Sağlıkta şiddet yasası için çağrı!

Hastanelerde sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti protesto eden İzmir Sağlık Platformu, bir an önce ‘sağlıkta şiddet yasası’ çıkarılması gerektiğine vurgu yaparak basın açıklaması gerçekleştirdi


  • Oluşturulma Tarihi : 17.07.2019 11:55
  • Güncelleme Tarihi : 17.07.2019 11:55
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sağlıkta şiddet yasası için çağrı! haberinin görseli

MEHMET ŞERİF TOPRAK
Bayraklı 20 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’nde bir hasta tarafından Dr. Mahide Agara ve Dr. Alper Durmuş Sönmez’e yönelik saldırı, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesinde düzenlenen basın açıklamasıyla protesto edildi. İzmir Sağlık Platformu tarafından yapılan basın açıklamasına; sağlık örgütleri yöneticileri ve üyeleri katıldı. Ortak açıklamayı okuyan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Eş Başkanı Hülya Ulaşoğlu, geçtiğimiz günlerde Bayraklı 20 No’lu Aile Sağlığı Merkezi ve Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yaşananları hatırlatarak, “Şiddet vakalarının birçoğu basına yansımıyor, çalışan arkadaşlarımız her yaşanan şiddet olayını bildirmiyor ancak istatistiklere yansıyan günde ortalama 33 şiddet vakasıyla karşı karşıyayız. Artık yeter! Bu ülkede adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz, tüm kamuya, kamu emekçilerine, sağlık emekçilerine sahip çıkalım. Sağlıkta Şiddet Yasası bir an önce çıkarılsın ve saldıranlar en ağır cezayı alacaklarını bilsin” dedi.
ÇAĞRILARIMIZA KULAK TIKIYOR
Geçtiğimiz günlerde Bayraklı 20 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’ne gelen bir hasta tarafından sağlık çalışanlarına yapılan şiddeti hatırlatan Ulaşoğlu, şunları kaydetti: “11.07.2019 tarihinde Bayraklı 20 No’lu Aile Sağlığı Merkezi’ne gelen bir hasta Dr. Mahide Agara’dan kendisine rapor yazmasını istemiş, istenilen raporun yazılamayacağı bildirdiğinde Dr. Agara’ya bağırmış ve tehdit etmiştir. Yardıma gelen, aynı zamanda kalp hastası olan Dr. Alper Durmuş Sönmez de aynı şahsın saldırısına uğramış, Çiğli Bölge Eğitim Hastanesi Acil Servisi’ne kaldırılmıştır. Sağlık emekçilerine yönelik baskı ve şiddetin diğer bir kanıtı da yine aynı gün İzmir Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesi’nde hemşirelerle birlikte çalışan tüm sağlık emekçilerinin kendini yoğun bakıma kapatması, orada rehin kalmalarıdır. 17 Nisan’da Ersin Arslan’ın öldürüldüğü gün tüm ülkede alanlara çıktık, ‘17 Nisan sağlıkta şiddetle mücadele günü ilan edilsin, TTB ve tüm sağlık örgütleri sendikalar ve Odalarla ortak çalışma yapılsın ve Sağlıkta Şiddet Yasası çıkarılsın’ dedik, açıklamalar yaptık ama hükümet tüm çağrılarımıza kulak tıkıyor, ısrarla sağlığa erişimi daha da zorlaştırıyor.”
Hükümetin sağlık politikalarını eleştiren Ulaşoğlu, “80 milyon olan ülke nüfusumuza karşı, geçen yıl acil servise başvuru 130 milyon hasta sayısına ulaşmış. Poliklinikte katkı katılım payı ödemek istemeyen, gün geçtikçe yoksulluğa düşen hastalar acil servislere başvuruyor. Acil servisin iş yükü artıyor, gerçek acil hastaya zamanında müdahale gecikiyor. Hastalar medyadan öğrendiği ve iktidarın kullandığı dil sebebiyle insana yakışır şekilde alamadığı sağlık hizmetinin sorumlusu olarak sağlık emekçilerini görüyor. İki gün içinde İzmir Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesinde önce yoğun bakımda, sonra acil serviste iki şiddet vakası yaşandı. Üstelik acil serviste, güvenlikten sorumlu kolluk güçleri olaya seyirci kalmış bu da yetmezmiş gibi saldırgan vatandaşı elleriyle yolcu etmişlerdir. İzmir Tabip Odası’nın ve sağlık emekçilerinin tepkisiyle saldırgan gözaltına aldırılmıştır” ifadelerini kullandı.
ARTIK YETER!
Sağlıkta şiddet yasasının bir an önce çıkarılması için çağrı yapan Ulaşoğlu, “Artık yeter! Bu ülkede adalet istiyoruz, hukuk istiyoruz, tüm kamuya, kamu emekçilerine, sağlık emekçilerine sahip çıkalım. Sağlıkta Şiddet Yasası bir an önce çıkarılsın ve saldıranlar en ağır cezayı alacaklarını bilsin. Kamu görevlileri olarak halka hizmet veren sağlık emekçilerine yönelik her türlü saldırının engellenmesi il yöneticileri, güvenlik güçleri ve hastane yöneticilerinin sorumluluğu altındadır. Sayın Valiyi, hastane başhekimini, İzmir emniyet güçlerini göreve çağırıyoruz. Halkımızın, hastalarımızın güvenli daha nitelikli sağlık hizmeti almasının birinci koşulu; hizmeti verenlerin güvenliği ve rahatlığıdır, tüm halkımız ve sağlık emekçileri için güvenli iş güvenli gelecek diyoruz” açıklamasında bulundu.