Sağlıkta 2023: Suriyeliler hekim oldu, bakanlığın 25 yıllık bütçesi rehin alındı

İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, 2023 yılına ilişkin ‘sağlık’ değerlendirmesi yaparken Şehir Hastaneleri ve kamudaki sağlık personeli eksiğinin kapatılmasına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu


  • Oluşturulma Tarihi : 01.01.2024 12:07
  • Güncelleme Tarihi : 01.01.2024 13:41
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sağlıkta 2023: Suriyeliler hekim oldu, bakanlığın 25 yıllık bütçesi rehin alındı

ÖZEL HABER

2023 yılında ülkede sorunların çığ gibi büyüdüğü alanlardan biri de sağlık alanı olurken sağlık hizmetlerine ulaşamamak ya da sağlık çalışanı göçü gibi önemli sorunlar kendini gösterdi.

Şehir Hastaneleri sorunlarının gündeme geldiği 2023 yılına ilişkin ‘sağlık’ değerlendirmesini yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, ‘Sağlıkta Dönüşüm Politikası’nın ciddi sonuçlarının yaşandığını ve 2024 yılında da yaşanmaya devam edileceğini söyledi.

Kaynak ayrıca, Şehir Hastaneleri ve kamudaki sağlık personeli eksiğinin kapatılmasına ilişkin dikkat çeken açıklamalar yaptı.

HKEİMLER BANT İŞÇİSİ, HASTALAR MÜŞTERİ OLDU

Sağlıkta Dönüşüm Programının yıl içerisinde sağlık hizmetlerinde ciddi aksaklıklara neden olduğunun altını çizen Kaynak, “2023 yılı sağlık alanında yüz güldürücü bir yıl olmadı. Maalesef çok ciddi ve devasa sorunla mücadele etmek zorunda kaldık. Bunlardan en önemlisi de ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ olarak dayatılan ve sağlık sistemini bugün tıkanma noktasına getiren programının ısrarla ve inatla uygulanmaya devam etmesidir. Bu programlardaki en önemli sorun hekimlerle sağlık personelinin itibarsızlaştırılması ve tüketilmesi. Sağlık çalışanları, özellikle üçüncü basamakta kışkırtılmış bir hasta profiliyle karşı karşıya kaldılar gerek 5 dakikada hasta bakma zorunluluğu gerekse hekimlerin maruz kaldığı baskılar, idari soruşturmalar gibi birçok idari sıkıntı yaşandı bu dönemde. Bu da tükenişin bir başak nedeni. 5 dakikada bir hasta baktırılması sağlıkta dönüşüm programının sağlık personelini tüketmesinin bir göstergesidir. Sağlık personelleri bir bant işçisi haline getirildiler. Sağlık kurumları da kendi yağlarında kavrulacak birer işletme haline getirildi. Hastaneler birer işletme haline getirilirken donanım, onarım, günlük tüketim, teknolojik yatırım ve çalışanların mali haklarını koruma konusunda da ciddi bir ağır bir yetersizliğe düşmüş durumdalar. Üniversite hastaneleri bunların başında geliyor. Sağlıkta dönüşümün üçüncü ayağı… bir yandan hekimler bant işçisi haline getirilirken hastalar da müşteri haline getirildi. Bugün cebinde hazır parası olmayan insanların sağlık sisteminde kendilerine yer bulmaları, ücretsiz bir hak olarak sunulması gereken sağlık hakkına ulaşmak artık insanlar için mümkün olmaktan çıktı. Çok ciddi cepten para harcama süreciyle sağlıklarına ulaşabilir hale geldiler” dedi.

