde okudum. Çocukluk ve gençlik yıllarım Karşıyaka’da geçti. 1994 yılında Basketbol Antrenörlüğüne başladım, yaklaşık 27 yıldan beri Kadın Basketbolunda Antrenörlük yapıyorum. Hem altyapılarda hem A takımlarda görev aldım. Kulüp içerisindeki bütün organizasyon faaliyetleri içerisinde yer aldım. Şu anda Çukurova Basketbol takımında Baş Antrenörlük yapıyorum, aynı zamanda iki sezondan beri A Milli Kadın Basketbol takımında yardımcı Antrenörlük yapıyorum.
17-27 Haziran’da İspanya ve Fransa’nın ev sahibi olduğu FIBA Avrupa Şampiyonasına katılıyoruz. Şampiyona öncesi, hazırlık süreci nasıl gidiyor? Milli takımımızın genel durumu nasıl?
Bir önceki Avrupa Şampiyonası açıkçası istediğimiz gibi geçmemişti. Bu Avrupa Şampiyonasında bir jenerasyon geçişimiz var, hazırlık kamp dönemini en verimli halde geçirmek istiyoruz. Yaklaşık 30 gün sürecek olan antrenmanlar, hazırlık maçları ile en iyi şekilde hazırlanarak şampiyonaya hazır olacağız. Genç, iyi oyunculara sahip bir kadromuz var. Umutlu olduğumuz bir turnuva. Avrupa Şampiyonasında grubumuzda önemli takımlar var. Şampiyonada C grubundayız: Slovenya, Belçika, Bosna Hersek gibi takımlarla karşılaşacağız. Grubu ideal bir sırada bitirerek, madalya alabilecek bir konumda tamamlamak istiyoruz.
Milli takım kampları, oyuncuların birlikteliği ve uyumu açısından çok önemli. Oyuncular farklı takımlardan bir araya geliyorlar, şuan takımımızın enerjisi ve iletişimi nasıl?
Uzun zamandan beri altyapılarda beraber oynayan oyuncular takımımızda var. Bu oyuncularımızın altyapıdan A takıma kadar uzun birlikteliği bulunuyor. Fenerbahçe, Galatasaray, Botaş, Çukurova ve diğer takımlarda oynayanlar; uzun yıllar küçük, yıldız ve genç ve ümit takımlarında karşı karşıya oynayan ya da birlikte aynı takımda yer almış oyuncular. Herkes çok iyi niyetle çalışıyor, herkes birbirini tanıdığı için kamplarımız aile ortamı gibi çok verimli geçiyor. Profesyonel sporcular oldukları için zaten görev ve sorumluluklarını yerine getiren, milli takımımızı en iyi temsil etmek için elinden geleni yapan oyuncularla çalışıyoruz. Sporcularımızın kampa psikolojik olarak hazır gelmeleri, antrenman şekillerini bilmesi ve maça hazırlık dönemlerini nasıl hazırlanması gerektiğini çok iyi biliyor. Takımımızda jenerasyon değişimi var, bu kampta 2000 doğumlu üzerinde genç oyuncularımız bulunuyor. Genç oyuncularımız bu turnuvada önemli bir tecrübe ve deneyim elde edecek. Milli takımımızın ve ülke basketbolumuzun geleceğini de şekillendirmek istiyoruz.
Şampiyonada C grubunda ki rakiplerimizin durumları nasıl?
Slovenya ile 2019 yılında Belgrad’da Avrupa Şampiyonasında aynı grupta yer almıştık. Maçın büyük bir bölümünü önde tamamlayıp maçın son anlarında kaybetmiştik. Slovenya bildiğimiz ve yakından tanıdığımız bir takım. Bosna Hersek, daha yeni turnuvalara girmeye başladı. Devşirme oyuncuları ile çok önemli yerlere geldiler, eleme grubunda Rusya’yı yenerek çıktılar. Bosna Hersek, grupta her ne kadar güçsüz bir takım olarak görünse de dikkat edilmesi gereken, tehlikeli bir rakip. Belçika takımı ise senelerden beri oynadığı basketbol ile örnek gösterilen, ekol ülkelerden biri haline geldi. Daha önceden karşılaştığımız rakipler. Milli takımımızın ilk maçı Slovenya ile ikinci maç Bosna Hersek ile üçüncü maçımız ise Belçika’yla oynayacağız. İlk iki maçı kazanıp Belçika ile grup birinciliği maçına çıkmak istiyoruz. Statü gereği grubu birinci bitirirsek çapraz grup maçı oynamadan takımımız daha iyi dinlenebilir.
İspanya ve Fransa Şampiyonaya ev sahipliği yapıyor. Neredeyse her turnuvada favori olarak görünüyor. İspanya ve Fransa takımları sizce bu turnuvada favori mi?
Altyapılarda ve A takımlarda senelerden beri turnuvaları domine eden önemli oyunculara sahipler. Maçlar iki farklı ülkede Strasbourg ve Valencia şehirlerinde oynanacak. Maçlar seyircisiz sahada oynanacağı için saha avantajı çok olmayacak. Esasında bu diğer ülkeler ve bizim için büyük bir avantaj. D grubunda Fransa birinci olarak bitirebilir, eğer biz de gruptan birinci olarak çıkarsak Fransa ile eşleşmeyiz. İspanya ve Fransa takımları basketbol kültürüne sahip, basketbolda ekol ülkeler ikisi de çok önemli ve güçlü rakipler.
