Reyting kaygıları ile çocukları ötekileştiriyorlar

Henüz yayına girmeden tepkilerin odağı haline gelen ve RTÜK tarafından incelemeye alınan ‘Kimsesizler’ dizisi hakkında konuşan Başkan Ülkü Aydeniz, çarpıcı açıklamalarda bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 01.10.2020 08:20
  • Güncelleme Tarihi : 01.10.2020 08:20
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Reyting kaygıları ile çocukları ötekileştiriyorlar haberinin görseli

BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Özel bir televizyon kanalında henüz yayına girmeyen ancak yayınladığı fragman ile binlerce olumsuz tepki toplayan dizi ‘Kimsesizler’ hakkında incelemeler devam ediyor. Dizisin tepki çeken fragmanında geçen cümleler ise şöyle: “Ailesi olmayan insan hiçtir. Size de aileler gelecek. Saçınıza, başınıza, tırnağınıza, dişinize, huyunuza, suyunuza bakacaklar. Bacaklarına sarılacaksınız. Kendinizi acındıracaksınız. Hani o barınaktaki köpekler var ya ‘Beni seç, beni seç’ diye yaltaklanan köpekler. İşte öyle davranacaksınız. Ağlayın şimdi!” Ankara’da bulunan Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneği (KOREV) Yönetim Kurulu Başkanı Ekonomist ve iki kız çocuğunun koruyucu ailesi olan Ülkü Aydeniz ise tepki çeken fragman hakkında RTÜK, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler ve gerekli tüm mercilere şikayette bulunarak dizi fragmanının ekranlardan geri çekilmesini sağladı. Ancak fragman Youtube gibi sosyal medya mecralarında yayınlanmaya devam ediyor.,



REYTİNG KAYGILARI ÖN PLANDA
Çok fazla televizyon izleyen bir insan olmadığını ve olayı birkaç gün önce KOREV gönüllüsü çocuk gelişimi uzmanı tarafından bilgilendirilmesi ile öğrendiğini dile getiren Ülkü Aydeniz, “Medyada çocuklarla ilgili çok fazla sorun var. Ancak dizi doğrudan devlet koruması altındaki çocukları, koruyucu aile ve evlat edinen aileler olan bizleri ilgilendirdiği ve uzmanlık alanımız olduğu için başta sosyal medya olmak üzere tüm ilgili alanlarda tepkimizi dile getirdik. Biz çocuğun üstün yararına inanan siyaset üstü bir kurumuz. Bu yüzden yanlışlık neredeyse onu dile getirmek zorundayız” diye konuştu. Tepkileri üzerine dizi yapımcılarımın dizinin kurgu olduğunu ilettiklerini ancak bu konuda fragmanda hiçbir uyarı olmadığını da vurgulayan Aydeniz, tamamen ajitasyon içerikli ve insanların diziyi seyretmesini sağlamak üzere ilgiyi toplamaya yönelik olarak yapılmış bir fragman olduğunu belirtti. Fragmanın, çocukların ulusal ve uluslararası yasalarla güvence altına alınan haklarını çiğneyen, koruma altında yetişmiş ve yetişmeye devam eden çocukları ötekileştiren, etiketleyen, hakaret eden öğeler taşıdığını, üstelik toplumun bilinçaltındaki önyargıları daha da pekiştiren bir tutum sergilediğini de ifade eden Aydeniz, “Bu tutumun yuvalarda aile bekleyen binlerce çocuğun aile bulmasının engellenmesine sebep olabilir. Fragmandaki davranış biçimi aynı zamanda çocukları psikolojik şiddet olarak da etkiliyor” dedi.



