- Gündem
- 10.05.2025 10:27
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helilİnay Kınay, salgın sürecinde atık yönetiminin büyük öneme sahip olduğunu belirtti
SULTAN GÜMÜŞ/ÖZEL HABER
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Helilİnay Kınay, sağlık tesislerinden kaynaklanan atıkların tehlike oluşturduğunu belirterek önemli açıklamalarda bulundu. Her türden atık, artık ve hurda ithalatının durdurulması gerektiğini vurgulayan Kınay, salgın sürecinde yürütülen kriz yönetimi çalışmalarında atık yönetimi sürecinin değerlendirilmesini, oluşturulan çalışma gruplarında çevre mühendisliği uzmanlık disiplininin yer alması gerektiğini kaydetti. Kınay, konuşmasına şöyle başladı: “Sağlık tesislerinden kaynaklanan atıklar; tıbbi atık olarak nitelendirilmekte olup, bünyesinde bakteri, virüs, parazit ve mantar türlerinin bulunduğu bilinen, enfeksiyon kaynağı olabilecek, bulaşıcı (kontamine) atıklar olup, temas halinde insan sağlığında ölüme varabilecek ciddi sağlık sorunlarına sebep olmakta, bertarafı kapsamında özel işlemler uygulanması gereken tıbbi atıkların, uygun olmayan koşullarda toplanması, taşınması ya da doğaya bırakılması çevre ve insan sağlığı için büyük riskler taşımaktadır. Sağlık tesislerinde, teşhis ve tedavi sürecinde oluşan atıkların Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği gereğince enfeksiyöz tıbbi atık olarak değerlendirilmesi ve ilgili yönetmelik ve yerel düzenlemelere göre de bertaraf edilmesi gerekmektedir. Bu süreçte sağlık tesislerinde atık yönetimine ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Yerel Yönetimlerin işbirliği içerisinde yöntem ve tedbirlere ilişkin gerekli altyapının kuruması ve yönetilmesi büyük önem taşımaktadır.”
“EVDEKİ TÜKETİM ARTTIKÇA…”
Atık yönetiminin ciddi bir konu olduğunun altını çizen Kınay, “kapsamlı altyapı ve denetim mekanizmaları gerektirmektedir. Türkiye henüz kendi atıklarıyla baş edemeyen bir ülke iken İngiltere, Belçika, Almanya, ABD, Hollanda, İspanya, İtalya, Slovenya, Fransa, Japonya gibi ülkelerden atık ithalatı yapmaktadır. Atık yönetimi süreci, atık ithalatının çevre ve halk sağlığı açısından yarattığı, yaratacağı risklere ilişkin görüşlerimiz ilgili idareler ve kamuoyu ile sıklıkla paylaşılmıştır. Ülkemize her türden atık, artık ve hurda ithalatı durdurulmalıdır. Sağlık tesislerinde enfekte olmuş yurttaşlarımızın tedavisi, Koronavirüsün ilaç ve aşı ve tedavi geliştirme çalışmaları sırasında ortaya çıkan atıkların; doğru koşullarda taşınması ve bertaraf edilmesi, yayılmanın yavaşlaması açısından önemli rol oynamaktadır. ‘Evde Kalmaya Çalıştığımız’ bu süreçte, atık miktarı ve niteliği de farklılıklar gösterebilmektedir. Hijyen nedeni ile ambalajlı ürün tüketiminin artması, evlerdeki tüketimin artması atık miktarında da bir miktar artışa neden olmaktadır” dedi.
YAĞIŞLA BİRLİKTE RİSK ARTIYOR
Ayrıca yeni oluşan koşullarda Covid-19 virüsü salgını nedeniyle ülke genelinde vatandaşların sokağa çıkarken kullandığı tek kullanımlık maske - eldiven gibi koruyucu ekipmanların taşıyabileceği enfekte özellik taşıma riski nedeni ile evsel atıklarla karışması ya da gelişigüzel atılmasının çevre ve insan sağlığı açısından risk oluşturduğunu belirten Kınay, “Diğer taraftan gelişigüzel atılması halinde bu malzemelerin yağışla birlikte akışa geçerek yağmur suyu kanalları, ızgaralar, kanalizasyon sistemleri gibi çevresel altyapı bileşenlerine de zarar verme riski bulunmaktadır. Atık Yönetimi süreci uzman teknik ve yardımcı personel tarafından yürütülmesi gereken, kapsamlı altyapı ve denetim mekanizmaları gerektiren çevre sağlığı ve çevresel altyapı süreçlerinin en önemli bileşenlerinden birisidir” yorumunda bulundu.
BAŞKAN KINAY’DAN ÖNERİLER
Salgın nedeni ile yaşadığımız olağanüstü koşullarda önerilerini sıralayan Kınay, şunlara yer verdi: “Sağlık tesislerinden kaynaklanan; Kovid-19 virüsü ile enfekte olmuş kişilerin kullandığı ve bulaşıcı maddeleri içeren veya içerme ihtimali olan tüm evsel ve klinik atıklar tıbbi atık olarak tanımlanmalı ve tıbbi atık prosedürüne uygun toplama, taşınma ve bertarafı yapılmalıdır. Tıbbi atıkların toplanması taşınması sürecinde çalışan tüm personelin kişisel koruyucu ekipmanlarını kullanmaları önem arz etmektedir. Kişisel koruyucu ekipmanlar da her zamankinden daha sık değiştirilmelidir. Sağlık kuruluşlarında oluşan tüm tıbbi atıklar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş kuruluş ve özel araçlar ile bertaraf tesislerine gönderilmektedir. Oluşan yeni duruma göre; tıbbi atıkların taşınması ve bertarafı sürecinin yönetimine ilişkin merkezi ve yerel yönetimler tarafından ivedilikle çalışmalar gerçekleştirilmeli, maliyetlerin karşılanması konusunda devlet desteği sağlanmalıdır. Atıkların kontrolsüz toplanması, evsel atıklarla karıştırılması ya da uygun bertaraf tesisine gönderilmemesi gibi uygunsuzlukların yaşanması ihtimaline karşılık denetimi daha ciddi gerçekleştirilmelidir.”