Satsuma ile büyüyen hikâye!

Türkiye’nin küçük bir ilinde dünyaya geldikten sonra ailesiyle ‘ekmek davası’ deyip göç eden Hayrettin Uçak, EİB ile bugün dünyanın birçok ülkesine ihracat yapıyor


  • Oluşturulma Tarihi : 05.05.2021 07:54
  • Güncelleme Tarihi : 05.05.2021 07:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Satsuma ile büyüyen hikâye!

NURETTİN Kİ-RÖPORTAJ

Türkiye birçok meyve türünde dünyada en büyük üretici konumda yer alırken, yaş meyve ve sebze ihracatının önemli kalemlerinden biridir. Yaş ve meyve sebze sektörünün doğrudan ilgili olduğu gıda ve tarım sektörü, küresel ve ulusal krizlerden en az etkilenen sektörlerden olması nedeniyle de önemli bir avantaja sahip. Yaş meyve ve sebze ihracatında özellikle son yıllardaki atılımlarıyla Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği ihracatta rekor üstüne rekor kırmaya, birincilik ödülleri almaya devam ediyor. Biz de Türkiye’nin küçük bir ilinde dünyaya geldikten sonra ‘ekmek davası’ deyip İstanbul’a göç eden ve satsuma mandalinasının peşine düşerek, İzmir’in Seferihisar ilçesini keşfeden Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak ile Seferihisar’da bulunan tesisinde keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

SATSUMA’NIN PEŞİNE DÜŞTÜM!

Hayrettin Bey, uzun süredir sektördesiniz bu yüzden aslında çok tanınıyorsunuz. Ancak sizi daha yakından tanımak isteyen okuyucularımız için kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?

Aslen Siirtliyim. Ekmek davası diyerek çocukluğumuzda büyük şehirlere göç ettik. Karnımızı doyduğumuz yere memleketimiz diyoruz. Mandalinanın ben de çok uzun ve anlamlı bir hikayesi var. 1984 yılında İzmir’in çekirdeksiz satsuma mandalinasının peşine düşerken İzmir’in Seferihisar ilçesini buldum. İzmir’in, Ege’nin doğası, havası tarıma çok elverişli olduğunu da gördüm. O günden bugüne bu mandalinanın alım satımını, ihracatını gerçekleştiriyorum. Son birkaç senedir de Türkiye’de yaş meyve sebze ihracatçısı olarak 1’incilik ödülleri alıyorum. Yine aynı şekilde Ege Bölgesi’nde birincilikler alıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızdan istihdam ödüllünü aldım. Bunlar da bizi gururlandırıyor.

İşinizi yaparken en çok zorlandığınız nokta ve işinizin en güzel yanı nedir?

Şu anda her geçen gün tecrübeli eleman bulma noktasında sıkıntılarımız var. Bağda, bahçede, tarlada, işletmelerde çalışacak iş gücü bulmak en çok zorlandığımız nokta. İnşallah bu sorunu da en kısa sürede çözebiliriz.

Döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar ihracatınızı nasıl etkiliyor?

Her ne kadar döviz kurları ihracatın gidişatını belirleyen tek unsur olmasa da belirleyici unsurlardan biri durumundadır. 2015 yılına kadar yıllık ortalama döviz kurları incelendiğinde son yıllara oranla daha istikrarlı bir yapıda olduğu görülmektedir ve bu istikrar ihracatımıza olumlu yansımış, ihracat belirli bir oranda sürdürülebilir artış göstermiştir. Son dönemde ise kurlardaki büyük değişkenlik sonucunda ihracatçımız önünü görememeye ve ürünü fiyatlandırmada zorluk yaşamaya başlamıştır. Yaş meyve sebze ve mamul sektöründe tahmin edebileceğiniz gibi bizler ambalaj malzemeleri gibi girdilerimizi günlük olarak almıyoruz, belirli bir miktar stokluyoruz ve bu malzemeleri dövize endeksli bir fiyattan alıyoruz. Örneğin dolar 8 lira iken girdisini satın alan ihracatçı, dolar 7,05 olduğunda alıcısına ürününü hangi fiyattan satacağı konusunda endişe duymaya başlamaktadır. Biz ihracatçıların istediği yüksek kur değildir, yanlış anlaşılmasın. Bizim istediğimiz istikrarlı bir kurdur. Ülkemizin kalkınması ancak ve ancak ihracat ile gerçekleşebilir ve bunun için ihracatçımıza istikrarlı bir kur vaat edilmelidir diye düşünüyorum.

