Şehit Gazeteci Hasan Tahsin anıldı

İzmir’'in işgali sırasında, düşmana ilk kurşunu atarak milli mücadeleyi başlatan Şehit Gazeteci Hasan Tahsin, ölümünün 97’inci yılında Konak'taki İlk Kurşun Anıtı önünde düzenlenen törenle anıldı


  • Oluşturulma Tarihi : 16.05.2016 07:43
  • Güncelleme Tarihi : 16.05.2016 07:43
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Şehit Gazeteci Hasan Tahsin anıldı haberinin görseli

E. ÇAĞLA GENİŞ

İzmir'in işgalinin başladığı 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan askerlerine ilk kurşunu atan ve ardından şehit edilen Gazeteci Hasan Tahsin, İzmir Konak Meydanı'ndaki İlk Kurşun Anıtı önünde düzenlenen törenle anıldı.

Törene, İzmir Vali Yardımcısı Uğur Kolsuz, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya, CHP İzmir milletvekilleri Atilla Sertel, Musa Çam, Mustafa Balbay, CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, Vatan Partisi İzmir İl Başkanı Rifat Mutlu, Basın Yayın Enformasyon İzmir Şube Müdürü Tarık Çiçek, Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şube Başkanı Halil Hüner, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Tayfur Göçmenoğlu, Genel Sekreter Kenan Çimen, Genel Sekreter Yardımcısı Sadık Pala, İGC Yönetim Kurulu üyeleri Dilek Gappi, Murat Atilla, İlker Çoban, İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyeleri, gazeteciler ve yurttaşlar katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından anıta İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu üyeleri çelenk sundu.

MİLLİ MÜCADELE RUHUNUN SEMBOLÜ

Törende konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, 97 yıl önce Hasan Tahsin’in attığı kurşunun bir anlamda gururlu sonun başlangıcı olduğunu söyledi. Hasan Tahsin’in, o güne kadar kalemiyle, eylemleriyle, işgalin yaratacağı her türlü sonucu halkına göstermeye çalışan, günler öncesinde de bu konuda işgale karşı halkı uyarıcı yazılar yazarak direnmeye çağıran bir gazeteci olduğunu belirten Dikmen, “Hasan Tahsin, bu meydanda attığı ilk kurşunla milli mücadeleyi başlatmış ve kurtuluşu müjdelemişti. O ilk kurşun Türk ulusunun özgürlük simgelerinden biri. Hasan Tahsin, milli mücadele ruhunun sembolü. Hasan Tahsin, özgür bir ülke için, özgür bir millet için artmıştır o ilk kurşunu. İşgal acısına dayanamayan Hasan Tahsin, yüreğini sesini dinleyip tek başına da olsa bir alaya karşı çıkacak kadar cesurdu. İşgalcilere attığı kurşun Kurtuluş Savaşı’nın meşalesini yakarken, bütün dünyaya Türk ulusunun bu işgali kabullenmeyeceğinin de mesajını veriyordu” dedi.

GAZETECİLERE ATILAN KURŞUN ÖZGÜRLÜK ATEŞİNİ SÖNDÜREMEZ

Dikmen, işgali, emperyalizmi ve boyunduruğu kabul etmeyen Hasan Tahsin’in ruhunun, Türkiye’de birçok gazetecide yaşamaya devam ettiğini kaydederek şöyle konuştu: “Aynı inanca sahip birçok gazetecimiz basın özgürlüğüne sıkılan kurşunların hedefi olmuştur. Basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne, toplumun bilgi edinme, haber alma özgürlüğüne inancın bedelini nice yürekli gazeteci yaşamlarıyla ödemiştir. 100 yıllık süreçte Türkiye’de onlarca gazeteci sıkılan kurşunlar, patlayan bombalarla öldürüldü. Yüzlercesi cezaevlerine gönderildi. Gazetecilere atılan kurşun özgürlük ateşini söndüremez. O ateş için verilen mücadelede de, cesur gazeteciler bir adım bile geri atmaz. Türkiye’de ve dünyada basın özgürlüğünü, düşünce ve ifade özgürlüğünü, halkın haber alma hakkını savunan gazeteciler, çeşitli saldırılara maruz kalmaya devam ediyor. Gazeteciler, aydınlar cezaevine atılarak susturulmaya, sindirilmeye ve ağır ağır öldürülmeye çalışılıyor ya da hedef gösteriliyor. Basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğüne dayanır. Ancak kişiler, düşüncelerini ifade ederken endişe duyuyorlarsa, hapis tehdidiyle karşı karşıya kalıyorsa, özellikle otosansür tehlikesi gazeteciler arasında adeta bir virüs gibi yayılıyorsa; o ülkede basın ve ifade özgürlüğünden söz etmek mümkün değildir.”

MÜCADELEDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ

Böyle bir tablo karşısında tüm gazetecilik meslek örgütlerine önemli görevler düştüğünün de bilinci de olduklarını ifade eden Dikmen, “Çalışmalarımızı Cumhuriyetimizin bütün ilkelerinin, demokrasinin, halkın haber alma özgürlüğünün güvencesi olduğumuz bilinciyle, dayanışmayla sürdürüyoruz. Öyle bir ülke istiyoruz ki düşünmek, konuşmak, bilgiyi paylaşmak ve yazmak ceza konusu olmasın. Bu ağır, zorlu mesleki koşullar içinde umutlarımızı yitirmeden, mesleğimizin olmazsa olmazlarından ödün vermeden, ulusça birlik ve beraberlik inancıyla mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.