Sayfa Yükleniyor...
İzmir Büyükşehir Belediyesinde örgütlü iki sendikanın karşı karşıya geldiği yetki karmaşası, karşılıklı yapılan açıklamalarla doruğa çıktı
E. ÇAĞLA GENİŞ
Toplu iş sözleşmeleri (TİS) süreci öncesi İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği'nin yazısı doğrultusunda yetkiyi Tüm Yerel Sen'e verdi. Verilen kararla birlikte, Büyükşehir Belediyesi'nde çalışan kamu emekçilerinin iradesi Tüm Yerel Sen'e devredilmiş oldu.
Tüm Bel-Sen ile Tüm Yerel-Sen arasında yetki sorunu tarafların peş peşe açıklamalarıyla gündeme düştü. Birleşik Kamu İşe bağlı Tüm Yerel- Sen İzmir Şubesi yetkilileri, Valilikten aldıkları yazıya dayanarak üye sayılarının çok olduğunu ve Toplu İş Sözleşmesi yetkisinin kendilerinde olduğunu iddia etti. KESKe bağlı Tüm Bel-Sen Şubesi yetkilileri ise, Tüm Yerel-Senin Valilikten aldığı yazının geçersiz ve yetkinin kendilerinde olduğunu ifade ederek, TİS görüşmelerinin kendileriyle yapılması gerektiğini belirttiler.
YETKİ VASFINA GEÇİT YOK
İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde yapılan basın açıklamasında Tüm Bel-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ulus Bozkır, belediyenin yaptığı işlemin dayanaktan yoksun olduğunu ve yetkilerinin gasp edildiğini belirtti. Yanlışın derhal düzeltilmesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ESHOTtaki yetkilerin kabul edilmesini istendi. Bozkır, Valiliğe yaptıkları başvuruya dayanan İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından tarafımıza tebliğ edilen yazıda ayrı ayrı tutulan tutanakların tarafların katılımı ile birleştirilerek tek tutanak haline getirilmiş olduğu ifade edilmektedir. Ancak böyle bir birleştirme işlemi yapılmamıştır, böyle bir birleştirme tutanağı yoktur. Konuya ilişkin Valiliğe yaptığımız başvuruda birleştirme tutanağının, tarafların katıldığı bir birleştirme işleminin olmadığı tarafımıza ve Belediyeye yazılı olarak iletilmiştir. Belediyenin işlemi temelsizdir, dayanaktan yoksundur. Derhal düzeltilerek İBB ve ESHOT'taki yetkimiz kabul edilmelidir dedi.
BUGÜNE KADAR HEP AYRI DEĞERLENDİRİLMİŞTİR
Bugüne kadar tüm yetki sayımlarının herhangi bir birleştirme işlemi olmaksızın ayrı bir şekilde yapıldığının altını çizen Bozkır, İBB, ESHOT ve İZSU yetki sayımları ayrı ayrı yapılan, Valilik tutanaklarında dahi ayrı bir şekilde kayda geçen, her biri müstakil bütçeli, ayrı bir teşkilat şeması, yönetim ve karar organları, ayrı hizmet birimleri, ayrı personel yapısı olan kamu tüzel kişiliğine sahip kurumlardır. Bugüne kadar da bütün yetki sayımları herhangi bir birleştirme işlemi olmaksızın ayrı bir şekilde yapılmıştır. Özellikle, İZSU ayrı bir kuruluş kanunu olan müstakil yapısını kanundan alan bir kurumdur. Bu nedenle bugüne kadar yapılan bütün toplu sözleşmelerde İBB ve ESHOT birlikte, İZSU ayrı bir şekilde değerlendirilmiş ve bu şekilde imzalanmıştır. Büyükşehir idaresi bunun böyle olması gerektiğini bundan önceki sözleşmelerde tarafımıza defalarca ifade etmiş ve bunu savunmuştur. Ancak ne hikmetse aynı Büyükşehir yönetimi tarafından bugün tam tersi bir yönde işlem tesis edilmektedir diye konuştu.
İRADEYE İPOTEK KOYULMUŞTUR
Büyükşehir tarafından yapılan işlemin, birbirinden bağımsız kurumlardaki sendikal iradenin ve o işyerlerindeki çoğunluğun yok sayılması, iradeye ipotek konulması olduğunu savunan Bozkır, Bu üç kurumdan birindeki sayısal fark nedeniyle, sayısal çoğunluğun olmadığı diğer iki kurumda yetkili sayılmak sendikal etiğe ve akla uygun olmadığı gibi anti-demokratik bir yetki gaspıdır. İBB yönetimi emekçilerin iradelerini dikkate alarak bu hukuksuz ve anti demokratik işlemden derhal vazgeçmelidir. Bu yetki gaspından doğacak her türlü işlem meşruiyeti olmayan bir işlem olacaktır. Bu noktada, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin gerçekleştirdiği işlem basit bir teknik işlem değil sendikal, politik bir tercih, taraflı yanlı bir tutumdur. Bu aşamaya gelinirken sendikamızın mücadeleci, bütünleştirici geleneğine karşı emekçileri bölen ayrımcı zihniyetin örgütlenmesinde taraf olunmuş her düzeyde bürokratın odalarında üyelik formları dağıtılmış, personel üzerinde baskı kurulmuştur ifadelerini kullandı.