HEDEFİMİZİ AŞTIK!

Geçen yılki ihracatınızla ilgili neler söylemek istersiniz? İhracatta bir kayıp yaşadınız mı?

Dünyayı ve insanlığın geleceğini olumsuz etkileyen pandemiye rağmen 2020 yılında bazı önemli kazanımlarımız da oldu. En önemli kazançlarımızdan biri de vücut direnci için gereken vitamin ve mineralleri temin edebildiğimiz meyve ve sebzelerin öneminin anlaşılması oldu. Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak 2020 yılında taze meyve sebzede 346 milyon dolar, meyve sebze mamullerinde ise 693 milyon dolar olmak üzere toplam 1 milyar 40 milyon dolarlık ihracat yaptık. 2020 yılı hedefimiz olan 1 milyar dolar ihracatı hedefini de aşmış olduk.

Dünyayı saran Kovid-19 salgınını göz önüne alırsak 2021 için beklentiniz nedir?

2021 yılında birliğimiz toplam 1 milyar 200 milyon USD olarak hedeflemekteyiz. Tüm olumsuzluklara rağmen bu hedefi tıpkı 2020 yılında yaptığımız gibi aşacağımıza yürekten inanıyorum.

Yaş sebze-meyvede dünyada başka ülkede olmayan sadece Ege Bölgesi’ne özgü olan ürünler var mı? Varsa bu ürünler nelerdir, ihracat rakamlarını bizimle paylaşabilir misiniz?

Bölgemizde dünyada en kuvvetli olduğumuz ürün taze incirimiz. Dünyanın en kaliteli inciri Türkiye’de yetişiyor. Geçtiğimiz sene 6 milyon dolarla Almanya, 3 milyon dolarla, 3 milyon dolarla Avusturya, 1 milyon dolarla Rusya olmak üzere toplamda 40 ülkeye taze incir gönderdik. İhracatımız 2020’de yüzde 50 artış gösterdi.

120 ÜLKEYE TURŞU GÖNDERİYORUZ!

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği meyve sebze mamulleri sektöründe Türkiye lideri konumunda. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nin öne çıkan meyve sebze mamulleri turşu, meyve suyu, kuru domates. Bu ürünlerin ihracat rakamlarını değerlendirebilir misiniz?

Mamul ürünlerimiz dış pazarlarda oldukça ilgi görüyor. Özellikle geçtiğimiz yıl dünyanın 120 ülkesine ihraç ettiğimiz turşularımız, yaşanan salgın sürecinde tüketicilerin sağlıklı yiyeceklere yönelmesiyle önemli bir talep artışı ile karşılaştı. Bu artışın bu sezon da devam edeceğini düşünüyorum. Sizin de değindiğiniz gibi Türkiye’de bu sektörde Ege Bölgesi olarak liderliğimizi koruyoruz. Meyve suyu ihracatımız Nisan ayı itibariyle 29 milyon dolar, bir önceki yılla karşılaştırdığımızda 200’lük bir artışımız var bu çok sevindirici bir gelişme, kuru domates ihracatımız 26 milyon doları geçmiş durumda yine geçen yıla nazaran yüzde 5’lik bir artış yaşıyoruz. Turşu ihracatımız cevabımın başında da söylediğim gibi güzel bir artış yaşayarak yüzde 13 yükseliş göstererek 62 milyon dolar olarak gerçekleşti.

DOMATESTE KOTA KALDIRILIRSA… !

Taze meyve ve sebzede ise kiraz, sultani üzüm, domates birliğin öne çıkan ürünleri. Dünya bu ürünlerimizi nasıl karşılıyor, talep ne durumda?

