- Gündem
- 16.05.2025 13:49
Hazine’den partilere yapılan seçim harcamalarının enflasyonun hızlanmasına sebep olacağını belirten Erkan, “Enflasyonu yavaşlatmak için seçimlerin ardından yapacakları zamlarla harcamaları yine vatandaşa yansıtacaklar” dedi.
KEMAL ÖZKURT – ÖZEL HABER- Türkiye’de 31 Mart Mahalli İdareler yerel seçimlerine sayılı günler kaldı. Siyasi Partiler, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim takvimini açıklamasının ardından yerel seçimleri için kolları sıvadı. Yerel seçimlerde vatandaşların oylarını alabilmek adına partiler tarafından cadde ve sokaklar afişlerle donatılacak, mitingler ve ziyaretler gerçekleştirilecek. Yerel seçimlerde partilerin seçim kampanyası için harcayacağı para ise Hazine’den karşılanacak. Siyasi Partiler Kanunu’na göre Hazine yardımı yerel seçimlerin olduğu yıllarda normal tutarın iki katı, milletvekili seçimi yıllarında ise üç katı olarak uygulanıyor. 2024 yılı bütçesine göre, AKP 1 milyar 329 milyon lira, CHP 946 milyon lira, MHP 376 milyon lira, İYİ Parti 361 milyon lira ve DEM Parti ise 329 milyon lira Hazine yardımı aldı. 31 Mart yerel seçimler nedeniyle AK Parti 2 milyar 658 milyon lira ile hazineden en fazla yardım alan parti olarak birinci sırada bulunurken, CHP’ye 1 milyar 892 milyon lira, MHP’ye 752 milyon lira, İYİ Parti’ye 722 milyon lira ve DEM Parti’ye ödenecek Hazine yardımı tutarı da 658 milyon lirayı bulacak. Böylelikle Hazine yardımında toplam tutar 6 milyar 682 milyon liraya ulaşacak. Ekonomist Prof. Dr. Hüsnü Erkan, seçim harcamaları kapsamında yapılan bu yardımların enflasyonun hızının yükselmesinde etkili olacağını bunu yavaşlatmak için ise seçimlerin ardından vergiler başta olmak üzere birçok kalemde yapılacak zamlarla vatandaştan geri alınacağını söyledi.
KAŞIKLA VERDİKLERİ KEPÇEYLE ALACAKLAR
Hazineden yapılan yardımların enflasyon hızının artışında etkili olacağını ve yapılan harcamaların ekonomiye etkilerini yaklaşık 3 ay içinde göstereceğini belirten Erkan, “Seçim harcamaları sadece devletin verdiğiyle sınırlı kalmaz, vatandaşın ve seçilmek isteyenlerinde harcamaları olacaktır. Partiler onlardan da para toplayacaktır. Onlar da bunlara eklenince hazine yardımının çok da üstünde harcamaların olması kaçınılmaz olacaktır. Bu harcamaların etkisi Merkez Bankası ekonomide sıkılaştırma uğraşı içinde bulunduğu bir süreçte talebin genişlemesine yol açtığı için en azında talep cephesinden enflasyonun daha da hızlanmasına yol açacaktır. Dolayısıyla bu harcamaların etkisi en az 3 aylık süre içinde ekonomiye yansımaya devam edecektir. Dolayısıyla bu seçim öncesinde yapılan harcamalar enflasyon hızının ağustos ayına kadar artmasına sebep olacaktır. Enflasyon hızının yavaşlatılması için de seçimlerin ardından vergiler başta olmak üzere birçok kalemde zamlar yapılacak. Yani yardımı harcayanlar farklı, maaliyete katlananlar farklı kesimler olacak. Seçimlerin ardından yapılacak zamlarla hazineden yapılan yardımların faturası maalesef vatandaşa yansıyacak” diye konuştu.
ORTA TABAKA YOK OLDU
Artan enflasyonun domino taşı etkisi yarattığını ve toplumun özellikle orta gelirli kesimini ciddi oranda etkilediğini dile getiren Erkan, “Toplumun bir kesimimi iyice yoksullaştı. Orta tabaka yok oldu. Bu maaliyetlr tekrar orta tabakanın üstüne yüklenecek. Onlar daha da yoksullaşacak ve yoksul sınıf haline gelecekler. Orta tabakası eriyen bir toplum zayıflar ve refah kaybı artar. Orta tabaka ekonominin sürükleyici gücüdür. Kazanımlar, yeni katkılar ve liyakatli insanlar yetiştirmenin temelinde orta tabaka vardır. Enflasyonda Eylül – Ekim’den sona enflasyonda kısmi bir düşüş sağlayabileceklerdir belki ama sürekli ve yüksek enflasyon sürecinin ciddi etkileri vardır. Enflasyon bu kadar yüksek ve sürekli ise fiyat yarışı başlar. Mesela ticaret erbapları aldığı malın maaliyeti yüksekse daha yüksekten satar ve buna gelecekteki enflasyon beklentisi yüksekse bunu da üzerine ekler. Sonuçta bunların hepsi gelir tüketiciye yansır. Tüketici ve sabit gelirli burada sürekli kaybeder. O yüzden enflasyon en adaletsiz vergidir. Yoksuldan alır zengine verir. Toplumun bir kesimi giderek yoksullaşır. Toplumda gelir dağılımı adaletsizliği hızlanır. O yüzden ülkenin içinde bulunduğu ekonomik süreçte seçim harcamaları da dahil diğer tüm harcamaların titizlikle idare edilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu
GELECEKTEN IŞIK YOK
Ekonomik dengelerin bozulmasıyla toplumda birçok sorunun baş göstereceğini ifade eden Erkan, “Ekonomide dengeleri bozmamak çok önemlidir. Bir kez dengeleri bozduğunuzda onu yeniden yakalamak çok zordur. Çünkü orada gelir yarışı başlar, hak etmeyen kimseler kazanç elde eder, sabit gelirli kesim sürekli kaybeder. Bu süreci Türkiye çok güçlü bir şekilde yaşıyor. Yoksullaşan toplumda başka sorunlar ortaya çıkar. Kent suçlarında artış yaşanır. İktidarın böyle bir durumda toplumu sağlıklı biçimde yönetecek politikalara yönelmesi gerekir ama maalesef böyle bir politikada yok. Ekonomideki bozulmayı dengeleyecek kurumlar yok edildi. Kuvvetler ayrılığı yok edildi. Bakanlıklar sadece uygulama birimine dönüştü. Bütün bunlar toplumdaki dengelerin bozulmasına da yol açtı. Seçimler de çok sert bir yarış içinde geçeceğe benziyor. Çünkü yıllardır partiler arasına kutuplaştırıcı bir dil kullanılıyor. Tüm bu olumsuzluklara baktığımız zaman geleceğin çok da parlak olduğunu göremiyoruz maalesef” dedi.