Şairin kalbi evrenin ritmine bağlıdır

‘Kader Eğiriyor Analar’ ve ‘Her Mevsim Hüzün’ kitaplarının yazarı Şair Salih Demiray ile şiir üzerine konuştuk. Genç yaşlardan beri şiir tutkunu olan Demiray, “Şiir benim dilim, vatanım ben onsuz üşürüm” dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 06.02.2020 11:21
  • Güncelleme Tarihi : 06.02.2020 11:21
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Şairin kalbi evrenin ritmine bağlıdır

ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ
Şairler ile röportaj yapmak hem daha fazla öğrenmek hem de şairi biraz daha tanıyıp, okuyucuya tanıtmak benim için her zaman değerli oldu. Şair Salih Demiray, “Her Mevsim Hüzün” den sonra ikinci şiir kitabı “Kader Eğiriyor Analar” ile okuyucularına merhaba dedi. Şimdi şairimizin hikayesini kendi ağzından dinleyelim…
Öncelikle şiir ile olan hikayenizi sizden dinlemek isteriz… Nasıl oldu da yazmaya başladınız?
Çocukluk ve gençlik dönemim babamın memuriyeti nedeniyle Anadolu’muzun çoğunlukla Doğu bölgesinde olan il ve ilçelerinde geçti. Buralarda sözlü gelenek çok etkindir. Halk aşıkları, söylenceler, yaşanmış öyküler özellikle çocuk dünyamda çokça yankı buldu. Söz’ün ne kadar etkili büyük bir güç olduğunun ayırdına vardım. Halk şiirleri o yöre halkının sohbetlerinin olmazsa olmazıdır. Yunus Emre, Karacaoğlan, Dadaloğlu, Pir Sultan ve daha niceleri. Kuşak olarak 78 kuşağıyım. Siyasal ve toplumsal olayların zirve yaptığı yıllar o yıllar. Gene babamın görevi nedeniyle doğu illerindeyiz. Siyasal bilinç ile tanıştığımız yıllar. O bölge halkının yoksulluğu geri kalmışlığı ana temamız ve isyanımız buna. Sorguluyoruz bunun neden böyle olduğunu dönemin gençliği olarak. Bu bir yazgı değil ekonomik eşitsizliğin bölgesel dışa vurumu temasında birleşiyoruz ve ne yapabiliriz bunu nasıl düzeltebilirize yoğunlaştığımız yıllar. Herkes bir dil bir rol model arıyor kendine bu süreçte. İşte bu sefer sosyal ve siyasal, geri kalmışlık yoksulluk konularına dikkat çeken Aşık Mahzuni Şerif, İhsani, Ruhi Su hayatımıza giriyorlar. Ve ben bir kez daha sözün büyülü gücüne tanık oluyorum. Kitleler üzerinde etkisi büyük bu ozanlarımızın. Bilinçlenme çalışmalarında büyük şair Nazım Hikmet kitapları ile karşılaşıyorum ve bu benim bilincimde bir anda bir sıçrama yaratıyor ve işte aradığım dil bu diyorum. Yani sanatların en özeli olan şiir sanatı. Böylece benim şiire olan yoğun ilgim bütün bilincimi kaplıyor. Ve şiir yazmaya başlıyorum, 15,16,17 yaş şiirler, her sevdiğim şairden ozandan esintiler var. Konuya derinleştikçe özellikle batılı şairlerin şiirleri ve şiir üzerine yazılarını okudukça şiir de “kendi dilini” oluşturmanın esas olduğunu gördüm. Yoksa başkalarının ayak izlerinde yürümek şair olmaya yetmiyordu. Çok okumak, gezmek, gözlemlemek gerektiğini anlıyorum şiir üzerine okuduğum bu kitaplardan. Ve o gündür bugündür okurum ve okuduklarımı yaşadıklarımla gördüklerimle, gözlemlediklerimle harmanlarım.