Kirazda 2020 yılında gerçekten çok verimli bir yıl yaşadık ve bir rekora imza attık, 65 ülkeye 223 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Tüm ihracatçılarımızı canı gönülden tebrik ederim. 2020 yılında Çin ve Hong Kong’a kiraz ihracatımız yüzde 50’lik artışla 5,2 milyon dolardan 8 milyon dolara çıktı. Önümüzdeki yıllarda Uzak Doğu’ya kiraz ihracatımızın daha da artmasını bekliyoruz. 2020 yılında sofralık taze üzüm ihracatımı toplam 2019 yılına göre yüzde 7’lik artışla 49 milyon olarak gerçekleştirdik, en önemli sofralık üzümümüz olan sultani üzüm bu rakımın 36 milyonluk payını almış ve sultani üzümümüzü 25 ülkeye ihraç etmişiz. Domates en önemli pazarımız malumunuz Rusya. Rusya’ya olan domates ihracatımız 2020 yılında bir önceki yıla göre yüzde 28’lik düşüşle 86 milyon dolardan, 62 milyon dolara geriledi. Bu düşüşün en büyük etkenlerinden biri Türkiye’den Rusya’ya domates ihracatındaki kota. Bu kota kaldırıldığı takdirde Rusya’ya domates ihracatımız 100 milyon doların üzerine taşıyabiliriz. Rus halkı, Türk domatesini seviyor ve talep ediyor. Şu anda 250 bin dolar olan kotanın kısa vadede artırılması orta vadede ise kaldırılmasının yerinde olacağını düşünüyorum.

Birliğin 54 yıllık tarihinde 1 milyar dolar barajı ilk kez geçildi. Neler söylemek istersiniz?

2020 yılında bu rekora katkısı olan tüm üyelerimizi canı gönülden kutlarım. 2021 yılında Birliğimiz toplam 1 milyar 200 milyon USD olarak hedeflemekteyiz. 2020 yılında olduğu gibi 2021 yılında da bu hedefe ulaşmak için tüm 600’ü aşkın üyemiz ile beraber çok çalışacağız ve hedefimizi tutturacağımıza inanıyorum.

Türkiye, özellikle gıda sektöründe Avrupa’nın hammadde fabrikası olarak görülüyor. Türkiye işlenmemiş ürünlerin ihracatını yaparak, aynı hammaddeden ürünün işlenmiş halini ithal ediyor. Bu noktada ne durumdayız, konuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Katma değerli üretim deyince akla sadece bir ürünün işlenmesi ile elde edilen değer gelmemelidir hiç şüphesiz. Tabii ki bir ürünün katma değer kazanmasındaki en önemli faktörlerin başında ürüne modern teknolojik enstrümanların ve ürün geliştirme çalışmalarının da yardımıyla yeni bir sıfat yüklemek, ürünün vasfında değişiklik yapmak geliyor. Ancak, paketleme, lojistik, raf ömrünü uzatıcı yenilikler gibi gelişmelerle de ürüne önemli bir değer katılabilir. Ülkemiz tarım ürünleri çeşitliliği bakımından benzersiz bir ülke konumuna sahiptir. Bir başka büyük şansımız da ülkemizde üretilen birçok ürünün işlenmek suretiyle de değerlendirilmesine müsait modern tesislere sahip olmamızdır. Yılda 10 milyon tonun üzerinde domates üretimimiz var. Bu üretimin önemli bir kısmı sofralık olarak değerlendirildiği gibi, salçası, kurutulmuş domatesi, ketçapı, konservesi, sosu ile birçok yan ürüne çevrilerek ülkemize önemli miktarda döviz sağlamaktadır. Öyle ki toplam üretimimizin yüzde 5’i taze olarak ihraç ediliyorken domatesin işlenerek ikincil ürün elde edilmesi ile toplam üretimimizin yüzde 15’inden fazlası ihracata konu olmaktadır. Ben yaş meyve sebze ihracatı ile uğraşıyorum ve size kendi sektörümden birkaç örnek vermek istiyorum. Uzak Doğu pazarı son yıllarda başta taze kiraz, taze incir gibi ürünler olmak üzere, ihracatımız için önemli potansiyel durumuna geldi. Bakanlığımızın yoğun uğraşları ile Çin’e ilk etapta kiraz ihracatının başlaması için teknik engeller kaldırıldı, havayolu şirketleri de bu ülkeler için ihracatçılara avantajlı fiyatlar sundu ve Türk kirazı koordineli bir çalışma sonucunda diğer pazarların üstünde fiyatlarla Çin’de alıcı bulmaya başladı.

Haber Merkezi