GERÇEK DIŞI BİR ANLATIM
Fragmanda kullanılan dilin Türkiye’deki koruma altındaki çocuklara kullanılan bir dil ve davranış biçimi olmadığını savunan Ülkü Aydeniz, “Fragmanda ‘Barınaktaki köpekler’ gibi ifadesi ile yer alan bir seçtirme sistemi bizim sistemlerimiz içinde zaten mevcut değil. Bizde çocuklarımızın dosyaları okunur, sadece cinsiyet ve yaş grubu tercihi yapılabilir. Elma seçer gibi çocuk seçmeyiz, bu insan hakları ihlalidir. Uzmanlar nitelikleri en uygun aile ile çocukları eşleştirir. Dolayısıyla da çocuğun saçına, başına, kaşına, gözüne bakılmaz. Biz şuna inanırız: ‘Çocuğumuzla buluşmamız bizim kalpten doğum anımızdır, tesadüf değil tevafuktur.’ Nasıl ki çocuk doğururken hiçbir özelliğini seçemezsek ve kabullenirsek koruyucu ailesi olduğumuz çocuklarımızı da olduğu gibi kabul ederiz. Önemli olan onları iyileştirilmemiz ve sevgi dolu bir ailede yaşatmalarını sağlamamızdır” şeklinde konuştu.
Bunun ötesinde fragmanda devlet korumasındaki çocuk sistemi hakkında yanlış bilgilendirmeler olduğuna da değinen Aydeniz, “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığında çocukları takip eden sosyal hizmet uzmanları ve psikologlar çalışıyor. Bu kimseler çocuklar için herhangi bir koruyucu ev açamaz ve fragmandaki gibi konuşamazlar. Bu dizi Aile Bakanlığını, çocuklar için ciddi emek veren sosyal hizmet uzmanlarını, psikologları, dernekleri ve çocukları kötüleyerek gerçek olmayan bir şeyi yansıtıyor” diye belirtti.
BEŞERİ SERMAYEYE ZARAR
Durumu resmi olan tüm kurumlara dilekçe yazarak bildirdiğini de aktaran Aydeniz, “Yazdığımız yazılardan sonra RTÜK’ün fragman ile ilgili incelemeler başlattığını öğrendik. Fragmanın televizyon ekranlarından geri çekilmesini istemiştik ve fragman geri çekildi. Fragmanda gösterilen bölümün dizinin içerisinden çıkartılmasını ve dizinin adının değiştirilmesini de talep ediyoruz. Çünkü bizim çocuklarımız kimsesiz değiller. Onları hem devlet koruyor hem de bizler varız. ‘Kimsesizler’ bizim doğru sözlük çalışmamız ile ayrıştırmayı önlemek üzere toplumda değiştirmeye çalıştığımız en temel kelimelerden bir tanesidir. Ayrıca bu dizinin bir kurgu olduğunun, Türkiye’deki gerçekleri yansıtmadığının dizi içerisinde bilgi olarak izleyiciye verilmesini de istedik, medya yoluyla yapılan çocuğa yönelik yanlışlıklar ülkemizin geleceği olan beşeri sermayeye verilen çok ciddi bir zarardır” dedi.
OLAYIN KÖKÜNE İNMEK GEREKİYOR
“Küçücük gibi görünen bir fragmanla yaratabilecekleri bütün tahribatı yaptılar” diyen Ülkü Aydeniz, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bunu telafi etmeleri gerekiyor. RTÜK ile görüşmelerimde diziyi yayından kaldıramayacaklarını söylediler. Ancak bir ceza gelmesini bekliyorum. Burada hem çocuklar reytinge alet ediliyor hem de hakları ihlal ediliyor. Çocukların iyi yetişmesi ve toplumun refahı için Çocukları korumak ve rehabilitasyon gerekli, yoksulluk ve travma döngüsünü kırmak gerekli. İşte koruyucu aile ve evlat edinme modelleri bu amaca hizmet eden en önemli sistemler. Devlet eliyle toplu bakım modellerinde de çocuklar hem tam anlamıyla korunamıyor, fiziksel ve ruhsal olarak gelişemiyor hem de kurum bakımının çocuklar üzerinde ruhsal birtakım olumsuz etkileri oluşuyor. Bu çocukların hepsi bizlerin sorumluluğunda, ülkemizde hep birlikte yaşıyoruz, onları korumak vatandaşlık görevimiz olduğu gibi vicdani sorumluluğumuzdur. Koruma altındaki çocuklarımızın yeterince sevgi görmemesinden ve güvenli bağlanmayı gerçekleştirememesinden kaynaklanan sorunları sadece koruyucu ailelik çözebiliyor, bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir. Koruyucu aile çocuğunu kan bağı ile değil ama can bağı ile sevip, sarıp sarmalıyor. Bizler tüm koruma altındaki çocuklarımızın aile yanında büyüyecekleri bir noktaya ulaşana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz, topluma doğru bilgilendirme yaparak çocuklarımızın hakları için sadece gönülle çalışacağız.”