ŞEHİR HASTANELERİYLE BİR ALGI YARATILDI

İktidarın sağlık politikalarının maddi kayıplara da yol açtığına dikkat çeken Kaynak, “Sağlıkta dönüşüm programı, sağlık sorunlarını üçüncü basamak hastanelerde çözmeyi hedefledi. Bu nedenle şehir hastaneleri dediğimiz birtakım yatırımlarla, önümüzdeki 25 yıllık Sağlık Bakanlığı bütçesi rehin alındı. Bu da sağlıkta dönüşüm programının bir başka yöne olan sağlı sorunlarını üçüncü basamakta çözme amacının bir sonucudur. Üçüncü basamakta sağlık problemi çözülemez. Ama 21 yıllık iktidar bunda inat etmektedir. Birincisi, insanlar, o devasa AVM benzeri sağlık komplekslerinde daha iyi hizmet alacakları algısıyla iktidara oy vermeye yöneltildiler. Yani bir algı yaratıldı. Ayrıca üçüncü basamak, tıp endüstrisiyle iç içedir yani rantı daha yüksektir. Yani iktidar sağlık sistemini sadece rant amaçlı çalıştırmaktadır. Bunun da olumsuz sonuçları oldu. Artık sağlık çalışanları artık kamuda çalışmak istemiyorlar. Birçok kamu kadrosu açılıyor ancak boş kalıyor. Çünkü insanlar o şartlarda, bir bant işçisi olarak çalışmak istemiyorlar” diye konuştu.

3 BİN GENÇ HEKİM YURT DIŞŞI İÇİN TALEPTE BULUNDU

Sağlık dönüşüm politikasının 2024 yılında da ciddi sonuçlarının olacağının altını çizen Kaynak, “Hükümetin sağlıkta dönüşüm programını herhangi bir projeyle değiştirme projesi yok. Bu yıl da bu şekilde devam edecek gibi görünüyor. Bu devamlılık içinde kamu kurumlarında görev yapması gereken insanlar bant işçisi pozisyonuna girip zaman içinde tükenmektense bir kısmı erken emekli oluyor bir kısmı da istifa edip özel sektöre yöneliyor. Kamudan bir kaçış var. Kamudan kaç personelin ayrıldığına ilişkin elimizde istatistiki bir veri yok ve ilgili kurumlar da bunları şeffaf bir şekilde paylaşmıyor. Ancak görüyoruz ki genç hekimler bu sistemde daha fazla fedakarlık göstermek istemiyorlar. Artık sağlık personelleri de bu fedakarlığı daha fazla devam ettirmeyeceğini gösteriyorlar ve 2023 itibariyle genç hekimimiz yurt dışına gitmek üzere TTB’den iyi hal talebinde bulundular” ifadelerini kullandı.

DENKLİĞİ; DİPLOMASI DENETLENMEDEN HEKİMLİK YAPIYORLAR

Kamudaki işgücü kaybının sonuçlarından birinin de Suriyelilerin hekim olarak çalıştırılması olduğunu bertilen Kaynak, şunları söyledi; “Kamuda bu açığın kapanması için Suriyeli hekimlerin ya da geçici barınmayla gelen insanların bazıları ‘Ben hekimim’ dediği için hekim olarak çalıştırılmaya başlandı. Devşirme var ama bu devşirmenin akademik bir kökeni yok. Diploması, denkliği, dili, bilimsel yeterliliği hiçbir konuda denetlenmeden bu insanlara Türkiye’de hekimlik yaptırılıyor. Bu da Türkiye’de bin bir zorlukla çalışan tıp öğrencileri, asistanlar ve hekimlere yapılan ağır bir haksızlıktır.”

SAĞLIKTA ŞİDDETİN EN ÖNEMLİ NEDENLERİNDEN BİRİ YOKSULLUK

Kaynak, sağlıkta şiddet konusunda da ‘yoksulluk’ vurgusu yaparak “Bugün açlık sınırı 16 bin, yoksulluk sınırı ise 45 bin liralara dayandı. Sağlıktaki şiddetin önemli nedenlerinden biri de bu yoksulluktur. Sağlıkta şiddet, işlemeyen sağlıkta dönüşüm politikasını işliyormuş gibi göstermek için hükümet tarafından arkası sıvazlanan bir yöntem olarak kabul görmüştür. Çünkü hükümet, sağlıkta şiddet konusunda hiçbir tedbir almamaktadır aksine bir cezasızlık politikasıyla sağlıkta şiddeti meşrulaştırmaya çalışmıştır. Bu şekilde sanki sağlık personeliyle hastayı karşı karşıya getirince sağlık sistemi çalışıyormuş gibi bir durum yaratılmaya çalışılmıştır” dedi.

Haber Merkezi