Putin bizi kalbimizden vurabilir

Eski Diplomat Mehmet Öğütçü, Rusya ve Ukrayna arasında süren savaşı değerlendirerek 22 Şubat itibarıyla yeni bir soğuk savaşın başladığını, Türkiye’nin de ateşin merkezinde yer aldığını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 02.03.2022 08:26
  • Güncelleme Tarihi : 02.03.2022 08:26
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Putin bizi kalbimizden vurabilir haberinin görseli

BURCU YANAR - ÖZEL HABER

Eski Diplomat Mehmet Öğütçü, 70 civarında Ukrayna askerinin hayatını kaybettiği Rusya- Ukrayna savaşındaki son durumu değerlendirdi. Değerlendirmesinde Türkiye’nin şimdi ve bundan sonra patlak verebilecek olan krizlerde ateşin tam merkezinde olduğunu da hatırlatan Öğütçü, “Putin’in peşinden sürüklenmeden Rusya ile ilişkileri gerçekçi bir kazan-kazan temeline oturtmamız gerekiyor. Yoksa Putin Türkiye’yi de beklenmedik bir şekilde kalbimizden vurabilir” dedi.

PUTİN’İN STATÜKOSUNU KABULLENDİK

Emekli Diplomat Mehmet Öğütçü, Rusya ve Ukrayna arasında günlerdir süren savaş hakkında değerlendirmelerde bulundu. Öğütçü Batı’nın yaptırımlarının kuru gürültü dışında bir işe yaramadığını ifade ederek “Hepimiz Putin’in empoze ettiği yeni statükoyu kabullendik” ifadelerine yer verdi. Öğütçü, “Ukrayna’nın Rus sınırındaki iki bölgede (Luhansk ve Donetsk) ayrılıkçı kuvvetleri örgütleyip onlara bağımsızlık ilanı için talimat vermesi, sonra onları tanıyıp dostluk ve yardım anlaşması imzalaması, ardından ‘barış gücü’ olarak Rus kuvvetlerini göndermesi bilindik bir stratejinin parçası. Şimdi de dört bir koldan bu bölge işgal ediliyor, Ukrayna’daki askeri karşılık vermesini önlemek için hava savunma ve saldırı sistemleri çok eritiliyor. Rusya, aynı şeyi 2008’de Gürcistan’dan Güney Osetya ve Abhazya’yı kopartırken yapmıştı ve cılız Batı kınaması ve yaptırımları dışında kimse bu müdahalede de kılını kıpırdatmamıştı. Yedi yıl sonra 2015’de Ukrayna’dan Kırım’ı kopartırken de şaşırtmadı bizi; yine kuru gürültü dışında Batı’dan dişe dokunur bir karşı müdahale gelmedi. Hepimiz Putin’in empoze ettiği yeni statükoyu kabullendik” diye konuştu.

YAPTIRIMLAR CAYDIRICILIKTAN UZAK

Yeni dünya düzeninin taşlarının henüz yerli yerine oturmadığına da dikkat çeken Öğütçü, “Çin ve Rusya kendilerine çizilen figüran bölgesel rolleri kabul etmiyor, güçleri ile doğrudan orantılı esaslı bir yer açılmazsa hak ettiklerini düşündükleri konumu kimsenin keyfine bırakmadan söke söke kendilerinin alacağını hepimize haykırıyorlar. Aralarındaki mantık evliliği böyle giderse, Batı tarafından düşman kategorisinde değerlendirilmeye devam edilirse, çevreleme stratejisi yerini işbirliğine bırakmazsa tahminim Katolik nikaha dönüşebilir. Hatta yeni soğuk savaş 22 Şubat itibarıyla başlamış demektir. Gördük ki Batı’nın (eskiden ABD, NATO, AB, OECD ve Japonya olarak görülürdü) bu iki gücün oldu bittilerine, realpolitik hamlelerine verdikleri karşılık çok zayıf ve caydırıcı olmaktan uzak. Belki de güçleri yetmiyor. Esip gürlüyorlar ama sonuç değişmiyor. Yaptırım dedikleri beş Rus bankasına kısıtlama, üç beş oligarkın varlıklarını dondurma, üç beş ay sonra açılabilecek Kuzey Akım 2 boru hattının sertifikasyonunun askıya alınması. Zaten NATO üyesi ve beşinci madde ‘birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ hükümlerinden yararlanacak olan Baltık devletlerine üç beş bin taze kuvvet gönderme gibi Putin’i caydırmaktan uzak önlemler” değerlendirmesine yer verdi.

AYNI MENFAAT FREKANSINDA DEĞİLİZ

Mehmet Öğütçü, Türkiye’nin bu krizde, öncekilerde ve bundan sonra patlak verecek olanlarda ateşin tam merkezinde yer aldığını belirterek, “Montrö sayesinde Karadeniz’e giriş bizim denetimimizde. Moskova ile aramızda asimetrik bir ilişki var; kazan-kazan temelde yürümüyor. Rusya ile ticaret açığımız ağır ve Moskova’nın lehine. Fosil yakıt, gıda, silah alımı ve nükleerde karşılıklı bağımlılık yüksek, her dört yabancı turistten biri Rusya ve Ukrayna’dan geliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan sayısız defalar Moskova, Saint Petersburg ve Soci kapılarını zorladı ama Putin sadece kendi menfaatlerinin gerektirdiği birkaç kez geldi. Erdoğan insanları kapısında bekletti, bunu resmi Rus televizyonunda naklen yayınlatarak. Çoğu ziyaretinde Ankara’ya uğramadı bile, İstanbul’da görüştü. Suriye’de, Irak’ta, Balkanlar’da, Kafkaslarda, Orta Asya’da aynı çizgide ve menfaat frekansında değiliz. Buna rağmen iki liderin ilişkileri diyalog kanallarını açık tutarak yürütebilmesi takdire şayan” dedi.

PUTİN’İN PEŞİNDEN SÜRÜKLENMEMELİYİZ

Rusya, yaptığı yanına kar kalan yaklaşımını, hem Ukrayna’da hem arka bahçesi olarak nitelendirdiği eski Sovyet Cumhuriyetleri’nde ve uydusu ülkelerde, hem de Ortadoğu, Afrika ve Uzak Doğu’da Batı’nın yatıştırma politikasından güç alarak, sürdüreceğini öne süren Öğütçü, “Burada Rusya’nın gerçek ekonomik, askeri ve diplomatik gücünün ötesinde başarılı olmasında Putin’in liderliği kadar, Batı’nın lider eksikliği de rol oynuyor. Acilen dış politika, güvenlik ve istihbarat yönetimimizin kalite ve kıvraklığını arttırmamız, bölgesel güç olmamızın gerektirdiği güvenirlik ve ağırlığı ortaya koymamız gerekiyor. İçimizdeki, çevremizdeki ayrılıkçı hareketler için de benzeri stratejiler izleyebilir Putin, hatta Batı. Bu yüzden, Putin’in peşinden sürüklenmeden, Rusya ile ilişkileri gerçekçi bir kazan-kazan temele oturtarak, Batı ile bozulmuş dengeyi yeniden ihdas ederek, bölge ülkelerini yeniden güçler dengesi temelinde denkleme katarak, tutarlı ve kararlı şekilde Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu, Güneydoğu Avrupa’daki iyi tanımlanmış güvenlik ve ekonomik menfaatlerimizi savunmak, ilerletmek zorundayız. Yoksa Putin Rusya’sı hiç beklenmedik şekilde ve zamanda bizi de kalbimizden vurma potansiyeline sahip” açıklamasında bulundu.