- Gündem
- 30.04.2025 00:36
GıdaMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak, şu an sağlıklı ve güvenli bir öğün tüketmenin bedeli en az 25 TL/4 kap gibi düşünülmelidir. Bu fiyatın altında alınan hizmet muhakkak sorgulanmalıdır” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası (GıdaMO) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Toprak, toplu yemek hizmeti alımlarında dikkat edilmesi gereken konular hakkında açıklamalarda bulundu. Her gün; sanayi kuruluşlarında, fabrikalarda, küçük ve orta ölçekli işletmelerde, kamu kuruluşlarında, hastanelerde ve okullarda bulunan milyonlarca kişinin toplu yemek firmaları vasıtasıyla yemek yediğine dikkat çeken Toprak, “Üretimin-hizmetin sağlanmasında göz ardı edilmemesi gereken birçok kriter var. Bunların en başında, tabi ki güvenli ve sağlıklı gıda üretimi gelmektedir” dedi.
İLK KRİTER FİYAT OLARAK GÖRÜLÜYOR
Yemek hizmeti alan kurumların bir bölümünde; ne yazık ki ilk ve olmazsa olmaz kriterin fiyat olarak düşünüldüğünü ve hizmet alımının buna göre belirlenmekte olduğuna vurgu yapan Toprak, “Kaliteli ve hijyenik koşullarda üretim yapmayan birçok yemek firması ise düşük fiyatlarla yemek yemek isteyen bu firmalara yönelik hizmet verdiği için; kayıt dışı, merdiven altı, kalitesiz, sağlıksız ve hijyenik olmayan koşullarda üretilen, gramajı düşük ve bol karbonhidratlı menüler ile pek çok çalışanın sağlığını tehdit etmekte ve yetersiz beslenmelerine neden olmaktalar. Yemek hizmetinin verilmesi için bir işletmenin sahip olması ve sağlaması gereken şartların, hizmet alımı yapanların ‘fiyat politikaları’ sebebiyle, ikinci ya da üçüncü plana atılmasının veya görmezden gelinmesinin önlenmesi toplum sağlığının korunması açısından gereklidir” diye konuştu.
KOBİ’LER UZUN SÜRE DAYANAMAZ
Hazır yemek sektörünün gıda enflasyonundaki artışlardan en çok etkilenen sektörlerin başında geldiğini ifade eden Toprak, “Ürettiği ürün neredeyse tamamen günlük tüketilen bir sektörün artık neredeyse saat başı değişen fiyatlarla çalışabilmesi her geçen gün giderek zorlaşıyor. Hem gıda hem gıda dışı hammaddedeki dalgalanmalar, dövize bağlı artışlar, taşıma maliyetlerinin yüksek olması anlaşmalarını genelde yıllık yapan sektörün belini büküyor. Alış fiyatlarını ürüne göre belli periyotlarla anlaşmalara bağlayan işletmeler şu an bu fiyat karmaşası yüzünden kimi ürünlerde günlük hatta saatlik fiyat alma noktasına gelmiş durumda. Keza aynı şekilde bu zamana kadar genellikle yıllık belirlenen satış fiyatlarını şu anda 6 aylık periyotlara çekerek ayakta kalmaya çalışıyorlar ki aslında bu bile uzun süre. Mevcut durumda 3 aylık olması en doğrusu. Ancak böyle bir uygulamanın gerçekçi ve sürdürebilir olduğunu söylemek mümkün değil, bu ancak günü kurtarma denebilecek bir çaredir. Özellikle finansman gücü yüksek olmayan ve Türkiye’de her sektörde olduğu gibi hazır yemekte de çoğunluğu oluşturan KOBİ’lerin çoğu bu şartlara uzun süre dayanamayacaktır. Kapanan bir işletme ekonomik kayıp ve beraberinde birçok insanı da işsiz kalması demektir. Ve konu yine sosyoekonomik bir boyuta evrilmektedir” şeklinde konuştu.
YEMEK HİZMETİ KARIN DOYURMAK DEĞİL
Tarım ürünlerinde üretimin düşmesi, paramız var ki ithal ediyoruz mantığıyla hareket edilmesinin, iklim değişikliği, küresel ısınma ve en son da Kovid-19 pandemisinin tarımsal hammaddenin hatta ambalaj maddelerinin de kimi zaman ulaşılamaz hale gelmesine neden olduğunu ve bazen hazır yemek üretiminde temel hammadde sayılabilecek ürünlerin bulunamamasına kadar vardığını belirten Toprak, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Burada iş yine en başta öz kaynaklarımıza dönmekten ve 83 milyona yetecek tarımsal üretimi sağlayabilecekken ithalat çıkmazına sürüklenen sektörü, çiftçiyi ve aile işletmelerini desteklemekten geçmektedir. Asgari ücretteki artış kaynaklı artan işçilik maliyetleri direkt olarak satılan yemek fiyatını etkileyecektir. Aynı şekilde gıda dışı hammadde, özellikle kağıt ürünlerinde meydana gelen artışlar da eklendiğinde şu an sağlıklı ve güvenli bir öğün tüketmenin bedeli en az 25 TL/4 kap gibi düşünülmelidir. Bu fiyatın altında alınan hizmet muhakkak sorgulanmalıdır. Firmalar yemek hizmeti satın alımını sadece birim fiyat üzerinden yürütmemeli, hizmet alınan firmanın işletme kayıt belgesini, mutfağını, üretim şartlarını ve bünyesinde gıda mühendisi istihdam edip etmediğini kontrol etmelidir. Yemek hizmeti sadece karın doyurmak değil bir insanın sağlıklı beslenmesini ve güvenli gıdaya ulaşmasını sağlamak demektir. Sadece fiyat politikası üzerinden gidilmemesi ve olmazsa olmaz şartları sağlamayan firmanın tercih edilmemesi hem bu tarz firmaları olumlu yönde değişime zorlayacak hem de toplumsal bir bilincin oluşmasını sağlayarak toplum sağlığına katkı verecektir.”