Potanın Perileri, 2005 yılından beri her Avrupa Şampiyonasına katılıyor. 16 yıllık gelenek haline gelen turnuva oynama alışkanlığını kazandık. Önemli başarılarımız var, bu jenerasyon değişimi milli takımımızı nasıl etkiler?
Genç oyuncu diyoruz ama aslında çoğu ligde kendi takımlarında önemli süreler alıyor. Sahaya çıktıklarında ne yapması gerektiğini bilen takımlarında ciddi süreler alan oyuncular. Mesela Benim takımımda oynayan Çukurova Basketbolda 2001 doğumlu Gökşen Fitik yaklaşık 30 dakika süreyle Süper Lig’de oynuyor. Galatasaray’da Meltem Yıldızhan var. Beşiktaş’ta ve diğer takımlar da önemli oyuncularımız bulunuyor. İspanya ve İtalya gibi ülkelerde şuan jenerasyon geçişleri var orda ki oyuncular da kendi liglerinde önemli süreler alıyorlar. Her ne kadar jenerasyon değişimleri sancılı olarak görünse de takım içerisinde liderlik yapan ablaların yardımı ve onların yol göstermeleri ile oyuncularımız daha özgüvenli ve sorumluluk bilinciyle çalışacaktır. Burada teknik ekibimizin ve takıma liderlik yapan oyuncuların çok önemli bir desteği var. Son dört sezonda milli takımımızda gençlere rol model olan, yol gösteren çok önemli isimler basketbolu bıraktı. O yüzden bu genç oyuncularımız ablalarını örnek alarak ay yıldızlı formanın hakkını vermek istiyorlar.
Milli takım ve kulüpler bazında önemli başarılarımız var. 2016 Rio Olimpiyatları takım sporlarında ülkemizi temsil eden tek takım. Potanın Perileri, Dünya 4. ve Avrupa 2. gibi önemli başarılar elde etti. Ülkemizde Kadın basketbolu gereken ilgi ve değeri maalesef görmüyor. Bu konu hakkında düşünceleriniz neler?
Sporda toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik federasyonumuz ve kulüplerimiz çok çalışıyor. Maalesef toplumumuzda kadın basketbolu yeterli ilgiyi görmüyor. Medyada çok ilgi görmesek de tabi ilgiyi kadın basketboluna nasıl çekebiliriz sorusunu sormamız gerekiyor. Sportif başarılar her zaman toplumun beğenisini ve ilgisini çeker. Umarım bu turnuvayı en iyi şekilde tamamlayarak madalya ile ayrılmak istiyoruz. Toplumun genel beklentisi skor odaklı başarı endeksli olduğu için hedefimiz sadece madalya kazanmak değil. Altyapılardan A Takıma oyuncu yetiştirmek, A takımdaki oyuncuların rol model olmasını sağlamak. Değer görmüyor, çok izlenilmiyor diye tabi biz çalışmalarımızı aksatmıyoruz. Elimizden gelenin en iyisini yaparak basketbolu toplumun bütün tabanına yaymak istiyoruz.
Altyapılarda BGL( Basketbol Gençler Ligi) bu yıl ilk kez düzenlendi. Kadın basketbolunun gelişimi açısından nasıl bir yol ve yöntem izlenmeli? Neler yapılmalı?
Bu yıl federasyonumuzun yaptığı BGL( Basketbol gençler ligi) organizasyonu çok önemliydi. Seyir zevki yüksek, kaliteli bir organizasyon gerçekleşti. Kadın basketbolunu yaygınlaştırmak istiyorsak mümkün olduğunca oyuncu havuzunun geniş olması lazım. Altyapıda kulüp ve sporcu sayısının çok olması avantaj. Tabana ne kadar oyuncu yayarsak bunun karşılığını mutlaka alırız. Kadın basketbolunun daha çok izlenmesi ve takip edilmesi; işin içine sporcuların ailelerine, çevresine, okuluna, arkadaşlarına, farklı kitlelere ulaşmak gerekiyor.
Lisanslı sporcu sayımız ve takımlarımız çok az. İzmir’de ve Türkiye genelinde kadın basketboluna çok yatırım yapılmıyor. Kadın basketboluna yönelik hangi hedefler belirlenmeli?
Türkiye genelinde ciddi bir şekilde araştırma yapılmalı, oyuncu taraması yapılarak elit sporcular yetiştirebiliriz. Oyuncu havuzumun sayısını artırabiliriz. Daha çok sporcu adayları ile çalışmalıyız. İzmir doğumlu olarak İzmir’de gözlemlerim çok önemli bir oyuncu potansiyeline sahip. Kadın basketboluna yatırım yapılmıyor, sadece altyapılara bile yatırım yapılsa milli takımlara ve Süper Lige, Avrupa takımlarına önemli oyuncular çıkabilir. İzmir’in mihenk taşları olan Karşıyaka, Göztepe, Altınordu gibi büyük ve köklü kulüpler bu işin içine dâhil olması gerekiyor.
Son olarak İLKSES Gazetesi olarak Potanın Perilerine Avrupa Şampiyonasında başarılar diliyoruz. Yolunuz açık olsun.
Çok teşekkür ederiz. A Milli takımımızı en iyi şekilde temsil etmek istiyoruz. Antrenörler, oyuncular ve teknik ekip elimizden gelenin en iyisini yapmak için sahaya çıkacağız. Umarım Avrupa Şampiyonası dönüşünde haziran ayının sonunda madalyanın başarı hikâyesini anlatabileceğimiz bir röportaj gerçekleştiririz.
Haber Merkezi