Rekora koşuyor

Çekirdeksiz kuru üzümün ihracında yaşanan hızlı artışı değerlendiren Başkan Birol Celep, “Marka kültürü en erken 20-25 yılda oluşacak bir alt yapıdır. Bunun için el birliğiyle durmadan, yorulmadan çalışıyoruz” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 22.12.2018 13:55
  • Güncelleme Tarihi : 22.12.2018 13:55
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Rekora koşuyor

NURETTİN BAKİ - ÖZEL HABER
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği çekirdeksiz kuru üzüm ihracında rekora koşuyor. 2017’nin aynı dönemine göre 2018’de çekirdeksiz kuru üzümün tonaj bağlamında satışı 2 bin dolar eğişine geldi. 2017 yılının Ocak-Aralık dönemine göre 2018’de büyük bir sıçrayış gösteren çekirdeksiz kuru üzüm, 2017’de tonu bin 513 dolardan satılırken 2018’de bu rakam bin 957 dolara çıktı. Söz konusu dönemde kuru üzüm ihracının en çok yapıldığı ülke 11 ton 876 kg ile Almanya oldu. Almanya bu ihraç karşısında yaklaşık 22 milyon 369 bin 857 dolar ödedi. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, hedeflerine sağlam bir şekilde adım adım yürüdüklerini belirtti. Celep, “Son bir haftanın ortalaması bin 957 dolar oldu. Tabi kuru üzüm ihracatımızın bir tonu 2 bin dolara koşuyor. Bu rakamlar yılsonunda 2 bin 200 dolarlar seviyesinde olacaktır. Dolayısıyla bizim hedeflediğimiz nokta bunlar. Hep konuştuğumuz hedeflere adım adım sağlam bir şekilde yaklaşıyoruz. Tabi bu yaklaşımda bütün paydaşların hissesi var. Yani üreticinin, aracı tüccarın, ihracatçının ortak emekleriyle bu noktalara geldik. Dolayısıyla malımızı pazarlarken, bu pazar payımızı hem büyütüp hem de ürünümüzü katma değerli satabiliyoruz. Bu inancımızla biz bu başarıyı yakaladık” diye konuştu.
MARKALAŞMAK TOPLUMDAN BAŞLAR
Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak bir döviz bazıyla her hafta bu rakamların yukarıya doğru artarak devam edeceğini vurgulayan Celep; markalaşmak için en başta toplum olarak vizyoner olmak gerektiğini hatırlattı. Celep, “Markalaşmak, Ticaret Bakanlığının bünyesinde de mevcut. Marka desteği ve pazarlama desteği gibi olgular Ticaret Bakanlığı tarafından desteklenen bir operasyon. Ama bu marka algısını ülke geneline yaymamız lazım. Dolayısıyla bizim kendi bünyemizdeki yapılandırmalarla entegre etmemiz lazım. Tüm tarımsal ürünlerde bizim coğrafyamızın verdiği zenginliği ülke ekonomimizde katma değer sağlayacak şekilde marka algısıyla bir vizyoner toplum oluşturmamız lazım. Bu toplumun bütün bireylerinin birinci adımı; üreticiler, ikinci adımı tüccarlar, üçüncü adımı fabrikacı ihracatçılar, dördüncü adımı tüketiciler, beşinci adımı son nihai tüketiciler, altıncı adımı da ülke markasıdır, yani Türk markasının oluşumudur. Amerikalı Chobani markası gibi markalar yaratmak için toplum olarak vizyoner olmamız gerekiyor. Yenilikçi olmak lazım ve bunun yanında da sürdürülebilir bir politikanın oluşturulması, bu politikayı aynı zamanda Ticaret Bakanlığı ve Tarım Bakanlığı destekli götürmemiz lazım. Bireysel düşüncelerimiz değil bir bütün gibi düşünmemiz gerekiyor. Biz Ege İhracatçı Birlikleri olarak bunu Ar-Ge projeleri ve tanıtım projeleri yaparaktan tüm dünyadaki o yeni duruşumuzu, yeni yüzümüzü ve ülke markamızı hayata geçirmek için durmadan, yorulmadan çalışıyoruz. Marka kültürü en erken 20-25 yılda oluşacak bir alt yapıdır” ifadelerini kullandı.
 

Haber Merkezi