Şahin’den stat önerisi

Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, İzmir’in gündemini epey bir süredir meşgul eden stat sorunu hakkında öneride bulundu Şahin, Menemen Ulukent’te Milli Emlak’a ait araziye stat yapılabileceğini belirterek, “Parayı Menemen Belediyesi’ne aktarın, Menemen Belediyesi sizin adınıza Milli Emlak’ın yerine stat yapsın. Milli Emlak, gelip dava açıp stat inşaatını durduracaksa davayı Menemen Belediyesi’ne açsın. Biz bu konuda da hazırlıklıyız” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 01.08.2015 07:30
  • Güncelleme Tarihi : 01.08.2015 07:30
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Şahin’den stat önerisi

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN ÖZEL HABER

Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin, gündeme dair gazetemize özel açıklamalarda bulundu. Şahin, Kuzey Ege Otoyolu projesinden, Çandarlı Limanı’na, Limandan İzmir’in artık kanayan yarası haline gelen stat sorununa ve daha birçok konuda çarpıcı açıklamalar yaptı. Şahin, stat sorununun İzmir’de yıllardan bu yana var olduğuna değinerek, “Afyon’da profesyonel kulüp yok. Afyon’da stat var. Bugün Karşıyaka, Göztepe, Altınordu olmak üzere üç tane PTT 1. Lig takımımız var. Hepsi de şampiyon olabilecek kadrolara sahiptir. Yarın bir gün üçü birden şampiyon olduğunu düşünürsek ikisi direk diğeri de playoff’tan çıktığını varsayarsak bu takımlar Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor gibi takımlarla nerede oynayacaklar. Bu konuda ciddi bir problem yaşanacaktır” diye konuştu.

“HEM YEREL HEM DE MERKEZİ YÖNETİMİN SUÇU VAR”

Şahin, yaşanan stat sorununda genel merkezi hükümetin kabahati olduğu kadar yerel yönetimin de bu konuda kabahati olduğunu düşündüğünü belirterek, “Ben yüreğimdekini söyleyen bir insanım. Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yerinde olsam kimseyi dinlemezdim. En azından 15-20 bin kişilik bir stadı İzmir’e yapardım. Bu konuyu her ikisinin de kabahatli olduğu bir konu olarak görüyorum. Göztepe kendi stadını yapmak adına bir atılım yaptı. Göztepe’ye de bu konuda yardımcı olmak gerekir. Göztepe’nin kulüp başkanı bu konuya çok sıcak bakıyor. Ben çıkarsam stadım da hemen hazır olsun mantığı ile bakıyor. Stadı yapmak için sporu ve futbolu seveceksiniz” ifadelerini kullandı.

“ULUKENT’TE YER VAR”

Kendilerinden stat konusunda taleplerin olduğunu ama bu talepleri karşılayamayacaklarının altını çizen Şahin, “Biz bu talepleri karşılayamayız. Biz ancak kendi kedine yeten bir kulübüz. Bizde PTT 1. Lig’e çıksak bizde aynı problemleri ve sıkıntıları yaşayacağız. Ulukent’te çok güzel bir Milli Emlak arazisi var. 25-30 dönüme yakın çok güzel bir konumda yer alıyor. Buraya 15-20 bin kişilik stat yapılabilir. Stat yapılacak yer hem İZBAN hattına hem de karayoluna yakın çok güzel bir yerde bulunuyor. Karşıyaka, Altay, Menemen gibi kulüpler çok rahat burada oynayabilir. Bu öyle çokta büyük bir yatırım değil. 20 milyonluk bir yatırım. Bazı yerlere gözünüzü kırpmadan 50 milyon TL harcıyorsanız, 20 milyon TL harcayıp stat da yapabilirsiniz. Yok, burası benim değil Milli Emlak’ın diyorsanız parayı Menemen Belediyesi’ne aktarın, Menemen Belediyesi sizin adınıza Milli Emlak’ın yerine stat yapsın. Milli Emlak, gelip dava açıp stat inşaatını durduracaksa davayı Menemen Belediyesi’ne açsın. Biz bu konuda hazırlıklıyız” şeklinde konuştu.

