Seçimlerde kadının adı yok!

Cumhuriyet tarihi boyunca 31 bin erkeğin belediye başkanı seçildiği Türkiye’de, bu süre içerisinde seçilen kadın belediye başkanı sayısı sadece 119. İzmir’de 31 Mart yerel seçimleri için 4 farklı partinin desteklediği 62 adaydan kadın aday sayısı ise sadece 8


  • Oluşturulma Tarihi : 01.02.2019 11:11
  • Güncelleme Tarihi : 01.02.2019 11:11
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Seçimlerde kadının adı yok!

NURETTİN BAKİ-ÖZEL HABER
31 Mart yerel seçimleri yaklaşırken partiler de adaylarını gün gün açıklıyor. Açıklanan adayların büyük çoğunluğu ise geçmiş seçimlerde olduğu gibi yine erkek ağırlıklı adaylardan oluşuyor. Aday adaylıkları sürecinde kadın sayısının fazla olmasına rağmen açıklanan adaylar arasında kadın sayısının çok az olmasını Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Siyaset Bilimci Prof.Dr. Gülgün Erdoğan Tosun değerlendirdi. Tosun, rakamlarla Türkiye’de kadının siyaset arenasında çok az yer aldığını gösterirken, CHP ve AK Parti İzmir Kadın Kolları Başkanları da öz eleştiride bulundu. 1934 yıllında kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiğini hatırlatan Tosun, kadınların kazandığı bu hakkın sadece kağıt üzerinde kaldığını ifade etti. Tosun, “Tüm Türkiye’de ve tüm seçimlerde olduğu gibi 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesinde de açıklanmış olan adaylık profillerine baktığımızda yine kadınların yeterince değil neredeyse hiç yer bulamadığını görüyoruz. Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde, cumhuriyet kurulduğundan bu güne belediye başkanlarının tamamına baktığımızda 31 bin erkek belediye başkanı seçilmiş buna karşılık seçilmiş kadın belediye başkanı sayısı sadece 119. Bu da binde 38 gibi bir orana tekabül ediyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesinden bu yana kadınların aslında bu hakkının kâğıt üzerinde kaldığını söyleyebiliriz” diye konuştu.



