Sayfa Yükleniyor...
Türk Psikologlar Derneği Etik Komisyon Üyesi Prof.Dr. Nilhan Sezgin, sahte psikologlara karşı vatandaşları uyararak, Hangi üniversiteden mezun olduklarını ve diplomalarını araştırın. Hatta TPDne kayıtlı olup olmadıklarına bakın dedi
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Psikolog olmadığı halde kendisini psikolog olarak tanıtıp haksız kazanç edenlere yönelik tepkiler giderek artıyor.
Türk Psikologlar Derneği, psikoloji diploması olmadığı halde psikolog unvanıyla çalıştığı görülen kişi ve kişiler hakkında yasal yollara başvuracaklarını duyurdu. Ankara Üniversitesi Klinik Psikoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türk Psikologlar Derneği Etik Komisyon Üyesi Prof.Dr. Nilhan Sezgin, psikologların meslek elemanı olarak serbest çalışmalarının ölçütlerinin, yeterlik ve sınırlarının tanımlandığı bir meslek yasasının olmamasının denetim yapılmasına engel teşkil etmekte ve özellikle psikolojik yardım ve bilgi alan kişilerin mağdur olmalarına yol açtığını belirtti. Vatandaşların psikolojik yardım almadan önce dikkat etmesini gereken bazı hususlara dikkat çeken Sezgin, klinik psikolog, adli psikolog, gelişim psikologu, endüstri psikologu, örgüt psikologu gibi psikolojinin farklı alanlarındaki uzmanlık derecelerinin ünvanlarına hak kazanılması için gerekli lisansüstü eğitim ve uygulamaların başarıyla tamamlanması gerektiğini kaydetti.
DİPLOMALARINI ARAŞTIRIN
Vatandaşların yardım almak amacıyla başvurdukları psikologların hangi üniversiteden mezun olduklarını ve diplomalarını araştırmaları hatta gerekirse TPDne kayıtlı olup olmadıklarına dikkat etmeleri gerektiğine vurgu yapan Sezgin, Bunun yanı sıra, hizmet veren kişilerin verdikleri terapi-eğitim-uygulamaları tanıtma şekline dikkat etmeleri; tanıtımda özellikle belirli seans sayısında yakınmanın ortadan kalkması gibi garanti veriliyorsa bu hizmeti sorgulamaları önerilir. Çünkü psikoterapi ve uygulamalarının gidişatı ve süresi terapi alan kişinin özellikleri, kişinin yakınması, yakınmanın akut veya uzun süredir devam ediyor olması, herhangi bir yaşam olayına gösterilen geçici bir tepki olup olmaması, kişinin yaşamında destek sistemlerinin olup olmaması, fiziki ve nörolojik nedenlerin olup olmaması gibi pek çok koşula bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Bu gibi kesin vaatler veren kişi ve merkezlerin uygun ve yeterli bir psikolojik destek verme konusunda gerçekçi olma olasılıkları hemen hemen hiç yoktur ve zarar verme riskleri maalesef yüksek olabilmektedir. Benzer şekilde çok sayıda ve farklı yakınma listelerinin her biri için çözüm bulacaklarını, vadeden, herkese uygun reçete benzeri uygulama yaptığını ileri süren ya da her yaş grubunda etkin olarak çalıştığını iddia eden kişilerin yetkinliği sorgulanmalıdır. Örneğin; çocuk ve yetişkinlerin zihinsel ve duygusal yapıları, yaşamlarında sorun olan konular, baş etme mekanizmaları aynı değildir ve o konuda uzman olmayan kişiler, söz konusu yaş grubunun normal-olması gereken gelişim ve süreçlerini bilmeden yardım edemezler dedi.
BİLGİLENDİRME DEĞİL REKLAM YAPIYORSA DİKKAT!
Vatandaşların psikolojik destek almadan önce dikkat etmeleri gereken diğer hususlara da dikkat çeken Sezgin, şunların altını çizdi: Psikolog olarak hizmet veren kişiler kamuya yönelik yayın organlarını kullanarak kamuoyunu aydınlatmak amacıyla bilgilendirme değil reklam amaçlı açıklamalar yapıyorlarsa, kendi yararlarına hizmet ortamı oluşturmak amacıyla verdikleri hizmete ve ücretlendirmeye yönelik hatalı ve yanlış bilgilendirme yapıyorlarsa verdikleri hizmetlerin uygun ve yetkin bir uzmanlıktan uzak olma olasılığı çok yüksektir. Çünkü uygun ve yeterli bir psikoloji eğitimi almış olan meslek elemanları mesleki etik kurallarının sorumluluğuna sahiptirler. Bu meslek etiği ve sorumluluk bilinciyle bu tür reklam ve çıkar sağlayıcı hatalı bilgilendirme yapmazlar. Kullanılan teknik-terapi yaklaşımı geleneksel, klasik yaklaşımlardan farklı ve yeni ya da tamamlayıcı bir yöntem ise mutlaka bunun bilimsel olarak faydalarının kanıtlanmış olmasına, bu yeni/tamamlayıcı yöntemi uygulayan kişinin bu konuda geçerli eğitim ve deneyime sahip olduğunu kanıtlayan geçerli diploma, eğitim sertifikasına (katılım belgesi değil, uygulama yapma yetkinliği için gereken kuramsal ve uygulamalı eğitimi başarıyla tamamlamış ve o yöntemi-terapiyi uygulama yetkinliğine sahip olduğunu gösteren belge olması önemli bir noktadır) sahip olup olmadığına dikkat edilmesi ya da bu yöntemin uygulandığı başka kişiler olup olmadığının araştırılmasında yarar vardır.
SAHTE UNVAN KULLANANLAR HAKKINDA YASAL İŞLEM
Türk Psikologlar Derneğinin bu tür sahtekarlıklara karşı yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Sezgin, İlk önlem yukarıda belirtildiği gibi kamuoyunun değişik kaynaklar yoluyla bilgilendirilmesidir. Her hangi bir etik ihlale ilişkin olarak TPDnin etik kuralları kapsamına giren başvurular değerlendirilip şikayet edilen kişi/kurum TPD üyesi ise TPD Etik Kuralları yürütme koşullarına uygun olarak önce inceleme yapılarak gerekli uyarı ve işlemler başlatılır. Ancak, her mesleğin etik kural işleyişinde olması gerektiği gibi işlemlerin yürütülmesi sırasında şikayetçi ve şikayet edilen her iki tarafın ve değerlendirme, yürütme işleminin zarar görmemesi amacıyla gizlilik ilkesi çerçevesinde dikkatli davranılarak işleme yönelik olarak meslek grubuna ya da kamuya açık yayın organlarına açıklama yapılmaz. Kişilerin TPDye kayıtlı olmamaları ve sahte unvan kullanarak zarar verme durumlarında ise her meslek için geçerli olan şekilde yasal işleme başvurulur. TPD, Avrupa Profesyonel Psikologlar Birliği (EFPA) üyesi bir dernektir ve Türk Psikoloji Etik Kural ve Yönetmeliği, EFPA Etik Kural ve Yönetmeliğine uygun olarak hazırlanmıştır ve EFPA üyesi derneklerle ortak çalışmalar yapmaktadır açıklamasında bulundu.
Haber Merkezi