Sandıkları onlar koruyacak

Türkiye’nin 16 Nisan’da gideceği sandık başında, sandık güvenliğini sağlama parolasıyla kurulan ‘İzmir’in Sandıkları Platformu’, İzmir’de sandık başında görev alacak tek tarafsız oluşum olacak. Platform, referanduma kadar 10 bin müşahite ulaşmayı hedefliyor


  • Oluşturulma Tarihi : 05.04.2017 08:09
  • Güncelleme Tarihi : 05.04.2017 08:09
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Sandıkları onlar koruyacak

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN - ÖZEL HABER 

Anayasa Referandumu’na iki haftadan az bir zaman kaldı. Türkiye 16 Nisan’da yeniden sandık başına gidecek. Bu çerçevede sandık çalışmaları da hız kazandı. Parti teşkilatları kendi içlerinde verdikleri eğitimlerle sandık görevlilerini belirlerken, İzmir’de tarafsız bir oluşum olarak kurulan İzmir’in Sandıkları Platformu da, İzmir’in 30 ilçesinde sandık güvenliğini sağlamak için yola koyuldu. Her seçimde, oy ve sandık güvenliğini sağlayan tarafsız oluşumların bu referandum oylamasında görev almayacağını açıklaması da henüz 1,5 ay önce kurulan bu platformu daha da öne çıkardı.

“TARAFSIZIZ, BAĞIMSIZIZ, YERELİZ”

9 kişilik koordinasyon ekibiyle 1, 5 ay önce kurulan ‘İzmir’in Sandıkları Platformu’nun, İzmir’de sandık başında gönüllü müşahit organizasyonu yapmak için yola çıktığını belirten İzmir’in Sandıkları Platformu Koordinasyon Üyesi Burak Yılmaz, sadece İzmir’de çalıştıklarını belirterek, “Yerelde yapalım, güçlü yapalım dedik. Tarafsızız, bağımsızız, yereliz. Bunlar bizim 3 ilkemiz. STK’larla ve meslek odalarıyla görüşüyoruz, onlardan salon, broşür, sticker baskı gibi konularda yardım istiyoruz. Meslek odalarının tamamı yardım ediyor diyebilirim. Yardım da gönüllü çağrısı şeklinde oluyor. Kendi üyelerine de çağrıda bulunuyorlar” dedi.

HEDEF 10 BİN MÜŞAHİT

Çalışma şekilleri hakkında bilgi veren Yılmaz, “Sandıklarda ilk çuval açıldıktan, ilçe seçim kuruluna teslim edilene kadar ki süreci tamamen takip ediyoruz. Eğitimler veriyoruz. Hatta şimdiye kadar 6-7 tane düzenledik. Hedefimiz 10 bin gönüllüye ulaşmak. 8 bin 500 civarında sandık olacak. 30 ilçede de örgütlendik. 30 ilçenin de sorumluları var, gönüllüler oluşmaya başladı. Tabi merkez ilçelerde daha yoğun. Diğer ilçelere yönelik çalışmalar da yapıyoruz. Meslek odaları bir etkinlik düzenliyor, biz de onlardan stant talep ediyoruz. Gidip, orada broşür dağıtıp, gönüllü topluyoruz. Ama hedefimiz, 10 bin müşahit, her mahalleye 1 avukat” şeklinde konuştu.

İNTERNETTEN KAYIT ALINIYOR

Oluşuma gönüllü olmak isteyenlerin, izmirinsandiklari.org web adresindeki gönüllü formunu doldurmaları gerektiğini dile getiren Yılmaz, “Kayıt bize ulaştıktan sonra, ilçe sorumlularımız onlara ulaşıyor. Ekrana düşüyor. Her ilçe sorumlusu kendi gönüllülerini görüyor. İlk etapta müşahitlerimiz içinden bina sorumlularını oluşturuyoruz. Bunun da şartı, o bina da görev alacak gönüllülerin eğitim almış olmalarından emin olmak ve o günü organize etmek. Yapabilecek olanlar varsa, onlarla bunları organize ediyoruz. Yani müşahit, bina sorumlusu, ilçe sorumlusu ve koordinasyon. Bu şekilde çalışıyoruz” dedi.

TEK BAĞIMSIZ OLUŞUM

Bu referandumda, sandık güvenliğini denetleyen tarafsız, bağımsız bir oluşumun olmadığını belirten Yılmaz, “Bizim gönüllülerimiz, partilerden rica edip aldığımız müşahit kartlarıyla çalışıyorlar. Çünkü seçim süresince, sandık çevresinde bulunabilmeleri için müşahit kartlarına ihtiyaç var partilerin. Bu seçimde de müşahit görevlendirebilecek 10 parti var yetkili olan. 10 partinin 10’uyla da görüşmek istiyoruz A’dan Z’ye. Onlardan müşahit kartları alıyoruz. Bizim görevlilerimize dağıtıyoruz. Onlarda o kartlar sayesinde, çuval ilk açıldıktan itibaren, sonuna kadar orada bulunabiliyorlar” bilgisini verdi.