 

“İZMİR AÇ BIRAKILDI”

İzmir’in merkezi hükümet yönünden yatırıma aç bırakıldığına değinen Şahin, “Türkiye’nin üçüncü büyük kentinden bahsediyoruz. Ama baktığınız zaman İzmir’in yatırıma aç kalmış bir kent olduğunu görüyoruz. İzmir’in kuzeyi ise iyice sefalet içerisinde bırakıldı. Güney kısmına baktığımızda öyle veya böyle Aydın’a kadar uzanan bir otoban var. Ulaşım bir insanın yaşamında yaşamını kolaylaştıran en büyük etkenlerin başında geliyor. İstanbul’a baktığınızda Edirne’ye kadar otoban ile ayağınızı gazdan kaldırmadan gidebiliyorsunuz. Hem benzinden, hem zamandan hem de araç amortismanından ciddi tasarruf elde ediyorsunuz. İzmir’den çıktığınızda ancak Koyundere’ye kadar 20 km’lik bir otoban var. Daha sonra da biz otoban yaptık diye İzmirliyi avutuyorsunuz. Merkezi hükümetin İzmir’e bakış açısı ne yazık ki iyi değil. İzmir’e yatırım gelmiyor. Bu durumun böyle olmasının sebebinin İzmir’de yerel yönetimin başka genel yönetimin başka olmasından da olduğu söylenebilir. Özellikle son 15 yıldan bu yana 2002’den bu yana bu durum daha bir kötü durum halini aldı. Buradaki otobanın kesinlikle Çanakkale’ye kadar gitmesi gerekir. Tüm sahil şeridini birleştirmesi gerekir. Hem Türkiye’nin batıya açılan pencereleri; İzmir, Çanakkale, Gelibolu, Keşan ve Edirne diyeceksiniz. Hem de ulaşım ağını güçlendirmeyeceksiniz. Sonra da ben batıya yatırım yaptım diyeceksiniz. Böyle bir anlayış olamaz. Otobanın Menemen Koyundere’de kalması çok yanlıştır. Acilen hükümetin bu işe el atması gerektiğinin altını çiziyorum” diye konuştu.

“BİLİNÇLİ YATIRIM YAPILMIYOR”

Şahin, Çandarlı Limanı hakkında da açıklamalarda bulunarak, “Orayla ilgili ulaşım ağınız yok. Liman faaliyete geçtikten sonra şehir içi trafiğini mahvedeceksiniz. Sonra ‘duble yol yaptım’ diye övüneceksiniz. Çandarlı Limanı, Petkim Rafinerisi gibi sanayi devlerinden söz edeceksiniz, Aliağa’yı demir çelikler mezbahasına çevireceksiniz. Böyle ağır sanayiyi buraya vereceksiniz. Bütün bunların yanında ise ulaşım ağını düzenlemeyeceksiniz. Böyle bir planlama olamaz. İzmir’e bilinçli bir şekilde yatırım yapılmadığını düşünüyorum. Çandarlı Limanı devreye girmeden otobanın mutlaka bitmesi gerekir. Çandarlı Limanı’nı 3-4 yılda hizmete sokacağız diyorsunuz. Peki, siz otoyolu 4 yılda bitirebilecek misiniz? Bu mümkün değildir, kaplumbağa hızı ile giderse hiç mümkün değildir. Şu haliyle birlikte yol artık yetmiyor. Cuma ve hafta sonları bir de günlük turizme bakıldığı zaman 15 km’ye varan trafik sıkışıklığını yaşıyorsunuz. Yaşanan tüm bu sıkıntılar zaman kaybından tutun da ülke ekonomisine kadar birçok zarara sebep oluyor. Sadece önyargıdan yapmadıklarının yanında biraz da matematik bilmediklerinden dolayı bunları yapmadıklarını düşünmeye başladım. İzmir’i sevmedikleri gibi artık kendilerini de sevmemeye başlamışlar” dedi.

