“Sahip çıkıyoruz”

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, “15 yıl önce sosyal güvence yüzde 55’i geçmiyordu. Bugün yüzde 98’lere vardı. Vatandaşına sahip çıkan sosyal devlet bu şekilde olmalı” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 27.12.2017 08:25
  • Güncelleme Tarihi : 27.12.2017 08:25
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Sahip çıkıyoruz” haberinin görseli

KENAN YEŞİL

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ,  Karabağlar Kaymakamlığı  ‘Yorgun Çınarlara Vefa Borcu’ projesi kapsamında yaşlılarla öğle yemeğinde bir araya geldi. Bir restoranda gerçekleşen buluşmaya Dağ’ın yanı sıra Karabağlar Kaymakamı Mehmet Sadık Tunç, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Nesim Tanglay, AK Parti İl Başkan Yardımcısı Nazmi Yılmaz, AK Parti Karabağlar İlçe Başkanı Kazım Erten ve yaşlılar katıldı. Yaşlılarla yakından ilgilenen Hamza Dağ, onlardan gelen isteklerini dinledi.

Yemekte bir konuşma yapan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ,  “Ne kadar onur duysak, Rabbimize ne kadar şükür duysak azdır. Böyle bir vatanda böyle bir ülkede Müslüman bir camiada bizi dünyaya getirdiği için her saniye hamd etsek gerçekten azdır. Kendisi kitabında bize talimat veriyor. O büyükleriniz sizin yanınızda yaşlandığında onlara ‘öf’ bile demeyin. Bırakın yan gözle bakmayı, kızmayı öf bile demeyin. Çünkü bir gün siz de yaşlanacaksınız. Bu talimatı biz kendi hayatımızda tatbik etmekle meşgulüz. Siyasetçi yönetici olarak bunu sadece kendi ailemize değil ülkemizin tamamında bunu imar ve inşa etmemiz lazım. İmar sadece binaların yenilenmesi ile olmuyor. Karabağlarda imar sorunu olabilir. Ama imar sorunu olmayan başka yerlerde olan sorunlar bizde yok. O büyük binalarda tek başına yaşayan, komşusu olmayan yan komşusu olmayan sorunlar bizlerde olmayabilir. Bugün batıya gittiğimizde hepsini görüyoruz. 18 yaşına gelmiş çocuk aileden kopartılıyor” dedi.

SOSYAL DEVLET VURGUSU

Anayasamızda en temel ilkelerden birinin sosyal devlet olduğuna vurgu yapan Dağ, “2002’den bu yana çok önemli hizmetler yaptık. Yollar, hastaneler, eğitim kurumları.. Eksikliklerimiz de yapamadıklarımız da olabilir. Yapmak istediğimiz ama elimizde imkan az olunca az gerçekleştirdiğimiz ya da niyet olarak iyi niyetle yola çıkıp gerçekleştiremediğimiz işler olabilir. Ama 15 yılda ülkemizin kat ettiği yolu sizler iyi bilen yaşlardasınız. Bunların en başında sosyal devlet ilkesi, sosyal olarak kendi vatandaşına bakma hüviyeti kazandırmış olmak geliyor. 15 yıl önce sosyal güvence yüzde 55 i geçmiyordu. Bugün yüzde 98’lere vardı. 15 yıl önce avukatlığımın yeni döneminde hasta olduğumda gidebileceğim doktor yoktu. Paramla tedavi olurdum. Bu parayı nerden buluyorsunuz. Her sene hazinen bilmem kaç TL sosyal güvenlik kurumuna para aktarıyorsunuz diyorlar. Evet aktarıyoruz. Birilerine peskeş için değil vatandaş için aktarıyoruz. Bunu yapmaya da devam edeceğiz. Vatandaşına sahip çıkan sosyal devlet bu şekilde olması gerekir. Bir senede Karabağlar’da 12 bin 500 vatandaşa kömür dağıtılmış. Bu birileri tarafında kömür makarna dağıttınız diye eleştiriliyor. Bu insanlara kömür ve makarnayı kaymakam yada dernek vasıtasıyla dağıtıyoruz. Vatandaşın gönlüne girebiliyorsak bizim için yeterli. Oy almak hepimizin hedefi olacak ama öncelik hedefimizi gönüllere girmek” diye konuştu.

