“Şakasına bile tahammül etmiyoruz”

Sosyal medyada paylaşılan Suriyeli bir işçiye yönelik şiddet görüntülerine tepki gösteren Halkların Köprüsü Derneği üyeleri, Işıkkent Ayakkabıcılar Sitesi girişinde “Özür Diliyoruz” yazılı pankart açtı


  • Oluşturulma Tarihi : 23.02.2017 07:26
  • Güncelleme Tarihi : 23.02.2017 07:26
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Şakasına bile tahammül etmiyoruz” haberinin görseli

E. ÇAĞLA GENİŞ

Geçtiğimiz günlerde Suriyeli bir işçinin karnına diziyle bastırdığı fotoğrafı, altına “Türkün Suriyeliden intikamı” notuyla sosyal medya hesabından paylaşan ve tepkiler sonrası olayın sanıldığı gibi şiddet içermediğini, şakalaşmadan ibaret olduğunu söyleyen kişiye tepkiler sürüyor.

Sosyal medya üzerinden şahsa yönelik tepkiler çığ gibi büyürken, Halkların Köprüsü Derneği üyeleri de Işıkkent Ayakkabılar Sitesi’nde konu ile ilgili basın açıklaması düzenledi. Ellerindeki “Özür diliyoruz” yazılı pankartla Suriyelilere yönelik nefret söylemlerine tepki gösteren dernek üyeleri, “Şakasına bile tahammül etmiyoruz” diyerek yaşanan olayı protesto etti.

“ÖZÜR DİLEMEK İÇİN BURADAYIZ”

Grup adına basın açıklamasını okuyan Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof.Dr. Cem Terzi, Suriye’de yaşanan iç savaşın 5’inci yılını doldurduğunu ve bu süreçte 7 milyon insanın ülkelerini terk etmek zorunda kaldığına vurgu yaptı. Şu an resmi rakamlara göre 3,5 milyon Suriyelinin Türkiye’de yaşadığını belirten Terzi, “Suriyeli işçi kardeşimizden ve bütün Suriyelilerden özür dilemek için buradayız. Suriyelilere yönelik nefret söylemine karşı mücadele etmek için buradayız. İzmir'de yaşayan Suriyelilere ‘Sizi seviyor ve sayıyoruz, haklarınız var, asla yalnız değilsiniz’ demek için buradayız. Kamp dışında yaşayanlar için sistematik bir barınma ve çalışma programı geliştirilmemiş; milyonlarca mülteci insan onuruna yakışmayan bir yaşama terk edilmiştir. Pek çok mülteci metruk binalarda, parklarda, köprü altlarında, naylon çadırlarda, çamur içinde, sağlık, eğitim gibi temel haklardan mahrum bir şekilde yaşama tutunmaya çalışmaktadır. Hayatlarını sürdürebilmek için ülke içinde göç ediyor ve kayıt dışı tarım işçisi olmak için şehir şehir geziyorlar” dedi.

YALNIZCA 4 BİN SURİYELİ İŞÇİ SİGORTALI

Çalışma hayatının mültecilerin en büyük hak ihlali yaşadıkları alan olduğunu dile getiren Terzi, “Hukuki statü yokluğu sonucu yüz binlerce insan kölelik koşullarında çalışmaktadır. Bugün itibariyle halen Türkiye’de 400 bin civarında Suriyeli işçi çalışmaktadır ve bu emekçi kitle üzerinden sağlanan ‘kazanç’, özellikle kayıt dışı işçi çalıştıran patronların kasasını şişirmektedir. Sadece 4 bin Suriyeli işçi sigortalıdır. Bu durum temel insan haklarına, mevcut çalışma hukukuna da aykırıdır ve derhal son bulmalıdır. Suriyeliler başta olmak üzere Türkiye’ye sığınan çeşitli uluslardan emekçilerin korunması için öncelikle onların yasal bir statüye kavuşturulmaları şarttır. Çözüm kalıcı statüyle, eşitlik sağlanmasına bağlıdır” ifadelerini kullandı.

ORTAK MÜCADELE VURGUSU

5 yılı aşkın süredir Türkiye’de yaşayan ve çalışan bütün Suriyelilere mülteci statüsü ve dileyenlere vatandaşlık hakkı verilmesini talep ettiklerini kaydeden Terzi, şunları söyledi: “Herkesin aynı haklarla yaşamasını sağlamak, tepki üreten ötekileştirmelerin giderilmesinin ve düşmanca duyguların önlenmesinin güvenli yoludur. Türkiyeli bir işçi hangi haklara sahipse, Suriyeli işçiler de aynı haklara sahip olmalıdır. Kaldı ki, kayıt dışı ve kuralsız sömürü aynı zamanda Türkiyeli emekçilerin de temel bir sorunudur ve bu sömürü koşullarının değişmesi ancak ortak bir mücadele ile mümkün olabilir. Mültecilerin, Türkiye’de git gide artan nefret söylemi ve ayrımcılık ile mücadelesinde emekçiler arası dayanışma ve birlikte örgütlenme tek çaredir. Türkiyeli, Suriyeli emekçiler sömürüye karşı birleşecek, birbirimize şiddet uygulamayacağız, kötü söz söylemeyeceğiz, hakça paylaşacağız ekmeğimizi hep beraber.”