YETKİYİ EMEKÇİDEN ALDIK
İBB ve ESHOT'ta yetkisi olmayan sendika ile yapılacak toplu sözleşme görüşmelerinin iptal edilmesi gerektiğini söyleyen Bozkır, Aksi halde, olmayan bir birleştirme tutanağına dayanarak İBB ve ESHOT'taki emekçilerin iradesi anti-demokratik bir şekilde yok sayılmış olacaktır. Sendikamız, bu hukuksuzluklara karşı mahkeme yolu dahil olmak üzere her türlü yasal meşru haklarını kullanacaktır. İBB ve ESHOT'taki yetkimiz yasaldır, meşrudur. Biz yetkimizi Valilikten veya Büyükşehirden değil emekçilerden aldık. Emekçilerin, üyelerimizin iradelerinin yok sayılmasına izin vermeyeceğiz. Tüm üyelerimizi, dostlarımızı ve kamuoyunu duyarlı olmaya, irademize sahip çıkıp gücümüzü birleştirerek haklarımızın geliştirilmesi mücadelesini büyütmeye davet ediyoruz dedi.
TÜM YEREL-SENDEN YANIT GELDİ
Tüm Yerel-Sen İzmir 1 Nolu Şube İdari Sekreteri Altıner, geçen dönemlerde İZSUda üye sayısı bakımından kendilerinin yetkili sendika olmasına rağmen genel sayı ele alındığından sözleşme imzalayamadıklarını söyledi. Tüm Bel-Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ulus Bozkır ise, her zaman İBB ve ESHOTun aynı, İZSUnun ayrı olarak ele alındığını, Büyükşehir Belediyesinin de bunu savunduğunu dile getirdi. Altıner, TÜM BEL SENli yönetici arkadaşlarımız hala Yetki bizde. Belediye yetkimizi gasp etti gibi söylemleriyle tam da masaya oturulduğu sırada sözleşme görüşmelerine zarar veriyorlar diye konuştu.
SÜRECİ BALTALAMAYA ÇALIŞIYORLAR
Tüm Bel-Sen Genel Merkez ve şube yöneticilerinin el ele verip TİS sürecini baltalamaya çalıştıklarını ifade eden Altıner, Bilindiği üzere Tüm Yerel-Sen sendikası olarak; İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kuruluşlarında çalışan ve yaklaşık 6 bine yakın belediye emekçisi arkadaşımızı yakından ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerine 8 Aralık Salı günü resmen başlıyoruz. Öyle ki belediyeyi, valiliği ve sendikamızı yetkiyi gasp etmekle suçlayan Tüm Bel-Senin Şube Başkanı geçen yıl; Tüm Bel-Sen toplam sayıda öndeyken nedense İZSUda Tüm Yerel-Senin sayıca fazla olmasının önemli olmadığını söylüyordu. İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı İZSU ve ESHOTun sayıları dâhil toplamda en çok üyesi olan sendikayla sözleşmenin yapılmasının yasaya uygun olacağını savunuyordu. Belediyeye Yaptığınız yanlıştan vazgeçin demiyordu. Dün dündür. Bugün bugündür anlayışıyla sendikacılık yapanları emekçilerin takdirine bırakıyoruz dedi.
ELLERİNDE BELGE YOK
Tüm Bel-Sen yöneticilerinin ellerinde hiçbir belge olmadan kıyameti kopardıklarını söyleyen Altıner,şöyle devam etti: Bu arkadaşlarımız belediyeyi tanımıyor. Valiliği tanımıyor. Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünü tanımıyor. Çalışma Bakanlığını tanımıyor. Çünkü bu kurumlar; yasaya uygun olarak Tüm Yerel-Sen ile sözleşme yapılmalı diyor. Zaten bu kurumları tanımayanlardan da emekçilerin iradesine saygı göstermelerini beklemiyoruz. Ancak şunu unutmasınlar ki; bu öfkeli, kavgacı, uzlaşmadan uzak dil bize geçen yıl kaybettirdi. Biz bu yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi ailesi olarak hep birlikte kazanacağız.
Haber Merkezi