Şiir sizin için ne ifade ediyor?
Şiir benim dilim, vatanım ben onsuz üşürüm. Sözcüklerin o müthiş dünyası ile tanışan deyim yerindeyse kara sevdaya düşer. Hele bir de şiir için müthiş bir hazine olan ve çok esnek bir dil olan dilimizin incelikleri ile tanışmışsanız okunmuş okunmamış artık sizin konunuz olmuyor. Bu bir tutku karşılık beklemediğiniz. O şiirin bilincinizden süzülüp gelişi var ya deyim yerindeyse bir annenin doğum acısı ve sonrası sevinci ile benzeştir. Artık o anne için çocuğunu başkasının sevip sevmemişinin, beğenip beğenmemesinin hiç ama hiç önemi yoktur. O ona aittir sonsuz bir sevgi ve bağlılık ile. Böyle bir şey işte…
Şiirlerinizde daha çok hangi temaları kullanıyorsunuz?
Şiirimin genel teması bir bütün olarak doğa ve onun bir parçası olan insandır. Açarsak; yaşamsal olan çevre sorunları, tüm boyutlarıyla insan, aşk, ayrılık, hüzün, keder, ölüm, ezilen, horlanan, dışlanan insanlar ve doğadaki tüm canlılar şiirimin ilgi alanına girer. Şairin kalbi evrenin ritmine bağlıdır olumlu olumsuz her şeyi ilk önce şair hisseder ve bunları dizelere döker.
Bu Şiilerde size ne kadar rastlıyoruz?
Şair şiirinin öznesi olmayacak kadar şiirin içine girmelidir. İlla ki kendine dair yaşanmışlıkları da şiirine yansıtır. Ama hepsi bu kadar… Ötesi okuduğu, gördüğü, hissettiği ve gözlemledikleri olmalıdır. Keskin bir gözlem yeteneğiniz yoksa eğer kendi hikayenize sıkışır kalırsınız ve bu şiir sanatının kabul edeceği bir şey değildir. Bu bakımdan şiire yatkın doğası olan bir şair çok okumalı özellikle de dilin inceliklerini bilmeli, çok gezmeli, çok görmeli ve hayata derinlikli gözlerle bakarak kimselerin göremediklerini görmeli ve bunları kendi oluşturduğu başkaları ile asla benzeşmeyen bir dil ile şiir sanatının kuralları dairesinde şiirine taşımalıdır.
Kitaplarınızla ilgili okurlarınızdan aldığınız geri dönüşler nasıl oldu?
 Kitaplarıma olan yoğun ilgi beni çokça memnun ediyor. Beni takip eden ve şiirlerime güzel değerlemeleri ile güç katan okur dostlarım ki ben onlara gönül dostlarım diye hitap ederim buradan sizin aracılığınızla gönül dolusu teşekkürlerimi iletmeyi bir gönül borcu olarak bilirim. Sağ olsunlar var olsunlar. Onlar öyle güzel insanlar ki benim sadece okurum değiller aynı zamanda gönüllü elçiliğimi yaparak çevrelerine kitaplarımı ve dolayısıyla beni tanıtanlardır. Onun için benim değerlilerimdir onlar.
Okurlarınıza buradan yeni bir kitabınızın müjdesini verebilir miyiz?
Sizin aracılığınızla ilk defe buradan duyurayım yeni kitap hazırlığı içerisindeyim. Yüreğim tamam dediğinde yüreği güzel dostlarımla buluşacaktır.
Son olarak belirtmek istediğiniz bir şey var mı?
Onurhan Bey, sanatçının sosyal sorumluluk projeleri içinde yer almasına dair görüşlerimi belirtmeden geçersem eğer bu röportaj eksik kalır. Batıda sanatçılar sosyal sorumluluk projeleri içinde yer alırlar. Burada amaç mevcut sorunları çözecek kurum ve kuruluşlara hem destek olmak hem de bu konuda ilgi uyandırarak bu desteği artırmaktır. Bu cümleden olmak üzere ben emekli maaşımla çıkardığım tüm kitaplarımın gelirinin tamamını lösemili miniklere bağışlıyorum.18 yaşında bir kız çocuğu olan kuzenimi İstanbul Üniversitesini kazandığı yıl lösemiye kurban verdik. Bu süreçte bu acıyı yaşayan öğretmen emeklisi olan amcamın hep yanındaydım. Böylece bu hastalığın hem ne kadar yıpratıcı hem de ne kadar çok masraflı bir hastalık olduğunu yaşayarak gördüğümden bugün kuzenimle aynı kaderi paylaşan yavrularımıza gücüm oranında “bağışçı” sıfatımla katkı sunuyorum. Bu konuda ilgili kurumun bana göndermiş olduğu çerçeveli teşekkür belgesi hayatımın en güzel ödülüdür ve evimin baş köşesinde yerini almıştır. Bu konuda gene benim en büyük destekçim gönül dostlarım dediğim okurlarımdır. Lösemili minikler konusunda satışlar yalnızca tarafımca yapılmaktadır. Facebook, Twitter, Instagram hesaplarım üzerinden kitaplarımın nasıl edinileceğine dair tarafımca bilgi verilmektedir.
SALİH DEMİRAY KİMDİR?
02.05.1961 Bünyan doğumluyum. Aslen Erzurum Aşkale nüfusuna kayıtlıyım. Babamın memuriyeti nedeniyle tahsil hayatımı Anadolu’nun çeşitli il ve ilçelerinde sürdürdüm. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. 30 yılı aşkın bir süre Adliyelerde Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptıktan sonra 2013 yılında Çağlayan Adliyesinden emekli oldum. Evliyim iki oğlum var.
 

Haber Merkezi