Riskli alana imar izni!

2013 yılında riskli bölge ilan edilen Karabağlar İlçesi’nin Aşık Veysel Mahallesi’nde eski imar durumuna göre hiçbir inşaat işlemi yapılmaması gerekirken, bakanlık tarafından imar izni verildiği iddia edildi


  • Oluşturulma Tarihi : 12.03.2019 07:02
  • Güncelleme Tarihi : 12.03.2019 07:02
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Riskli alana imar izni!

BURCU YANAR/ÖZEL HABER
Halk arasında kentsel dönüşüm yasası olarak bilinen ve 2012 yılında çıkarılan 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’a göre, riskli alanlar ve yapılarda, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımına, tevhit, ifraz, terk, tapuya tescil işlemlerine izin verilmesi için en az yüzde 66 oranında hak sahibinin onay vermesi gerekiyor. Hal böyle olunca da yasa boşluklarından faydalanmaya çalışan birçok mağdur, durumu lehine çevirmeye çalışıyor. İzmir’in Karabağlar İlçesi’ndeki sanayi ve yapılaşmanın iç içe geçtiği Aşık Veysel Mahallesi bugünlerde benzeri bir durumla karşı karşıya. Aşık Veysel Mahallesi Yardımlaşma ve Geliştirme Derneği Başkanı Celal Kanmaz, 2013 yılında riskli bölge ilan edilmiş olan bölgede yapılan inşaat için “Yasaya aykırı bir durum” dedi.
MEHKEME KARARIYLA…
Aşık Veysel Mahallesi Yardımlaşma ve Geliştirme Derneği Başkanı Celal Kanmaz, mahallede karşılaştıkları durumu şu sözlerle anlattı: “Mahallemiz 6 Haziran 2013 yılında riskli bölge ilan edilip kentsel dönüşüm alanına çevrildi. O günden bu güne mahallemizde herhangi bir yapılaşma yapılamadı. 2018 yılında yeni imar durumlarına göre bizler, bir bölü 5 binlik ve bir bölü binlik planlarımızı yaparak bakanlık onayına gönderdik. Fakat bu zaman aralığında son 20 gün içinde karşımıza yeni bir durum çıktı. Bu da mahallemizde eski imar durumuna göre yeni bir yapılaşmaya izin verilmesi durumudur.” “Bu konu hakkında yaptığımız araştırmalarda riskli bölgelerde yapılaşma düzeninin sağlanamaması konusunda ülkemizde mağdur olan bir vatandaşımız anayasa mahkemesine bireysel başvuru hakkını kullanarak bu mağduriyetinin giderilmesini talep ediyor ve anayasa mahkemesi de bu vatandaşımızın lehine sonuç veriyor” diyen Kanmaz, “Riskli bölge durumuna aykırı bir şekilde ‘Eski imar durumuna göre bu hakkını kullanmasında herhangi bir sakınca yoktur, bu hakkını kullanmasına izin verilmiştir’ diye mahkeme kararı veriliyor. Sonuca göre vatandaşımız da eski imar durumuna göre riskli bölge üzerine binasını yapıyor.
“KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ ZORA SOKAR”
Kanmaz, aynı durum maalesef şuanda bizim mahallemizde de mevcut diyerek “Öğrendiğimize göre bu inşaatı yaptıran vatandaşımızın da ‘Kentsel dönüşüm başladığı andan itibaren bu alan üzerinde bir hak talep etmeyeceğiz, buradaki kentsel dönüşüme karşı gelmeyeceğiz’ diye taahhütname verdiğini biliyoruz ancak alandaki kentsel dönüşümün bütünlüğü açısından binalar ne kadar yeni olursa olsun bu yeni yapılan binaların da projelere uyumu açısından yıkılması gerekiyor çünkü yasa bunu emrediyor. Fakat ileride bu iş, bu alanda iş yapacak müteahhit arkadaşlara büyük meblağda ödemeler meydana getirecektir. Ola ki burası vatandaşa satılmış olabilir, bu alan üzerindeki kentsel dönüşüm alanlarından vatandaşların haberi olmamış olabilir. Bunu bilmeden yaptıklarında kendileri adına mağduriyetler meydana gelecektir. Bu mağduriyetleri önlemek açısından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mutlaka yeni bir ek yasa çıkartıp ve bu yasaya bir süre koyup bunu vatandaşımıza da, inşaatı yapacak kişiye de belirtmesi gerekir. Onun için önümüzdeki süreçte bu alan içerisindeki bir sürü arsa sahibi ‘Biz de hakkımızı kullanacağız’ diye tek tek bina yapmaya başlarlarsa geri dönüşüm olayı zora ve sıkıntıya girer” diye konuştu.
“EK YASA ÇIKARTILMALI”
Çıkartılması gereken ek yasada olması gerekenleri sıralayan Kanmaz, “Bir kere riskli bölge ilan edilen bir yerin mutlaka bir süresi olması lazım. Çünkü bir bölge binaları çürük olduğu için riskli bölge ilan edilir. Diyelim ki 5 yıl içerisinde bu alan üzerinde kentsel dönüşüm başlamazsa buradaki riskli bölge geçerliliğinin kaldırılması gerekiyor çünkü bu şekilde vatandaş hem olaya daha çok vakıf olarak ne yapacağını bilecek hem de devletimiz bilecek” ifadelerine yer verdi. “Bu proje meselesi bile 5.5 yılda ancak bitti diyebiliriz hatta hala imza sürecini bekliyor” ifadelerini kullanan Kanmaz, “Tüm bu olaylar 6 sene devam ettiği zaman alan üzerindeki insanlarım mağdur olmaması mümkün değil. Süreç uzun. Kentsel dönüşüm ne zaman başlayacak, projeler onaydan ne zaman gelecek, tekrar tüm alan için parselasyon çalışmaları ne zaman yapılacak. Bu durumun da tamamlanması en az 1 yıl sürer. Oysa alan üzerindeki binaların yüzde 70’i ruhsatsız ve yıkılmak üzere. Beklenecek vakit yok” şeklinde konuştu.
“BAKANLIK SIKIŞTIRMALI”
Bu işin başlangıcında o dönemki belediye başkanı Sıtkı Kürüm ve Ticaret Odası Başkanının bulunduğunu öne süren Kanmaz, “İkisi bir araya gelerek, Karabağlar hava alanı yakınında ve İzmir’in girişinde olduğu için buradaki çarpık kentleşmenin düzelmesi açısından bir şeyler yapılması gerektiğini düşünerek burayı riskli bölge ilan ettiriyorlar. Buradaki asıl handikap şu; riskli bölge ilan edildikten sonra bu alan üzerindeki hakimiyet çevre ve şehircilik il müdürlüğüne geçiyor. Belediyenin buradaki yetkisi ancak bakanlığın izin verdiği ölçüde kalıyor. Bakanlığın hatası bu konuda belediyeleri sıkıştırmıyor olmasıdır. Örneğin ‘6 ay içerisinde imar planlarını yap ve gönder’ demesi gerekiyor. Bunu yapmadığı için de her kurum topu birbirine atıyor ve projeler zaman aşımına uğruyor. Burada 4 bin tane hak sahibi var. Bunun 600 tanesi konut diğerleri de iş yeri görünümlü hak sahipleri. Burası hem sanayinin hem de konutların birbirine karıştığı bir yer” açıklamalarında bulundu.

Haber Merkezi