Semti terk edecekler

SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
“Esrar ve eroinin önünü kesemedik”, “Gelin görün ki emniyet yine de yeterli değil”, “İnsanların yarısı işsiz”, “Kız çocuklarını erken yaşta evlendiriyorlar”, “Buraya öncelikle eğitim hizmetinin gelmesi lazım”, “Torun 5’i bitirsin buradan çekip gideceğiz”, “73 senesinde nasılsa şimdi halen aynı”… Tüm bu sözler Konak Tepecik’te yer alan Zeytinlik Mahallesi sakinlerine ait. Mahallenin görmüş geçirmiş insanları çocuklarının daha sağlıklı yerlerde bulunması için yıllardır yaşadıkları semti terk etmeyi düşünüyor, gençler ise geleceklerinden endişeli. Televizyonda izlediğimiz o rengarenk roman mahallerinin aksine Tepecik ‘Yarın ne olacak?’ korkusuyla ayakta kalmaya çalışıyor. Başkaları için ‘curcuna’, onlar içinse sorunlar yumağı olan semte dair vatandaşla konuştuk.



Zeytinlik’te doğup büyüyen 93 yaşındaki Mahmut Ergene, “Tepecik Zeytinlikte sorunlar anlatmakla bitmez ki” diyerek söze başladı. Ergene şöyle devam etti: “İki adım at üçüncü adımda sorun çıkar karşına. Etrafa baktın mı anlarsın zaten. Herkes panik halinde, bir telaş, kargaşa var ama sorsan kavga yok. Tepecik’in normal hali bu. En büyük sıkıntımız çöp konteynırlarının olmaması. Var ama çok az. Çöpümüzü alıp en uzak noktadaki çöp kutusuna bırakıyoruz. Temiz bir semt değil burası. Her taraf pislik içerisinde. Diğer bir sorun ise araçların her zaman kaldırımlara park edilmesi. Yayanın geçebileceği alan yok. Bugüne has değil inanın ki her gün böyle. Mahalle sırf arabalarla dolu. Kaldırımları otopark sanıyorlar. İzin vermediğinde de gör bakalım curcunayı.”



“EMNİYET YETERLİ DEĞİL”
Zeytinlik’te hafta içi olmasına rağmen insanların çoğu kahvehanede. Mahmut Ergene sebebini şöyle açıkladı: “Yarısı emekli, yarısı da işsiz. Emekli olanın da bölgeye en ufak katkısı yok. Varsa yoksa kumar. İşsiz olan da iş bulmak için uğraşmıyor. Eğitim düzeyi iyi olan kişiler en fazla lise mezunu. Onlar da kağıt toplayıp satıyor.” Ergene bölgede bulunan gençlerin durumunu ise şu sözlerle anlattı: “Gençlerin durumu çok kötü. Tepecik Zeytinlik’e romanların akın etmesiyle beraber esrar ve eroinin önünü kesemedik. Küçük yaşta çocuklar dahi merak edip kullanıyor. Aralarında parola dahi kurmuşlar. Şu arka sokağa giremezsiniz. Doğma büyüme buranın insanı olmama rağmen oraya girmeye korkuyorum. Geçenlerde hastaneye gittim, ‘Amca fişek var verelim mi?’ dediler. Mahalleden olman, yaşlı olman onlar için bir şey ifade etmiyor. Önceden akşam 8’den sonra geçemezdiniz buralardan. Şimdi ise gündüzü gecesi fark etmiyor, bütün berduşlar buralarda. Her köşe başında polis var. Ben hayatımda polisin bu kadar yoğunlukta olduğu bir semt görmedim. Ancak gelin görün ki emniyet yine de yeterli değil.”



