Sağlıklı bir yaşam için günde 3 litre su tüketin

Uzm.Dr. Onur Oral, yaz veya kış mevsimi fark etmeksizin sağlıklı bir metabolizma için günde su tüketiminin 3 litrenin altına düşülmemesi uyarısında bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 13.01.2021 08:18
  • Güncelleme Tarihi : 13.01.2021 08:18
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sağlıklı bir yaşam için  günde 3 litre su tüketin haberinin görseli

ONURHAN ALPAGUT/ÖZEL HABER

Sağlıklı yaşam için dengeli beslenme şart ancak su tüketimi de bir o kadar önem taşıyor. Yaz aylarında su tüketimi insanlarda artarken kış aylarında ise bu tüketim düşüyor. Mevsim fark etmeksizin günde 3 litre su tüketilmesi gerektiğini söyleyen Ege Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Uzm. Dr. Onur Oral, sağlıklı bir metabolizma için bu oranın koşul olduğunun altını çizdi. Oral, “Kan içerisinde pıhtılaşma riski artar. Akıcı olmayan kanın beyin ve kalp kılcal damarlarında yeterli dokulara ulaşması da söz konusu olmaz. Böylelikle beyin ve kalpteki kan dolaşımı durumdan olumsuz etkilenir. Durum böyle olunca kanın temelinde taşıdığı hayat için gerekli olan oksijen, dokulara ulaşamayacaktır. Yüzde 10’luk bir su kaybı metabolizma için ciddi risk içerir” dedi.

VÜCUT İÇİN EN TEMEL İHTİYAÇ

Vücuda beslenme ile alınan gıdaların kullanılması için su oranının yeterli düzeyde olması gerektiğine vurgu yapan Dr. Onur. Oral, “Su, vücudun tüm fonksiyonlarını sürdürmesi için temel bir ihtiyaçtır. Her gün tüketilmesi gereklidir. Erişkin bir birey günde en az 3 litre su tüketmelidir. Ancak alınan su miktarında dönem dönem artmalar olabilir. Bu dönemler arasında; ateşli hastalık, bazı hastalıklar, egzersiz, mevsimsel sayılabilir. Kış aylarında su tüketimi terleme düzeyi düşük olacağı için azalacaktır. Yaz aylarında ise terlemeye bağlı olarak artacaktır. İdeal su tüketimi ise yaz aylarında 5 litre düzeyindedir. Su tüketiminin önemini hücre bazında ele alırsak daha iyi anlamış oluruz. Vücudumuzda 100 trilyon düzeyinde hücre bulunmaktadır. Bu hücrelerin hepsi yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için suya ihtiyaç duyar. Hücre içerisinde su oranı arttıkça stoplazma kalitesi artar. Aynı zamanda hücrenin bütün fonksiyonları suyun varlığında söz konusudur. Su tüketimi bazı yaş dönemlerinde azalabilir. Özellikle ileri yaşlarda su, genel vücut içerisinde oranı içerisinde düşer. İnsan vücudunun yüzde 60’ı sudan oluşur. Çocuklarda bu oran yüzde 70’e düzeyinde olmalıdır. Boy uzaması, kilo alımı için çocuklarda bu oran yüzde 10 daha fazla olmalıdır. Yaşlı bireylerde su miktarı düşer. Sağlıklı yaşam için yapmaları gereken ise vücuttaki su oranını artırmak amacıyla bol bol su içmeleridir” diye konuştu.

GÜNDE 3 LİTRE SU İÇİLMELİ

Son yıllarda dünyada su tüketiminin azaldığına dikkat çeken Oral, “Bu noktada hem yanlış bilgilenmenin büyük payı var hem de yaşamsal alışkanlıkların değişmesinin etkisi var. Bunun nedeni araştırıldığında: Bireylerin sıvı tüketimi ön planda tutarak, su yerine geçebileceği içecekleri daha sık kullandığını görüyoruz. Bunlar arasında; kültürel bir alışkanlık olan çay, kahve içecekler var. Son 15 yıl içerisinde meyve suyu, ayran ve benzeri içeceklerin sık tüketildiğini izliyoruz. Buna ek olarak kolalı içecekler, gazoz tipi içeceklerin sık tüketildiğini fark ediyoruz. Bu içeceklerin tüketilmesi beraberinde su tüketimini de azaltmakta. Bunları içen kişi sıvı almış olmanın getirdiği rahatlıkla su tüketimini göz ardı etmektedir. Bu büyük sorundur. Çünkü vücuda alınan diğer sıvı içecekler suyun yerini tutmaz. Suyun metabolik fonksiyonlarını yerine getiremez. Bir başka karşılaştığımız sorun ise; kış aylarında su tüketiminin azaltılmasıdır. Yaz veya kış fark etmez insan vücudunun günlük 3 litre suya ihtiyacı vardır. Su içmek için susamayı beklemek doğru değildir” diye konuştu.

ANAHTAR ROL ÜSTLENİYOR

Su içerisinde bulunan Magnezyum mineralinin önemine değinen Dr. Oral, “İnsan vücudunda her ne kadar eser miktarda bulunsa da birçok fonksiyonun yerine getirilmesinde anahtar rol üstlenir. Enerji üretmek adına magnezyum içeriği ciddi bir etki gösterir. Su ile vücuda alınan diğer mineraller: potasyum, sodyum, kalsiyumdur. Su, kan kimyasında önemli rol üstlenir. Kanın akıcı olmasını sağlar. Yeterli su tüketmeyen kişilerde kan akıcılığını kaybeder. Kan içerisinde pıhtılaşma riski artar. Akıcı olmayan kanın beyin ve kalp kılcal damarlarında yeterli dokulara ulaşması da söz konusu olmaz. Böylelikle beyin ve kalpteki kan dolaşımı durumdan olumsuz etkilenir. Durum böyle olunca kanın temelinde taşıdığı hayat için gerekli olan oksijen, dokulara ulaşamayacaktır. Yüzde 10’luk bir su kaybı metabolizma için ciddi risk içerir. İnsanın su içmeden yaşayacağı maksimum süre 3-4 gündür. Bu kadar kısa süre içerisinde tüm hayati fonksiyonlar sonlanır” dedi.