“KUZEYE HAVAALANI ŞART”

Kuzeye mutlaka bir havaalanının yapılmasının gerekli olduğunun altını çizen Şahin, “İzmir trafiğinin içi bu kadar sıkışık iken buraya kuzeye bir havaalanı çok yerinde olur. İzmir’in yarısı kuzeyde yaşıyor. Bayraklı, Bornova, Karşıyaka, Çiğli, Menemen, Aliağa, Foça, Bergama ve hatta Ayvalık ve gibi ilçeleri de dahil ederseniz 2 milyon nüfus kuzeyde yaşıyor. O zaman 2 milyona nüfusa mutlaka bir havaalanı yapmanız gerekiyor diye düşünüyorum. İstanbul’a üçüncü havaalanını yapıyorsunuz. İzmir’e de Adnan Menderes Havaalanı kadar büyük olmasa da ileride büyüyebilecek bir şekilde Çiğli-Kaklıç Havaalanı’nın yapılması gerekiyor. En azından bunu yapsınlar ki insanların hem zamandan hem de akaryakıttan faydalanma şansı olsun. Bunlar yapılmadığı için de İzmir’e iyi niyetle bakıldığını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.

“MENEMEN SERBEST BÖLGEDEN FAYDALANMIYOR”

Şahin, eskiden deri organize olarak çalışan Menemen Serbest Bölgesi’nin büyük bir istihdam merkezi olduğuna dikkat çekerek, “Menemen Serbest Bölgesi deri sanayi ile ilgiliydi. Aşağı yukarı diğer sektörlerinde oraya girdiğini görüyoruz. Ancak her ne hikmetse deri sektöründe Rus piyasasının kaybolması dericiler açısından sektörde istihdam sıkışıklığı yarattı. Daha sonra orası serbest bölge şekline girdi. Serbest bölgeden ne kadar faydalanıyor Menemen? Menemen bana göre faydalanmıyor. Oradaki işletmelerin yüzde 40 kapasite ile çalıştığı söyleniyor. Yüzde 40’ının da yüzde 10’unun tam kapasite ile çalıştığı söyleniyor. Normalde orada 100 fabrika varsa 18-20 fabrika çalışıyor gibi gözüküyor. Bu Menemen’e ekonomik anlamda çok büyük bir avantaj getirmiyor. Girdisi de yok Menemen’e. Serbest bölge daha çok firmaların genel yapısının dışarıdan olduğu ekonomik girdisinin olmadığı bir yer olarak gözüküyor. O bölgenin, serbest bölgeden çıkarılması talep ediliyor. Fakat her ne hikmetse serbest bölgeden bir türlü çıkarılmadı. Oradaki işletmelere pek bir faydası olduğunu düşünmüyorum. Orası ile ilgili en doğru kararı bakanlığın zamanında vereceğini düşünüyorum” dedi.

“BÜYÜKŞEHİR İKİ ELİNİ BAŞININ ARASINA ALSIN BİR DAHA DÜŞÜNSÜN”

Şahin, Menemen’in ne bir sanayi kenti, ne de bir konut kenti olmadığını Menemen’in öncelikle tarım kenti olduğuna işaret ederek, “Fakat tarımcının köylünün hali 15 yıldır ortadadır. Bu hükümet döneminde onu ekme bunu ekme, ona teşvik verme buna teşvik verme gibi söylemlerle tarımla uğraşan kesim zor durumda bırakılmıştır. Çiftçi ve köylü yoksa esnafta yoktur. Öncelikle Türkiye’nin bir tarım politikası belirlenmelidir. Türkiye’de yarın ne ekeceğinizi bilmiyorsunuz. Bölgesel ve ülkesel olarak tarım politikaları oluşturulmalıdır. Türkiye bunu yapmadığı sürece köylü ve çiftçi mağdur olmaya devam eder. Menemen ölçeğinde düşünmek gerekirse İzmir’e 400 milyonluk fuar alanı yapıyorsunuz tamam güzel tebrik ederiz. Fakat Menemen Ovası’na da kapalı damlama sistem için 100 milyon lira ayırırsanız bu işi becerebilirsiniz. İki ürün alacağınız yerde üç ürün alırsınız. Yapılan yatırımlardan hangisi faydalı diye İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iki elini başının arasına alarak düşünmesi gerekir. 400 milyonluk Fuar yatırımı mı daha fazla yararlı olur, yoksa Menemen Ovası’na 100 milyonluk kapalı damlama sistemi yatırımı mı daha faydalı olur diye düşünülmelidir. Menemen’e yapılacak en büyük iyiliklerden bir tanesi açık kanallarla sulanan tarım topraklarımızın kapalı damlama sistemine geçirilmesi olacaktır. Fuar yapıldı teşekkür ederiz ama 100 milyonda tarımıma ayır benim” şeklinde konuştu.

Haber Merkezi