DANIŞMAN ROLÜMÜZ VAR

Oy kullanımı sırasında bir sürü aksilik yaşandığını ifade eden Yılmaz, “Aslında şöyle bir algı var. Tutanakları alalım, ıslak imza tutanakları elimizde olursa bir şey olmaz. Ama aslında oy verme işlemi sırasında bir sürü hatalar yapılıyor. En temel örnek, bir kişi en fazla bir engelli vatandaşa refakatçi olarak kabin içine girebilir. Ama bunu bilmeyen bir sürü sandık kurulu üyesi oluyor. Dolayısıyla burada bir kötüye kullanım olabiliyor veya seçimde görevli kolluk kuvvetlerinin nasıl oy kullanacağına ilişkin bilgi zayıf, suistimal edilmeye açık. Bu gibi süreçleri bilmiyorlar sandık kurulu üyeleri. Dolayısıyla biz kendi müşahitlerimize bunların eğitimini vererek, orada aslında bir danışman rolü veriyoruz. Bu işin aslı bu” şeklinde konuştu.

8 BİN 500 KİŞİYE İHTİYAÇ VAR

30 ilçenin tamamına hakim olmak istediklerini vurgulayan Yılmaz, “Bizim düşüncemiz şu. İki yaklaşım oluyor genelde. O ilçede gönüllü sayımız azsa, her binaya bir kişi veririz geçeriz. Bizim öyle bir yaklaşımımız yok. Biz tüm sürece hakim olmak istediğimiz için tutanak toplamak istiyoruz tabi ki. O anlamda, o binada bir gönüllümüz varsa tüm ıslak imzalı tutanakları toplamasını isteriz. Ama biz diyoruz ki bu arkadaşa, sen bir tane sandığa gidiyorsun orada bizim söylediğimiz, sabah ilk çuval açıldıktan itibaren tüm süreci o sandıkta izliyorsun. Bir binadaki tüm sandıklara müşahitlik yapma imkanın yok. Bir sandık istiyoruz. 8 bin 500 kişiye ihtiyaç var. 5 bin tane gönüllümüz var, 5 bin sandığı güvenlik altına almış oluyoruz. Dolayısıyla hedef hepsini doldurmak tabi ama yaklaşım bu şekilde” ifadelerini kullandı.

KALİTESİ TARTIŞILIR

‘İzmir’in Sandıkları Platformu’nun, Oy ve Ötesi gibi, Ankara’nın Oyları gibi referandumdan itibaren yapılacak baskıyla, YSK’yı da sandık görevlilerini, sandık başkanlarını eğitmeye direttiklerini belirten Yılmaz, “Çünkü o eğitimi almaları gerekiyor. Sandık kurulu üyeleri partilerden oluyor çoğunlukla. Partiler bu eğitimi veriyor ama kalitesi konusunda pek emin değilim. Sonuçta orada bir gönüllülük yok, o kişinin eğitimlere katılım oranı nedir? Bunu takip etmek ve bu konuda baskı yapmak güç. Ama bizde gönüllülük olduğu için, bir müşahit birden fazla eğitime geliyor. Yani biz bir eğitim yeterli diyoruz ama isterlerse başka eğitimlere de buyursunlar gelsinler” şeklinde konuştu.

HEDEFİMİZ SANDIK GÜVENLİĞİ

İzmir’in Sandıkları Platformu Koordinasyon Üyesi Ajda Kahraman ise, en önemli ilkelerinin tarafsızlık olduğuna dikkat çekerek, “Zaten orada taraflı olan partiler var ve buna rağmen sandığa güven oluşmuyor. Dolayısıyla orada tarafsız bir oluşuma ihtiyaç var diye düşünüyoruz. O yüzden varız. Amaçlarımızın ilki, iradenin sandığa tam yansıması. İkincisi de sandığa güven olmadığı için insanları sandığa çekmek de güç oluyor. Yani oy verme oranı yüzde 80, niye yüzde 90 değil, yüzde 100 değil? Bizim tek hedefimiz sandık güvenliğini sağlamak. Ama siz sandık güvenliğini sağladığınız da zaten insanlar evet ben burada temsil edileceğim diyor ve geliyor. Biz tabi oy vermelerini istiyoruz halkın ama bunun için ayrıca bir kampanya yapmıyoruz. Tüm İzmirlileri oyunun rengi ne olursa olsun, sandığa bekliyoruz” diye konuştu.

HER MAHALLEYE BİR AVUKAT

Ayrıca, referandumda görev almak üzere bir avukat organizasyonlarının da olduğunu belirten Kahraman, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Her mahallede bir avukat parolasıyla yola çıktık. Şu an da o da ciddi bir şekilde ilerliyor. Şu an herhalde 40’a yakın avukatımız oldu. Her mahallede bizim bir avukatımız bulunacak, hedefimiz bu. Bir mahallede 2 ya da 3 tane oy kullanılacak bina olabiliyor. Biz bu mahalleye yasaya ve yaptırımlarına kadar tamamen bu sürece hakim olan bir avukat gönderiyoruz. Dolayısıyla sandık başında bir sıkıntı çıktığında, bir itiraz olduğunda önce bunu sandıkta şikayet olarak dile getiriyorsunuz. Bu uygulanmadığında ya da sizin sözlü ikazlarınıza cevap vermediğinde avukat çağırıyoruz. Bizim müşahitimizin orada başına gelebilecek her türlü problem için avukatlarımız oradalar. Bina sorumlularımız aracılığıyla direkt avukatlarımıza ulaşıyorlar. Baroyla bir çalışmamız oldu. Onların bir avukat organizasyonu var. O desteği de aldık Barodan. Onlarda gönüllülük esasıyla bize yardımcı olacaklar. İzmir Baro Başkanı’nın bize sözlü desteği vardı. Bu karar yazılı olarak yönetim kurulundan da geçti. Her mahallede bir avukat hedefi için baroyla birlikte çalışıyoruz ve hedefin tutacağına inanıyoruz.”

Haber Merkezi