“VATANDAŞ EĞİTİMSİZ”
Kız çocuklarının erken yaşta evlendirildiğini aynı zamanda eğitim durumlarının da sıkıntılı olduğunu belirten Ergene, “Doğu’da bir yerde değiliz. İzmir’in göbeğinde bir yerdeyiz. Ama ne yazık ki bunlar bu semtte yaşanıyor. İsterdik ki bir kütüphanemiz olsun. Belki insanlar bu yolla bir şeyler öğrenmeye çalışır, düzen değişir. Ancak okullarımız bile çok az. Kaldı ki kütüphane mi yapacaklar? İzmir’in köylerinde yaşayanlar diyor ki ‘Belediye bizi unuttu’. Belediye gözünün önündeki semti görmüyor. Seni nasıl hatırlasın. Buranın vatandaşı eğitimsiz. Buraya öncelikle eğitim hizmetinin gelmesi lazım” dedi. Mahallede bir sağlık ocağının dahi bulunmadığını kaydeden Ergene, “Buradan sağlık ocağına gidebilmek için baya bir yol yürümemiz lazım. Üst geçitten geçmek gerekiyor. Üst geçitlerin ise asansörleri çalışmıyor. Yaşlı adamım nasıl yürüyeyim o merdivenlerden. Sağlık ocağı olmadığı için diğer bölgedeki sağlık ocağına gidiyoruz. Yolda yaşadığımız ulaşım sorunlarından dolayı gidene kadar daha kötü hasta oluyoruz. Aynı şey pazar yeri için de geçerli. Asansörler çalışmadığı için kadınlar pazar arabalarını da kolaylıkla kullanamıyor. Ya da bir aile çocuğunu çocuk arabasıyla rahat rahat geçiremiyor” diye konuştu.
“SAĞLIK OCAĞI YOK”
Sağlık ocağı kadar mahallede bir bankamatiğin de olmadığını vurgulayan Ergene, “Bankamatik ihtiyacını karşılamak için hastanenin oraya kadar gitmek lazım. Kısacası bize sürekli ‘Yürü ya kulum’ diyorlar. 93 yaşında adamım ya. İsterlerse şuraya küçük bir bankamatik koyabilirler. Ancak kurmuyorlar. Muhtarımız sağlık ocağı ve bankamatik için çok fazla talepte bulundu ancak karşılığını göremedik. Park yaptılar mahalleye bir aile gidip de oraya oturamıyor. Çünkü kim olduğu belli olmayan insanlarla dolu. İnsanlar korkuyor. Benim 1. sınıfa giden bir torunum var. Dışarıya çıkarmaya korkuyorum. Torun 5’i bitirsin buradan çekip gideceğiz” sözlerine dikkati çekti. Kahvehanede bulunan diğer vatandaşlar da bazı sıkıntılara değindi. Yıllardır saldırgan köpeklerle mücadele ettiklerini belirten vatandaş, “60 köpek ne demek. Kızlarımız, çocuklarımız sabahları işe, okula gidiyor, karşılarında köpekleri görüyor. Hepsi de saldırgan. Kaç kişiden şikayet duyduk. Yeni olan bir şey değil. 30 senedir buradayım, yıllardan beridir de köpek korkusuyla yaşıyoruz. Tamam, aşısı yapılsın, saldırgan olmasın amenna. Fakat saldırı boyutu ciddi bir tehlike” dedi.
ÖĞRENCİLER ENDİŞELİ
Elektrik kesintilerinin sıklıkla yaşandığını kaydeden bir diğer vatandaş, şöyle ekledi: “Trafo yetersizliği var. Olan trafoda eski bir trafo. Bu nasıl yetsin mahalleye. Muhtarlarımız ne yazık ki ilgisiz. Onlar ilgili olsaydı buraya trafo da gelirdi, doğalgaz da. Sokak lambaları gündüz 2 dediniz mi yanmaya başlıyor. Bunun bütün faturası bizden çıkıyor. Lamba gece kullanılmak için vardır. Gece gündüz açıp cezasını vatandaşa çektirmek için değil. Bu lambaların sürekli açık olduğunu herkeste görüyor.” Vatandaş, “40 yıldır buradayım değişen hiçbir şey yok. 73 senesinde nasılsa şimdi halen aynı. Bu esasen bakıldığında çok kötü bir durum. Hiç mi bir yenilik, güzellik olmaz” diyerek sözlerini tamamladı. Okul çıkışında karşılaştığımız lise öğrencileri ise İzmir’in farklı ilçelerinden Tepecik’e geldiklerini ancak burada olumsuz birçok örnekle karşılaştıklarını vurguladı. Öğrenciler yetkililerin bölgeyi geliştirmek adına çalışmalar başlatması gerektiğine dikkati çekti.