“YASAL DÜZENLEME ŞART”
Kadınların karar alma mekanizmalarında yer verilmesini sağlayacak önlemlerin alınmadığını vurgulayan ve partilerin de kendi belirledikleri kotalarını dahi doldurmadıklarını belirten Tosun, tüm dünyanın bu konuda önlemler aldığını söyledi. Tosun, “Kadınların karar mekanizmalarında yüzde 50’lere yaklaşan oranda yer aldığı ülkelerde yasal olarak belirlenmiş ya kota sistemi ya da fermuar sistemi mevcut. Yani bu tür önlemler alınmadığı zaman kadınların temsilini sadece partilerin eline bırakıldığında yasal düzenleme yapılmadığında ne yazık ki durum hiç de iç açıcı değil. Üstelik İzmir’de 62 adaydan ifade edilen 8 kadının kimi yerde İYİ Parti-CHP kimi yerde de AK Parti-MHP ittifaklarının olduğu dolayısıyla 4 partinin adayları olarak düşünüldüğünde hiçbir şekilde kadına yönelik partilerin kabul ettikleri kendi kotalarını bile uygulamadığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Çünkü CHP kendisinin koyduğu yüzde 33 kadın kotası var. İYİ Parti’nin de yanılmıyorsam yüzde 25’lik bir kadın kotası mevcut. Bu kotalara uyulmuş olsaydı bu rakamlar karşımıza bu şekilde çıkmazdı” ifadelerini kullandı.
GÖRÜNMEYEN AMBARGO!
Kadına yönelik görünmeyen bir ambargonun uygulandığını iddia eden Tosun, “Tüm Türkiye geneline baktığımızda durum İzmir’den farklı değil. Açıklanan adaylara baktığımızda sanki kadına yönelik görünmeyen bir ambargo var. Kadını destekleme, kadını siyaset sahnesinde ön plana çıkaracak tedbirlerin alınmasını bir kenara bırakalım, sanki kadına yönelik adı konulmamış bir ambargo söz konusu. Kadın kuruluşlarının seslerini duyan ya da duyuran yok. Çünkü bu konuda benim de üyesi olduğum Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin (KADER) verdiği eğitimler ve KADER’in açıklamaları var. Yine başka dernekler de bu konuda açıklamalar yapıyor. Partiler bunlara da kulaklarını kapatmış durumda. Aday adayı olan kadınların sayısının yeterince olmasına rağmen aday olarak belirlenmemeleri bahsettiğim kadına yönelik ambargonun olduğunu bize somut bir şekilde gösteriyor” şeklinde konuştu.
“ŞEFFAF KRİTERLER UYGULANMIYOR”
Sadece kadın adaylar için değil erkek adaylar için de bitmek bilmeyen bir adaylık tartışmasının yaşandığını dile getiren Tosun, temel nedeni de partilerin karar alma mevkilerinde şeffaf kriterlerin uygulamaması olarak değerlendirdi. Tosun, “Anayasamızda pozitif ayrımcılıkla ilgili bir madde var. Ama bu anayasadaki maddeye uygun olarak siyasi partiler yasasında da gerekli değişikliklerin yapılması gerekiyor. Bunun dışında belki şu an İzmir’de İstanbul’da açıklanan tüm erkek adaylar da olmak üzere tüm adaylarla ilgili de bir tartışma söz konusu. Bitmeyen bir tartışma var. Aslında bu meselenin temelinde yatan asıl nokta karar alma mevkileri için bu tür listelere girebilmek için şeffaf kriterlerin uygulanmaması, seçici organların da cinsiyetler arası dengeyi gözetmemesi. Temel mesele budur. Siyasi partiler kendi içinde aday belirlemeyle ilgili bizim farklı yöntemlerimiz var diyorlar ama bu yöntemlerin hiçbirisi şeffaf değil. Şeffaf olmayan bu süreçler, burada ölçme ve değerlendirmenin objektif koşullara bağlanması gerekiyor. Bu objektif koşullar olmayınca erkek adayların bile tartışmalı olduğu bir ortamda kadınların aday olup ortaya çıkması ve onların görülmesi de çok zor. Siyasi partiler tarafından aday olarak gösterdiği kadınlar, bu defa da ilçe ve il yönetimleri tarafından da kabul edilmesi ve desteklenmesi geriyor” sözlerini kullandı.
“ERKEK SORUNU VAR”
“Madem tolumun yüzde 50’sini kadınlar oluşturuyor, biz kadınlar da adaylıkların yüzde 50’sini istiyoruz” diyen Tosun, “‘Türkiye’de kadın sorunu var’ deniliyor, aslında kadın sorunu yok burada erkek sorunu var” diye konuştu. Tosun, “Yüzde 30’a bile ulaşabilmek mümkün değil. O yüzden bu sonuçlara ulaşamayan kadınların da siyasette adının duyulmasının ve siyasette yükselmesinin önünde pek çok engel var. Partilerin yapıları bu engellerin en önemlisi. Çünkü kadın zaten aday adayı olmak için bu süreçte sıkıntıları aşıyor, bu bir tür engelli yarışı gibi; önünde engeller var. Bu birinci engel ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde durabilmek ve kendi bağımsızlığını sağlama savaşı veriyor. Bu birinci engelli atlattıktan sonra, ikinci engel eğitim. Çünkü bu tür yerlere aday olduğunuzda en azında belediyenin, muhtarlığın, belediye meclis üyeliğinin, belediye başkanlığının ne iş yaptığının nasıl çalıştığının görmek ve bilmek gerekiyor. Bunun için belli bir eğitim düzeyi şart. Bunu da atlıyor. Erkekler de böyle eğitim şartı aranmıyor. Eğitimlere gidenler daha çok kadınlar. Üçüncü engelimiz daha var; o da toplumda kadına yönelik şiddetin önlenmesi meselesi. Bunu da atlattıktan sonra kadın ancak karar alma mekanizmalarında aday adayı olmaya ve ben de varım demeye cesaret edebiliyor. Kadın bu kadar engelli atlamışken ve buna cesaret edebilmişken siyasi partilerin burada destek çıkmak yerine kendi koydukları kotalara bile uymamaları onların heveslerini kırıyor. Bu yüzden ‘Türkiye’de kadın sorunu kadın sorunu deniyor’ kadınların sorunu yok kadınların Türkiye’de politikada, karar alma mekanizmalarında varlığını var olmasını engellemeye çalışan bir erkek sorunu var” ifadelerini kullandı.
TEHLİKE ÇANLARI
Muhtarlık gibi bir parti amblemi altında girilmeyen bir seçime dâhi siyasi partilerin güdümü altında girilmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını söyleyen Tosun, şöyle konuştu: “Fazla görülmeyen, su yüzüne çıkmayan başka bir konudan da bahsetmek istiyorum: Muhtar adaylığı alanında çıkıyor. Türkiye’de 2014 seçimlerine göre 50 bin 292 muhtarın 674’ü kadın. Yani yüzde 1,3’ü kadın. Ama ben KADER bünyesinde kadın muhtarların eğitimi ile ilgili çeşitli toplantılara gönüllü bir akademisyen izleyici ve orada onlara yol gösteren olarak katıldığımda anlatılanlarda şunu öğrendim ki muhtarlık gibi bir parti amblemi altında girilmeyen seçimler dâhil siyasi partilerin güdümü altında girilmesi tehlikesiyle karşı karşıya. Pek çok kadın muhtar sen bizim partimizin adayı değilsin denilerek alanlarda engellenmeye çalışılıyor. Oysa muhtarlık seçimleri parti rozeti altında katılan seçimler değildir. Parti rozeti altında olmadığı için de kadınlar muhtar olma muhtarlıkla ilgili seçimlere katılma konusunda biraz daha istekliler. Eğer o alanı da partiler domine etmeye çalışırlarsa kadınları orada da hepten bundan sonra göremeyeceğiz diye bir korkum var.”
KUTU… KUTU… KUTU…
30 BÜYÜKŞEHİRDEN 3’Ü
Son olarak istatistik rakamları da paylaşan Tosun, 2014 verilerine göre Türkiye’deki 50 bin 292 muhtarın 674’ü kadın, il genel meclisi üyeliğine bakıldığında bu rakam bin 251 il genel meclis üyesinin sadece 60’ı kadın, bu da yüzde 4.8’e denk geliyor. Cumhuriyet kurulduğundan bu güne; 31 bin belediye başkanına karşı 119 kadın belediye başkanı göreve gelmiş bu da yüzde 0,38’e denk geliyor. 20 bin 538 belediye meclis üyesinin de sadece 2 bin 206’sı kadın. Türkiye’de bin 398 belediye var bunlardan 30’u büyükşehir 30 büyükşehirden sadece 3’ü kadın. 51 il belediye başkanlık koltuğunda sadece 1 tane kadın başkan var. 921 ilçe belediye başkanlığında ise 33 kadın başkan olarak seçilmiş.
“ERKEK EGEMEN BİR TOPLUMDAYIZ”
AK Parti İzmir Kadın Kolları Başkanı Dilek Yıldız Büyükdağ, “Biz AK Parti olarak mecliste hem oran olarak hem sayı olarak en fazla kadın vekile sahip partiyiz. Kadının hem mecliste hem de ilçe belediye başkanlıklarında tabi sayısı bizler için çok önemli. Fakat siyaset zor bir mecra bu anlamda da İzmir’de de 5 kadın belediye adayımız var. Bu sayı bizim için önceki yıllara göre çok iyi bir sayı. Şu andaki hedefimiz meclis üyeliklerindeki kadın sayısını arttırmak. Biz bunun için özel çalışmalar içerisindeyiz. İlçe ilçe, tek tek bütün aday adaylarımızla mülakat yaptık. Belediye meclis üyeliklerinde sayıyı en az ikiye katlamayı hedefliyoruz. Son yerel seçimlerde 38 kadınımız ilçe belediye meclislerine girebildi. Bu sayıyı en az 50-60’ların üzerine çıkartmayı hedefliyoruz. İzmir’de tek vekil kadınımız var. Bu da bizim için aslında az bir sayı, bu sayıyı da önümüzdeki dönemlerde artırmayı hedefliyoruz. Kadın siyasetçilerin sayısının artması için başta Cumhurbaşkanımız çok ciddi çaba sarf ediyor. Fakat yerelde tabi kadın aday çıkartmak daha zor. Çünkü erkek egemen bir toplumdayız. Ama sayılarımız gün geçtikçe artıyor” şeklinde konuştu.



