- Gündem
- 20.04.2025 00:38
Obur Mizah Dergisi kurucu karikatüristlerinden Emre Yılmaz ile Türkiye’de karikatür ve atölye çalışmaları üzerine konuştuk. Yılmaz kurduğu karikatür atölyesi sayesinde genç çizerlere yol gösteriyor onlara sanatı öğretiyor
ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ
Çocuk yaşlarda karikatür ile tanışan Obur Mizah’ın kurucu isimlerinden Emre Yılmaz, yaptığı işte Türkiye’nin sayılı çizerleri arasında yerini aldı. Çevresinden karikatür konusunda daima destek gördü. Karikatürü bir işten ziyade hayatın bir parçası sanat olarak devam ettirdi. Karikatür Atölyesini kurarak, gençlere karikatür konusunda destek verdi ve onlara yol gösterdi. O’nun kurduğu Obur Mizah Dergisi bu sene 15 yaşına girdi. Koronavirüs pandemisinin hayatımıza girmesi ile birlikte Karikatür’de bu durumdan etkilendi. Bu dönemde ise Emre Yılmaz sosyal medya platformu İnstagram üzerinden ‘Espiri sizden, Çizim bizden’ hareketini başlattı. Hareket karikatür sevdalıları destek gördü. Öyle ki 40 çizim oluştu. Bunlardan ‘Karantina Karikatürleri’ sergisi oluşturuldu. Şu anda İnstagram üzerinden ‘Konuşarak, çiziyoruz’ canlı yayınları ile karikatür atölyesini online boyutta sürdüren Emre Yılmaz, bize Türkiye’de karikatürü ve çalışmalarını anlattı.
Bize kısaca kendinizden söz eder misiniz?
Ankara’da doğdum, büyüdüm, okudum ve sanatla tanıştım. Bu anlamda yaşadığım şehir bana çok güzel katkılarda bulundu. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Seramik eğitimi aldım. Seramik eğitimi almak karikatürlerime çok güzel bir katkı sağladı. Karikatür iki boyutlu bir sanat. Seramik ise üç boyutlu. Seramik sayesinde çizeceğim karikatürlerimi üç boyutlu hayal edebiliyorum.
Karikatür ile alakanız nasıl oldu, çevrenizin bu konudaki katkısı ne düzeydeydi?
Karikatür ile alakam her çocuk gibi çok küçük yaşlarda yaptığım resimlerle başladı. Benim yaşadığım fark o dönem sadece resim çizerek değil izlediğim çizgi film kahramanlarını çizerek ilerledi. Artık o kadar çok çizmişim ki çizimleri ezbere yapabiliyordum. İlkokulda arkadaşlarım benden çizgi film kahramanlarını çizmemi istiyordu. Red kit, Taş devri, Snoopy, Garfield, Duffy Duck, vs. saymaya devam edersem röportaja yer kalmayacak. Bir de şansım abim de resimle ilgiliydi. Sıkıştığım yerde ona soruyordum. Çevremden olumlu destek gördüm. Ta ki Güzel Sanatlar okumaya karar verene kadar. Her ailede olduğu gibi beni düşündüler. İyi düşünmemi söylediler. Çekirdek ailemde herkes öğretmen. Özellikle rahmetli babam geleceğim adına benimle defalarca konuştu. Fakat ben kafama bu işi yapmayı koymuştum bir kere... Ve en önemlisi ben karikatürü ve sanatı iş olarak değil yaşamın içinde doğal bir süreç olarak görüyordum. Çizmeden, üretmeden yapamayacağımı ailemde görünce benim yanımda durdular. Onların hakkını ödeyemem.
Türkiye’de bir karikatüristin sadece geçimini çizim yaparak sağlaması ne düzeyde mümkün?
Aslında şöyle bir gerçek var. Bir şeyi kafanıza takıp gereken emeği ve özveriyi verirseniz yapamayacağınız iş olduğuna inanmıyorum. Sanat ekstra emek ve fedakarlık isteyen bir alan. Hele ki bu güzel uğraştan hayatınızı geçindirecek kadar para kazanmanız diğer işlere göre daha zor. İşinizi iyi yaptığınız sürece ve çalıştıktan sonra gerisi geliyor. Bu yolda sabır ve çalışma çok önemli 2 anahtar. Günümüzde çizgilerinizi gösterebileceğiniz alanlar iyice genişledi. Bunun yanında da çok fazla insan bu işe ilgili. Aradan sıyrılmak istiyorsanız kendi farkınızı göstermeniz gerekiyor. Bunun da sırrı yaptığınız işi sevmek ve çalışmaktan geçiyor.
Obur Mizah’ın kurucusu olan bir isim olarak, bize kısaca derginizin yayın çizgisinden söz eder misiniz?