PROJEYİ GELİŞTİRECEĞİZ

Karabağlar Kaymakamı Mehmet Sadık Tunç ise projenin sosyal devletten hareketle huzur evlerinde kalmak istemeyen, sosyal güvenceleri olmayan 60 yaşını aşmış yaşlıların mutluluğunu amaçladıklarını ifade ederek, “Devletimizin temel ilkelerinden biri sosyal devlet olmaktır. Genliğinde çalışarak bu ülke için üreten vatandaşlarımızı bundan sonraki hayatlarında daha konforlu yaşanmaları için bu projeyi başlattık. Halk eğitim merkezlerinde yetiştirdiğimiz yaşlı bakım  elamanlarını hafta bir iki kez ailelere gönderiyoruz. Temizliklerini, kişisel bakımları ile ilgileniyorlar. Sağlık ile ilgili sıkıntıları varsa arkadaşlarımız onları hastaneye, doktora götürüyor. Bunlar bizim kontrolümüzde yapılıyor. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyoruz. Daha konforlu bir yaşam geçirmeleri için devletin bize sunduğu imkanları onlara ulaştırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Devletimizin sunduğu imkanlarla şu an 100 aileye bu hizmeti sunuyoruz. Ulaşamadığımız insanlar varsa bizlere bilgilendirerek ulaşamadığımız vatandaşlarımıza da ulaşmak istiyoruz. Bizim bu projeyi daha da geliştirme imkanımız var. Ayrıca bu proje dışında günde 700 kişi sıcak yemek sunduğumuz bir aş evimiz var. 500 bin nüfusu olmasına rağmen bazı şeylerin eksik olduğunu görüyoruz ilçemizde. Şehrin büyük bir kısmı kentsel dönüşüme tabi olmasından dolayı kamu hizmetlerinden diğer ilçelerimize göre daha az yararlanmakta. Spor tesislerimiz eksik. Deniz görmemiş aileler, çocuklarımız var. Haydi Çocuklar Yüzmeye diye bir projemiz var. 4 yılda 4 bin çocuğumuzu yüzme kurslarına götürdük” diye konuştu. AK Parti Karabağlar İlçe Başkanı Kazım Erten de sosyal devlet ilkesinin gerektirdiği hassasiyet ile her yaş grubunun özellikle yaşlıların hayatını nitelikli hala getirme amacında olduklarını ve bunları yerini getirmeye çalıştıklarını söyledi.

KUTU KUTU KUTU

Hüküm çok bariz

İzmir Bölge Müdürlüğünü ziyaret eden Dağ, yaptığı açıklamada, 696 sayılı KHK'de yer alan 121. maddedeki metni okuduğunda hukukçu olarak farklı bir şekilde yorumlamadığını belirtti.Nereden bakılırsa ona göre yorum yapıldığını aktaran Dağ, şöyle devam etti:“Bardağın boş tarafından bakarsanız boş tarafına göre yorum yapıyorsunuz, dolu tarafından bakarsanız dolu tarafına göre yorum yapıyorsunuz. İftira üzerinden birilerinin hakkına giren insanlar oluyor, daha sonra şikayet edilen kişi beraat ediliyor, takipsizlik oluyor. Bu kişiyle ilgili yarın bir gün dava açılmayacak mı şeklinde de yorumlar yapılıyor. Bu da çıkmaz bu işten.”

Maddedeki açık hükmün çok bariz belli olduğunu vurgulayan Dağ, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesi insanlar tankın üzerine çıktığını, dolayısıyla tanka zarar verdiğini, bunun normal şartlarda mevzuata göre bir suç olduğunu bildirdi.Dağ, resmi kişiler için bir ceza olmadığı ortadayken sivil kişiler için de çok net bir hüküm koymak gerektiğini belirten Dağ, şu görüşlere yer verdi:“Bugün olmaz yarın olur, bakarsınız biri oradan çıkar bir şey yapar. Onun için de bunun tedbirini de almak lazım. İnsanların kendi canlarını ortaya koyarak sokağa çıkması neticesinde akim kalan darbe girişiminde o insanları bir rahatlatmak lazım. Aynı zamanda yarın da buna benzer durum hasıl olduğunda 'devletim bana sahip çıkıyor zaten, çıktı bugüne kadar, bundan sonra da çıkar' demesi lazım insanların. Onun için de o hüküm bence öyle sağa sola çekilebilecek bir hüküm değil. Uygulayıcılara da sordum, tanıdığım yargı mensuplarına 'bunu nasıl yorumluyorsunuz' diye. Onlar da bizim gibi yorumluyor. Farklı bir şekilde yorumlamıyor. Yorumda faklı bir durum ortaya çıkarsa düzeltilir. Ama oradaki amaç belli, 15 Temmuz gecesi 16 temmuz sabahı bu darbe püskürtülünceye kadar, püskürtmek için canını ortaya koyarak sokağa çıkan insanların ceza kabul edilebilecek olan hususlardan kurtarılmasını amaçlayan bir hüküm.”

ASIL MESELE UYGULAYICILARDA

Bu konuda “asıl meselenin uygulayıcılarda” olduğuna işaret eden Dağ, şu değerlendirmelerde bulundu:“Savcılar, hakimler, Yargıtay ne düşünüyor. Onların farklı bir şekilde düşünmediğini, yorumunun farklı olmadığını görüyoruz. Bunu bir tek muhalefet farklı yorumluyor. O da, dediğim gibi baktığı yere bağlı. Genelde olumsuz taraftan baktığı için ona göre bir yorum yapma yoluna gidiyor. Burada olumsuz yorumlanacak bir durum görmüyorum. Ama düzenleme konusunda da eğer kafada istifham oluşur, yarın başka yere çekme konusu olur, yargı içinde art niyetli yorumlar yapılır gibi bir durum olursa daha açık bir şekilde o düzenlenebilir.”