“BU DURUMA ÇOK ÜZÜLÜYORUZ”
İzmir’de 31 Mart’ta yarışacak adaylarından kadınların sayısının çok az olduğunun ifade eden CHP İzmir Kadın Kolları Başkan Nurşen Balcı ise “Kadın adayımız gerçekten çok az, biz bunun farkındayız. Gönül isterdi ki çok daha fazla kadın adayımız olsun. En azında yüzde 33 kotamız dolsun isterdik. Ama maalesef İzmir’de destekleyeceğimiz 31 adayımızdan sadece 3 kadın adayı arkadaşımız var. Tabi ki bu duruma çok üzülüyoruz. Kadın aday arkadaşlarımızın en az erkek adaylarımız kadar bilgi birikim, liyakat öz veri emek olan arkadaşlarımızdı. Ama maalesef değerlendirme Ankara’da Genel Merkezimiz tarafından yapıldı. Biz şimdi CHP iktidarına kilitlendik, ondan sonra kadınlara yönelik yeni politikalarımız da olacaktır. Adaylarımızın çoğaltılası için çalışmalarımız olacak. Yukarıya çıkıldıkça erkek sayısı giderek artıyor kadın sayısı da giderek azalıyor. Biz kadınlar karar mekanizmasında olmadığımız sürece bu sonuçları almaya mahkum olacağız. Bizlerin karar mekanizmasında olmamız ve kadınlar olarak birbirimizi desteklememiz gerekiyor. Onunla ilgili politikalar üretmeliyiz” diye konuştu.

Haber Merkezi