Obur Mizah benim en büyük çocuğum. Bu sene 15 yaşına girdi. Obur Mizah üniversitede 2.sınıf öğrencisi olarak başlattığım bir dergi. Ama tarihi 2-3 yıl eskiye dayanıyor. Lise yıllarında Ressam olan kuzenim Numan Seven ile çıkartmıştık. Hatta Obur adını lisede okulda anket ile bulmuştu. Sonra yıllar sonra Obur’u tekrar hayata geçirmeyi istedim. Başta amacım üniversite öğrencileri için bir alan ve çalışma alanı oluşturmaktı. Fakat bir anda hızlı bir şekilde genişlemeye başladı. Usta çizer hem Türkiye’den hem de dünyadan katkılar sunmaya başladılar. Türkiye’nin birçok şehrinde sergiler, yarışmalar, etkinlikler yaptık. Şimdi de Karikatür Atölyemizin yayını olma özelliğini taşıyor. 3 aylık sürelerle basılı olarak atölyemizden dağıtıyoruz.
Pandemi sürecinde ne gibi çalışmalar yaptınız ve yapmaya devam ediyorsunuz?
Gerçekten bu süreci başta herkes gibi ciddiye almadık. 2-3 ayda geçer gibi düşündük. Sonradan yaşananları görünce hayatın farklı bir alana evirildiğini gördük. Bu süreçte özellikle online ve canlı yayınlar bizim yeni bir alanda var olabileceğimizi gösterdi. Pandemi sürecinin birinci ayından sonra instagram sayfamız üzerinden bir duyuru çıktık. “Espri sizden, çizim bizden” dedik. Başta ben bir taslak karikatür paylaştım. Akşama kadar insanlardan o taslak çalışmaya bir espri bulmalarını istedim. O kadar güzel bir ilgi ile karşılandı ki. Bir baktık 40 gün boyunca üretimde bulunmuşuz. Canlı yayında bu çizimleri yaptık. Hatta bir takipçimiz bu karikatürlerden bir sergi açabilirsiniz dedi. Çok hoşuma gitti. 40 karikatürden oluşan bu sergiye “Karantina Karikatürleri” adını koyduk. Obur Mizah Korona özel sayısı hazırladık. Temmuz ayında ilk normalleşmeler başladığında Karikatür Atölyesi’nde sergimizi açtık. Sonra Çankaya Belediyesi’nden bir teklif aldık. Kasım ayının başında da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde sergimiz 25 gün boyunca açık kaldı. Tabi şu an atölyemiz kapalı. O yüzden etkinliklerimize online ve canlı yayınlarla devam etmek zorundayız. Karikatür Atölyelerimizin hepsini online yapıyoruz. Ayrıca instagram üzerinden ilk sezonu 25 bölüm süren “Konuşarak Çiziyoruz” isimli bir programımız var. Sadece karikatüristleri değil, tiyatrocuları, gazetecileri ve farklı sanat dallarından konukları ağırladığımız güzel bir program. Yakında 2. Sezon başlayacak. Kamil Masaracı, İzel Rozental, Aslı Alpar ve sürpriz konuklarımız ile canlı yayınlarımıza devam edeceğiz.
Basılı karikatür dergilerinin gün be gün kapanması hakkında neler düşünüyorsunuz, basılı karikatürün yerini dijital karikatür aldı diyebilir miyiz?
Bütün dünyada yaşanan bir durum. Dijitalleşmenin bu kadar hayatımıza girmesiyle mecralarda değişti. Karikatür zaten daha önce de dijitale hızlı bir şekilde ayak uydurmuştu. Artık herkes avucunun içindeki telefonlarla birçok içeriğe ulaşabiliyor. Bu konuda karikatürleri de artık dijital mecralarda görüyoruz.
Genç ve karikatür yapmaya hevesli gençler için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Gençler çok önemli. Karikatürle erken dönemde buluşmaları ileride onlara çok büyük fark katacaktır. Atölye çalışmalarının yanında farklı sanatçılarla buluşmalarını ve onları tanımalarını önemsiyoruz. Bakış açılarını genişletmeye çalışıyoruz. İleride meslekleri ne olursa olsun karikatür sayesinde geliştirdikleri pratik zeka hayatlarının her alanında onlara büyük bir öz güven katacaktır.
Hazır bu konuya girmişken birazda karikatür atölyesinden söz edelim isterseniz…
Çocuk ve yetişkinlerle çok keyifli çalışmalar yapıyoruz. Karikatür Atölyesi sanata ve karikatüre meraklı herkese açık. Başta karikatürün çizim teknikleri üzerine çalışıyoruz. Sonraki aşamada espriyi nasıl ifade ederiz bunun üzerine çalışıyoruz. Karikatürde çocuk olsun yetişkin olsun her kişinin kendine özgü bir çizgisi olmasını önemsiyoruz. Espri anlayışı da özgün olunca ortaya harika çalışmalar çıkıyor. Bizlere Karikatür Atölyesi instagram hesabından, web sitemizden, e-posta ile ve telefonla ulaşabilirler.